‘Avrupa Bestekar Ödülü’ Sinem Altan’ın

Sanatçılar
Avrupalı Gençlik Orkestraları Almanya Dostluk Grubu Derneğince başkent Berlin’de düzenlenen “Young Euro Classic” festivali çerçevesinde verilen ödülü Sinem Altan&...
EMOJİLE

Avrupalı Gençlik Orkestraları Almanya Dostluk Grubu Derneğince başkent Berlin’de düzenlenen “Young Euro Classic” festivali çerçevesinde verilen ödülü Sinem Altan ”Hafriyat” adlı eseriyle aldı.

Almanya’da yaşayan Türk kökenli genç besteci ve piyanist Sinem Altan’ın bestelediği ve geçen hafta dünya prömiyeri olarak icra edilen “Hafriyat” adlı eseriyle bu ödüle layık görüldüğü bildirildi.

Young Euro Classic festival organizasyon komitesinden yapılan açıklamada, Altan’ın geçen hafta “Young Euro Classic” etkinliği kapsamında düzenlenen konserde Türkiye Gençlik Filarmoni Orkestrası (TGFO) tarafından eserinin icra edildiği anımsatıldı. Altan’ın böylece 5 bin avroluk ödülün de sahibi olduğunu ifade edildi.

Jüri üyeleri, Sinem Altan’ı “Hafriyat” adlı eseriyle dinleyicilere yeryüzünün gücünü hissettirdiğini açıkladı. 

Ödülünü alan Sinem Altan, gazetecilere yaptığı açıklamada, TGFO’nun eserine adete “nefes üflediğini” belirterek “Öyle bir üflediler ki demek dinleyicileri öyle etkilemişler aynı zamanda jüri halktan oluşuyor. Böyle bir karar vermiş jüri üyeleri. 9 prömiyer beste arasından benim eserim böyle bir ödüle layık görüldüğü için çok mutluyum. Hafriyat aslında benim için yeni bir dönemi yansıtıyor. Müzikal anlamda çok büyük bir orkestra için yazmıştım” dedi.

Altan müziğin olmadığı yerde hayatın olmadığını sözlerine ekledi.

Sinem Altan kimdir?

(Altan Öymen’in 28 Ocak 2006 tarihli Radikal gazetesindeki yazısından alınmıştır.)

Sinem Altan Ankara’da oturan bir ailenin kızı. 1985 doğumlu. Müzik’teki yeteneği çok küçük yaşlardayken ortaya çıktı. Babası Özcan Altan ile annesi Selmin Altan bunu keşfedince kızlarına 5 yaşından itibaren piyano dersi verdirmeye başladılar. Ailede de müzikle ilgili olanlar vardı. Sinem Ankara’da Özel Neşe İlkokulu’nda okurken, Bilkent’in Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi’nin ‘yarı zamanlı’ konservatuar eğitimine kabul edildi ve yeteneği hocaları tarafından da saptandı. 

Sinem daha o zamanlardan besteler yapmaya başlamıştı. Onu yurtdışındaki konservatuarlardan birine gönderme fikri, İhsan Doğramacı tarafından benimsendi. Fakat o zamana kadar, ülkemize İdil Biret ve Suna Kan gibi dünyaca ünlü sanatçılar kazandıran düzenleme artık yoktu. Biret ve Kan, 1940’ların sonlarında çıkarılan ‘Harika Çocuklar Kanunu’ndan faydalanmışlardı.

O kanun artık işlemiyordu. Doğramacı, onun yerine Sinem’e özgü bir burs sistemi kurdu. Onu 11 yaşında ilkokulu bitirir bitirmez annesiyle birlikte 11 yıl için Berlin’e gönderdi. 
Böylece, Sinem Altan’ın Berlinliliği başladı. Orada hem Hanns Eisler Müzik Akademisi’nin kompozisyon ve piyano bölümüne başarılı bir sınavdan sonra kabul edildi, hem de lise düzeyindeki öğrenimini tamamladı. Üniversite düzeyindeki eğitimini bitirdi ve master’ına başladı. 

Bursunun bitmesine daha bir buçuk yıl var. Ama daha şimdiden 60’a yakın beste yaptı. Biri, librettosu Almanca olan ‘Mesir Macunu’ (Mesir Pastillen) adlı ‘kısa opera’sı… 
Operanın konusu, Manisa’nın ünlü Mesir macununun hikâyesi. Ayşe Hassa Sultan’ın hastalığının, Merkez Efendi’nin yaptığı 41 baharatlı ilaçla iyileştirilmesi… 
Sinem Altan bunun için Manisa tarihi dahil, konuyla ilgili yoğun bir araştırma yapmış.