Dinçer, "Hükümet olarak elimizden geleni yapıyoruz. Kim daha başarılıysa onu alacak bir sistem kurguluyoruz. Önümüzdeki yıl alan sınavı da yapacağız. Bundan sonra öğretmen olmak daha da zor olacak" diye konuştu.
Öğretmenlikte yaklaşık 140 alan olduğunu vurgulayan Dinçer, "Biz, hiç kimsenin başkasının yerine geçeceği bir düzenleme yapmıyoruz. Herkesin hakkını, yerini, kendi yerinde koruyor, kontenjanları belirlerken de ona göre belirliyoruz" dedi.
Bu yıl bakanlık olarak 160 bin öğretmene ihtiyaç duyduklarını ancak hükümetten bunun tamamını alamadıklarını belirten Dinçer, şöyle devam etti:
"Bütün illerde ve bütün o 140’a yakın alanda yüzde 25 oranında öğretmen aldık. Bir mesleki alanı koruyarak, daha fazla kontenjan vererek toplumda adaleti sağlayamayız. Herkes objektif bir karar kriteri kullandığımızı bilmeli ve hakkına razı olmalıdır. Herkes ötekinin hakkını kendi üzerine talep ederse adalet sağlanamaz."
Dinçer, 5. ve 9. sınıfta okuyanlar dışındaki öğrencilerin Kur’an ve Siyer derslerini niçin seçemediklerinin sorulması üzerine de "Eğer yeni başlayacaksa seçebilirler. Biz 6. 7. ve 8. sınıfların müfredatını oluşturmadık. Normalde onlar için bir imkan veremedik. 5. sınıfta, yeni başlayacak çocukların ders almasına mani bir durum yok. Ama kendi seviyesinde bir ders alamayabilir. Çünkü henüz müfredatımız hazır değil" şeklinde konuştu.
Bakan Dinçer, birinci sınıfa başlayan çocuğunu, üç kardeşinden ayrı bir okula yazdırmak zorunda kaldığını anlatan bir kadına, "Kardeşleri bir okula gidiyorsa, o kardeşi de o okula alacaklar. Bugün talimat verdim" diyerek, bu konuda genel bir çözümün sağlandığı bilgisini verdi.
AA