İngilizce’yi neden öğrenemiyoruz?

Yabancı Dil
“İngilizce Dilinin Öğretimine İlişkin Ulusal İhtiyaç Analizi”, Türkiye genelinde öğrencilerin büyük bölümünün, ilköğretimden liseye kadar verilen bin saatten fazla İngilizce dersinden sonr...
EMOJİLE

“İngilizce Dilinin Öğretimine İlişkin Ulusal İhtiyaç Analizi”, Türkiye genelinde öğrencilerin büyük bölümünün, ilköğretimden liseye kadar verilen bin saatten fazla İngilizce dersinden sonra bile temel düzeyde kaldığını ortaya koydu. 

TEPAV ve British Council, 13 ilde 19 bin 380 öğrenci, bin 394 öğrenci velisi ve 12 ilde 48 okulda 78 İngilizce öğretmeniyle görüşerek, “Türkiye’deki Devlet Okullarında İngilizce Dilinin Öğretimine İlişkin Ulusal İhtiyaç Analizi” raporunu hazırladı. 

Milli Eğitim Bakanlığı’na İngilizce öğretmenlerinin mevcut öğretim uzmanlığına dayalı, uygun bir İngilizce dil müfredatı geliştirilmesi için önerilerde bulunmak ve mesleki ihtiyaçları belirlemek amacıyla hazırlandığı bildirilen rapor Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’ya sunuldu.

Rapora göre, Türkiye’de İngilizce bilgisi gerektiren açık kadrolar, yüzde 31,1 gibi yüksek bir oranı oluşturuyor. Bu oran Suudi Arabistan’da yüzde 34,2, Endonezya’da ise yüzde 30,9 düzeyinde.

Araştırmada öğrenciler, eğitim sisteminde daha üst sınıflara ilerledikçe, kendi İngilizce düzeylerini daha düşük olarak değerlendirdi. Genel lise öğrencilerinin yüzde 37’sine karşılık, ilkokul öğrencilerinin yüzde 24’ü İngilizce seviyesinin başlangıç düzeyinde ya da daha düşük düzeyde olduğuna inandığını söyledi. Lise öğrencilerinin yüzde 6’sına karşılık, ilkokul öğrencilerinin yüzde 10’u İngilizce düzeylerini ileri derecede olduğunu iletti.  

-Eğitimde 4 engel tespit edildi

Öğretmenlerin yüzde 80’inin etkin dil dersleri vermek için gereken niteliklere ve dil becerilerine sahip oldukları tespit edildi. Ancak araştırmanın yapıldığı okullarda İngilizce’nin bir iletişim dili olarak değil, herhangi bir ders gibi okutulduğu gözlemlendi. Raporda, “Bu gramer tabanlı yaklaşım, Türk öğrencilerin yaklaşık bin saatten fazla sınıf içi ders almalarına karşın liseyi bitirirken İngilizceyi konuşup anlamakta başarısız olmalarının beş faktöründen birincisi şeklinde tanımlanmıştır” ifadesi yer aldı.  

“Gramer tabanlı sınavların” öğrencilerin İngilizceyi okuyup anlamada başarısız olmalarına neden ikinci faktör olarak tanımlanırken, “öğrencilerin oturma düzeni” başarısızlığın üçüncü faktörü, “ders kitaplarının ve müfredatın, öğrencilerin değişkenlik gösteren düzeylerini dikkate almadığı”na ilişkin etkende dördüncü sırada bulundu.

Araştırmaya katılan 5. sınıf öğrencilerinden yüzde 80’i, 6. sınıf öğrencilerinin ise yüzde 62’si  İngilizce dersini sevdiklerini ifade ederken, bu oran 12. sınıflarda yüzde 37 seviyesinde kaldı. Öğrencilerin İngilizce derslerini sevmeme nedenleri arasında üst sıralarda, “dersi sıkıcı bulmak” ve “derste zorlanmak” başlıkları sayıldı. 

-“İngilizce eğitimiyle ilgi alanları örtüşmeli”

Okullarda İngilizce dersinin sevilmesini sağlayacak tedbirler incelendiğinde, öğrencilerin en çok “İngilizce’nin ilgi alanlarımla örtüşen bir biçimde öğretilmesini isterdim” yanıtını verdikleri ortaya çıktı. Bu yanıtı “İngilizce kitaplarımın daha iyi olmasını isterdim” diyen öğrenciler izledi.

Raporun sonunda, İngilizcenin etkin öğrenilmesi için gramer tabanlı eğitim yerine iletişim odaklı eğitime ağırlık verilmesi önerisi getirildi.