Ünlü yazar Tolstoy’un doğum gününü unutmayan Google, bir doodle hazırladı.
Lev Tolstoy’un hayatı
Lev Tolstoy Rusya’nın Tula şehrindeki Yasyana Polyana adlı konakta zengin bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Leo Tolstoy çocuk yaşlarda annesini ve babasını kaybetti, akrabalarının yakında büyüdü. Çocukluğundan beri gerçekleri araştırmaya karşı büyük bir ilgisi vardı. Öğrenimini Moskova’da tamamladı. Zeki ve çalışkan bir öğrenci olarak sevgi, saygı ve başarı kazandı. Fransızcasını ilerletti. Voltaire ve J. J. Rousseau’yu okumuş ve bu yazarların oldukça etkisinde kalmıştı. Yasyana Polyana’ya geri dönüp yoksul köylüler arasına katıldı. “Çocukluk” olan ilk eserini bu sıralarda yazdı.
Orduyla Kafkasya’ya gidip Kafkas halkının yoksulluklarını ele aldığı ilk gerçekçi hikayelerini yazdı. 1845’te Kırım Savaşı’na subay olarak katıldı. Askerlikten sonra Petersburg’a gidip oldukça sakin geçirdiği yıllarda eserlerini yazmaya devam etti. Yine de aradığını bulamadı ve Batı Avrupa ülkelerine uzun bir geziye çıktı. Almanya, Fransa ve İsviçre’yi dolaştı. Döndüğünde yine Yasyana Polyana’ya yerleşti. Lüksten ve asalet ünvanlarından sıkılıyordu. Köyünde bir okul kurdu. Bu okul eğitim öğretim bakımından oldukça ileri bir düzeydeydi. Huzura ulaştığını düşündüğünde 1862 yılında evlendi.
Leo Tolstoy karısı; Sophie Behrs henüz 16 yaşındaydı. 12 çocukları oldu; bu çocuklardan 5’i öldü. Bu evlilik onun düzenli hayat özlemini gidermişti. En kuvvetli eserleri olan; “Savaş ve Barış” ve “Anna Karenina” bu dönemde yazıldı. Eserlerinin yazılmasında en büyük yardımcısı karısı Sophie Behrs idi. Aradan bir süre geçince daha şiddetli bir morel çöküntüsüne uğradı. Rus köylüsünün yoksul ve perişan durumu onu üzüyordu. Bütün servetini köylülere dağıttı, onlar gibi yaşamaya başladı. Her hali ile onlar gibiydi. Değişmeyen tek tarafı usanmadan yazmasıydı.”Kroyçer Sonat”,”Efendi ile Uşak”,”Karanlıkların Gücü”,”İman Nedir”,”Klise ve Devlet”,”İtiraflarım” bu yılların ürünleridir.