Mozaik Bir Doku: Burgaz Ada

Turizm&Seyahat
Hazırlayan: Fazilet Bayır Adalardan bir yar gelir bizlere, aman Allah gözlere bak gözlere… Semih Sergen’in delikanlı bir edayla, biraz da çapkın bir ses tonuyla söylediği uzunca bir ...
EMOJİLE

Hazırlayan: Fazilet Bayır

Adalardan bir yar gelir bizlere, aman Allah gözlere bak gözlere… Semih Sergen’in delikanlı bir edayla, biraz da çapkın bir ses tonuyla söylediği uzunca bir şiirin en nefis dizelerinden biridir aynı zamanda bu şarkı. Adalar deyince aklıma hep bu söyleyiş gelir. Üstüne şarkı şiir düzülen, yeni dönemde de dizilere mekân olan İstanbul’un eşsiz yerlerinden Burgaz Ada’dayız bu hafta.

Burgaz Ada, tarihe tanıklık etmiş, farklı üsluptaki karakter sahibi yapıları, rayihası bol ağaçları, çeşit çeşit bitkileri, plajı, müzesi ve sportif faaliyetlere kucak açan yönü ile İstanbul’un adeta ebruli bir incisi.

KISACA BURGAZ…

Dairesel bir görüme sahip bu güzel adanın eskiden Antigoni derlermiş. Adalar arasında büyüklük olarak üçüncü sırada. Adanın genişliği ise 2 km. Bir tepenin etrafına kurulmuş şehir. Tepe birçok kaynakta İsa Tepesi ismiyle geçiyor, ama Türkler yaygın olarak Bayrak Tepesi demeyi tercih ediyor. Kış nüfusu 1200, yaz nüfusu ise 7 binin üzerinde.

17 YY’de Evliya Çelebi’nin yazdığına göre adanın büyük bir çoğunluğu Rumlardan oluşuyormuş. Şimdi ise hemen hemen hiç Rum kalmadığı söyleniyor. Rumların azalması ile beraber adada yaşayanların İstanbullu Yahudilerin sayısı artış göstermiş. Türkler, eskiden tümüyle Rumların yaşadığı adaya ancak 18. YY’den itibaren yerleşmeye başlamış.

Adada, Sedef Adası’nda olduğu gibi özellikle sanatçılar ve gelir düzeyi yüksek kişiler tarafından tercih ediliyor.

KALPAZANKAYA VE GÜNEŞ BATIŞI 

Ada’nın güneybatısında, en uç noktadadır. Ünlü öykü yazarı, Sait Faik Abasıyanık’la birlikte anılıyor.

Adanın en büyük güzelliklerinden biri plajı. Kumsalın adı ilginç: “Kalpazankaya”. Plaj ismini denize giriş noktasındaki aynı isimli yüksekçe bir kayadan almış. Türkiye’de ilk kalpazan paranın burada basıldığı söyleniyor.

BURGAZ ADA FOTOĞRAFLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYIN!..

Sadece sabahları yüzülebilecek bir plaj, en azından şu haliyle. Sabah diyorum, çünkü ancak öğlene kadar, su temiz görünüyor. Fakat saat 12’ye yaklaşınca, suyun yüzeyi çerçöple dolmaya başlıyor. Bu yüzden ilk vapurla gitmeli, hemen kumsaldan uygun fiyatla bir şezlong kiralamalı, birkaç saat yüzmeli sonra ise hemen toparlanıp adayı gezmeye başlamalı. Eh tabi biraz dinlenmek lazım. Bu yüzden ilk durağınız için en cazip durak hemen kumsalın yanı başındaki çay bahçesi (kır gazinosu) olabilir. Efil efil denizden gelen iyot kokulu rüzgar eser, çayımız tavşan kanı. Arkadaşlar da olunca değmeyin keyfinize.

