Okullar açılır açılmaz en büyük kaygımız çocuklarımızın derslere odaklanması, ödevleri zamanında tamamlaması, sınavlara hazırlanması, öğretmenleri dinlemesi hâline geliyor. Fakat bu kaygılarımızla ilgili çözümler genelde, “Şunu yap, bunu yap, dersinin başına otur, ödevini bitir, öğretmenini dinle,” gibi söylenmelerin ötesine geçemiyor. Söylenmenin sorunları çözmediğini, aksine çocukları duyarsız hâle getirdiğini hepimiz pekâlâ biliyoruz.
Bu noktada yapılması gereken, çocuklarımıza odaklanmalarını kolaylaştıracak bir ortam yaratıp faydalı bazı teknikler sunmak. Çocukların çevresini saran artan sayıdaki uyaranları düşündüğümüzde onlar için konsantre olmak, zorlayıcı ödevleri zamanında tamamlamak, zamanı verimli kullanmak hiç de kolay değil. Bu nedenle, şunu yap bunu yap, uyarılarını bir kenara bırakıp bir strateji belirlemekte ve çocuklara uygulayabilecekleri basit yöntemler sunmakta fayda var. İsterseniz bu yöntemlerden birkaçına göz atalım:
ÇEVREDEKİ UYARAN SAYISINI EN AZA İNDİRİN
Çocuğunuz bir proje hazırlarken, uzun bir ödevi bitirmeye çalışırken, sınavlarına hazırlanırken onun için öğrenmeyi teşvik eden bir ortam yaratın.
Evin diğer bireyleri müzik dinleyip, televizyon seyrederken çocuğun uzun süre odaklanmasını, zamanını verimli kullanmasını bekleyemeyiz.
Çocuğun çalışması için özel bir alan belirleyin. Bu kendi odası, mutfak masası, yemek masası gibi bir yer olabilir. Önemli olan masadaki ve çevredeki uyaranların ve dikkat dağıtıcı şeyleri sayısını azaltmaktır. Masanın üzerindeki gereksiz kitapları, kırtasiye malzemelerini ve gereçleri kaldırıp sadece o ödevi tamamlamak için gereksinim duyulan şeyleri koyalım. Televizyonu, müzik setini kapatalım, telefonları bir kenara koyalım. İşte bu iyi bir başlangıç!
SÜRE BELİRLEYİN
Belirli bir ödevi, projeyi ya da sınav için yapılan tekrarları tamamlamak üzere süre belirlemek, çocuğunuza hedef koymayı ve bu hedefe belirlenen süre içinde ulaşmayı öğretir. Zaman yönetimi çocuğun hayat boyu kullanılabileceği bir yetenektir.
Belirlenen süre içinde hedefine ulaşan çocuğunuzu ödüllendirmek, mesela ödevini zamanında bitirince akşam yemeğinden önce arkadaşlarıyla bir süre oynamasına, televizyon izlemesine ya da bunun gibi zevk aldığı bir şeyi yapmasına izin vermek hedeflere verilen sürede ulaşmanın keyfini yaşamasını sağlayacak ve uzun vadede motivasyonunu artıracaktır.
KISA ARALAR VERİN
Çocuklara nefes alıp zihinlerini dağıtmaları için süre tanımak her zaman faydalıdır. Başlarında Demokles’in kılıcı sallanıyormuş gibi, ödev bitmeden masadan kalkmak yok, gibi sözler sarf etmek çocukta kapana kısılmışlık hissi yaratır. İstikrarlı biçimde aynı kuralları uygulayıp gerektiğinde esneklik sağlamak sağlıklı bir davranış biçimidir.
Ara vermek çocukların zihinlerini tazeler, onlara uzun ve zorlayıcı bir görevi tamamlama gücü verir. 2011 yılında Illinois Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmada, beynin uzun süre aynı konuya odaklanmaya çalıştığında aşamalı olarak uyaranları algılamayı bıraktığı tespit edilmiş. Kısa aralar kişilerin yeniden odaklanmasını kolaylaştırıyormuş.
Ancak kısa aralarda zihni dinlendiren faaliyetler yapılmalı. Burada kastedilen dersin başından kalkıp televizyonun başına oturmak tabii ki değil. Evin içinde yürümek, biriyle sohbet etmek, bir çizgi romanının sayfalarını karıştırmak, bir şeyler yemek zihni rahatlatan faaliyetler olarak kabul edilebilir.
YAPILAN İŞİN ÇOCUĞUN YETENEKLERİNE VE KAPASİTESİNE UYGUN OLUP OLMADIĞINI DENETLEYİN
Çocuklar çoğu durumda önlerine koyulan iş çok zor ya da kolay olduğu için odaklanmakta güçlük çekerler.
Çocuğun beynindeki uyaranları harekete geçiremeyecek kadar kolay işler ya da ödevler konsantrasyon sürelerini azaltır. Zor görevler için de aynı şeyi söylemek mümkün.
Çocuğunuzu gözlemleyin ve öğrenme faaliyetinin onun yeteneklerine ve kapasitesine uygun olup olmadığını düşünün. Örneğin zor bir görevi parçalara bölerek sunmak ya da çocuğun zorlanacağını düşündüğünüz noktalarda yardım önermek, o ödevin çocuğun zihninde aşılmaz bir dağ gibi büyümesini engelleyip yenilgi hissini ortadan kaldıracaktır.
Özlem Tokman- Kelime Yayınları