Yerli bir yazılım firması, kimi kurumlara yönelik günlük 4 bine ulaşan siber saldırıları bir dakikadan daha kısa sürede belirleyerek savuşturabilen bir yazılıma imza attı.
Çeşitli yarışmalarda ödül alan yazılım, normalde 2 bin bilgi işlem personelinin ilgilenmesi gereken sorunu otomatik olarak çözebiliyor
Hacettepe Teknokent’te faaliyetlerini sürdüren İnnovera firmasının Yönetici Ortağı Burak Dayıoğlu, yaptığı açıklamada, günümüzde bütün kuruluşların siber saldırılara maruz kaldığını söyledi.
Siber saldırı alarmları için her kuruluşun yatırım yaptığını dile getiren Dayıoğlu, ‘Az alarm alan günde 300, banka ve telekomünikasyon şirketleri ise 3-4 bin alarm alıyor.’ dedi.
Söz konusu alarmları tek tek incelemek için kurumlarda yeterli sayıda personel bulunmadığını ifade eden Dayıoğlu, ‘Bu alarmları gören kişinin, bunların herhangi birine bakıp ‘Ahmet’in bilgisayarına acaba virüs mü bulaştı?’ diye incelemesi gerekiyor. Büyük bir banka için günde 4 bin alarm tespit ediliyor. Kurum personeli ise bunun 5 tanesine bakabiliyor, ama kalan 3 bin 995 tanesinin herhangi birinden gol yiyebiliyor.’ diye konuştu.
Bu sorunun Türkiye’ye özgü olmadığını vurgulayan Dayıoğlu, ‘Biz de burada problemi gördük ve güvenlik personelinin yeterli olmadığını tespit ettik. Bu işi bir robota yaptırmaya karar verdik. ‘ATAR’ adını verdiğimiz, tehditleri otomatik olarak analiz edip yanıt veren bir robot yazılım ürettik. Robot, siber güvenlik alarmlarını alıyor, ona önceden ilgili kurumun bilgi işlemcisi bir tarif veriyor, robota ne yapacağını öğretiyor.’ ifadelerini kullandı.
2 bin kişinin işini bir dakikada yapıyor
Bugünün koşullarında 4 bin siber saldırı alarmı alan bir kuruluşun, bunları bertaraf etmek için 2 bin personel istihdam etmesi gerektiğine dikkati çeken Dayıoğlu, ‘Bu yazılım bütün saldırılara genel olarak bir dakikanın altında yanıt verebiliyor.’ ifadesini kullandı.
Dayıoğlu, şu an müşterileri arasında bazı bankaların yanı sıra Türk Telekom ve Emniyet Genel Müdürlüğü gibi kuruluşların da yer aldığını söyledi.
Ürünün yerli olmasının yanında ihraç edilebilir seviyede olduğuna işaret eden Dayıoğlu, ‘Dünyada alternatifi az olan bir teknoloji geliştirdik. Bu anlamda ABD ve İsrailli firmalardan geride değiliz. Hızlı büyüyen bir firmayız, yılı 30 müşteriyle kapatmayı planlıyoruz.’ dedi.
Belirlenen senaryoya göre hareket ediyor
Programın kendisine iletilen senaryo çerçevesinde işlem yaptığını, dolayısıyla hata yapmadığını belirten Dayıoğlu, senaryonun doğru kurgulanmasının yazılımın görevini yerine getirebilmesi açısından önemli olduğunu ifade etti. Dayıoğlu, ilk başlarda kullanıcının yazılıma fazla güvenmeyebileceğini düşünerek onay mekanizması kurduklarını, yurt dışındaki firmaların ürünlerinde bu mekanizmanın da bulunmadığını kaydetti.
Yazılımın gelecekte ortaya çıkması muhtemel bilgisayar yazılımlarıyla uyumlu olabilmesi için sistemi sürekli geliştirmeye çalıştıklarını anlatan Dayıoğlu, ‘Bu yazılımlara senaryo hazırlayanların gelecekte ortaya çıkabilecek saldırılara karşı da senaryo hazırlaması gerekiyor. Yazılım buna da imkan veriyor.’ diye konuştu.
Üç ülkeye ihracat başlıyor
Dünyada bu seviyede ürün üreten firma sayısının çok sınırlı olduğunu vurgulayan Dayıoğlu, Türkiye’de ise yazılımın örneğinin bulunmadığını belirtti.
Yazılımı Türk Telekom ile geliştirdiklerini ifade eden Dayıoğlu, bu kuruluşun yazılım sayesinde saldırılara çok hızlı yanıt verebilir hale geldiğini söyledi. Türk Telekom’un anılan yazılımla yılın en iyi veri merkezi ödülünü aldığını dile getiren Dayıoğlu, bunun dışında kendilerinin de 20 bin firmanın katıldığı Start-Up İstanbul adlı uluslararası yarışmada ‘dünya çapında büyüme potansiyeli olan Ar-Ge projesi’ kategorisinde ikincilik ödülü aldıklarını bildirdi.
Dayıoğlu, yazılımın geçen yıl 30 Ağustos’tan bu yana kullanıldığını ve bazı bankaların ürünü satın aldığını belirterek, ‘İhracat hedeflerimiz kapsamında Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve İngiltere’ye satışa başlıyoruz.’ diye konuştu.