Adanın gezilebilecek birçok yeri var. Vapur seferleri ile ulaştığınız adada, öğleden sonrasında adayı gezmeye ayırın. Gün sonunda yine Kalpazankaya’ya uğramayı ve güneşin batışının enfes seremonisini izlemeyi unutmayın.

SUSKUN ADANIN ASIRLIK EVLERİ 

Burgaz (Antigoni) Ada’daki eski ev, köşk ve yalılardan oluşan konutlar topluluğu, yakın bir geçmişe kadar, bir tür ‘Açık hava müzesi’ gibiymiş. Büyük bir bölümü, yangınlarda silinip gitmiş, bir bölümü apartmanlara dönüştürülmüş.

Batı eğilimli mimari üsluplar ve Türk ustaların Osmanlı geleneğini yaşatan binalar, adadaki etnik mozaiğin adeta asırlık tanıkları.

Burgaz ada’da Gotik ve İsviçre şale tipi ya da Neo-klasik ve yine İsviçre şale tipi karışımı evler ön plana çıkıyor. Yoğun yerleşim bölgelerinde ise, 1 veya 2 katlı bitişik nizam, çıkmalı, yalın, küçük geleneksel Türk Evi planında yapılar da bulunuyor. Köşk, eski ev, yalı veya konakların çoğu Rum ve Ermeni kökenli kalfaların elinden çıkmış. Adaya ünlü gelenekçi Türk mimarların maharetli elleri de değmiş. Batı mimarisinin sert çizgilerinin hakim olduğu yapılardan, Osmanlı geleneğini sürdüren Türk mimarların insanı merkeze koyan detaycı ve samimi yaklaşımı ile oluşturduğu evler ve köşklerden oluşan renkli mozaik görülmeye değer. Suskun adanın en önemlileri evleri ise şunlar:

MOZAİK ADADA "TURGUT CANSEVER" İZLERİ 

Rafet Ataç Evi, adanın en güzel evlerinden birisi. Çünkü burayı inşa eden ünlü şehirci mimar Turgut Cansever. Osmanlı tarzında yapılan ev, adadaki diğer evlerden daha haşmetli, daha geleneksel, daha samimi bir yapıya sahip. Ev Mehtap Sokak’ta bulunuyor. 1986’da inşası biten üstü ahşap malzeme ile kaplı Osmanlı tarzı evde her şey Türklerin geleneksel yapısına ve yaşayışlarına uygun bir şekilde oluşturulmuş. Bahçesinde kameriye, şadırvan, iki fıskiyeli havuz, hizmetkâr odası, kuzu çevirme, tandır pişirme yerleri, çam ağaçları, on yedi tür meyve ağacı, üç palmiye ve çok çeşitli çiçekler var. Adada görülmesi gereken evler listesinde başta yer alıyor bu güzide eser.

BURGAZ ADA FOTOĞRAFLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYIN!..

Adadaki Cansever’in elinin değdiği yapılardan biri de Barnas Evi olmuş. Hasarlı evin restorasyonunu yine ünlü şehirci mimar Cansever tarafından yapılmış. Adaya gelirseniz, geçtiğimiz sene kaybettiğimiz, geleneksel yapıya sahip çıkan ve şehirlere büyük katkıları olan ünlü şehircinin bu eserlerini muhakkak görün.

ÜNLÜ MARKO PAŞA KÖŞKÜ

Marko Paşa Köşkü, adanın ünlü yapılarından biri. Tarihimize ‘Dert babası’ olarak yerleşmiş, Rum kökenli Osmanlı paşası, Marko Paşa, çevresine, olağanüstü bir insan sevgisiyle yaklaşması ve yardımcı olmak istemesiyle tanınmış. “Derdini Makro Paşa’ya anlat” diye boşuna dememişler. Dr. Marko Paşa’nın evi birçok kez el değiştirmiş. Eski eser ev, son sahibi tarafından yıktırılmış, bugünkü yığma taştan bina yaptırılmış.