DNA nedir? Nasıl keşfedilmiştir?

Araştırma
ODTÜ Kimya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ural Akbulut, makalesinde DNA’nın tanımını ve keşfedilme sürecini şöyle anlatıyor: Vücudumuzdaki her hücrede, 23 çift “kromozom” vardır. Kromozomların içinde ...
EMOJİLE

ODTÜ Kimya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ural Akbulut, makalesinde DNA’nın tanımını ve keşfedilme sürecini şöyle anlatıyor:

Vücudumuzdaki her hücrede, 23 çift “kromozom” vardır. Kromozomların içinde ise 50-100 bin “gen” bulunur. Hücrelerin ihtiyacı olan maddelerin üretilmesi için gerekli bilgiler DNA’da saklıdır. DNA’da, bilgilerin saklandığı özel bölümlere “gen” denir. DNA, küçük moleküllerin yüzlercesinin birbirine “zincir” gibi eklenmesinden oluşan bir polimerdir. DNA’mız bize ait tüm bilgilere sahiptir. Genetik özelliklerin yarısı annenin, yarısı da babanın DNA’larından alınır. Bakteri veya virüs gibi basit canlılarda da DNA vardır. Bir hücrenin DNA’sı alınıp bazı kısımları değiştirilerek başka bir hücreye yerleştirilebiliyor. Hücrelerin DNA’sı kimyasal olarak kopyalanabiliyor. Hücreden çıkartılan orijinal DNA yerine yapay DNA yerleştirilince, hücrenin, bölünüp çoğalabildiği 2010’da tesbit edildi. 

Tüm insanların DNA yapısının yüzde 99.9’u aynıdır

Tüm insanların, DNA yapısının % 99.9’u aynıdır. Aralarında % 0.1’lik bir fark vardır. Bu fark sayesinde kimlik belirlenebilir. Bu teknik, 1984’te İngiliz A. Jeffreys tarafından geliştirildi. Almanya’da 1992’de, nazi savaş suçlusı Dr.J. Mengele’nin kimliği ölümünden 13 yıl sonra DNA analizi ile belirlendi. Adli tıp uzmanları, suç mahallindeki kan, deri, saç veya tükürükte DNA analizi yaparak suçluları tesbit ediyor. DNA analizi, babalık davalarında da kesin sonuç veriyor. Yangın veya uçak kazalarında ölenlerin kimliği DNA analizi ile tesbit ediliyor. 

DNA nasıl keşfedilmiştir?

DNA’yı, ilk kez 1869’da İsviçreli F. Miescher keşfetti. Kullanılmış sargı bezlerindeki beyaz kan hücrelerinin çekirdeğini izole etti. Hücreleri bazik ortamda parçalıyor ve çekirdeğin serbest kalmasını sağlıyordu. Çekirdekten geldiği için maddeye “nüklein” adını verdi. Daha sonra asit özelliği nedeniyle maddeye “nükleik asit” denildi. Hücrelerdeki ipliksi yapıya sahip bölge, 1879’da keşfedildi. Maddeye, önce “kromatin” sonra “kromozom” adı verildi. Hücre, çoğalırken kromozomun önce ayrıştığı ve sonra kendisini kopyalayıp yeni hücreye aktardığı keşfedildi. Ardından, kromozomda DNA olduğu anlaşıldı. DNA’nın yapısında fosfat ve şeker ile “adenin (A)”, “guanin (G)”, “sitozin (C)” ve “timin (T)” olduğu 1900’lerde bulundu. DNA’nın çok uzun bir polimer olduğu 1930’da anlaşıldı. Bakterilere farklı DNA’lar aktarılınca bakterinin fonksiyonunun değiştiği 1944’te ABD’de bulundu. Böylece, genetik özelliklerimizi DNA’nın belirlediği kanıtlandı. E. Chargaff, DNA’nın yapısındaki (A) ve (T) moleküllerinin eşit sayıda olduğunu aynı şekilde (C) ve (G) moleküllerinin de eşit sayıda olduğunu buldu. Bu Chargaff Kuralı” olarak bilinir.