‘Doğunun Paris’i: Kars’

Turizm&Seyahat
Şu sıralar Türkiye’nin en hızlı gelişen şehirlerinin başında Kars geliyor. Soğuk hava koşulları yaşamı güçleştirse de festivalleri, tarihi, kayak merkezi ve yemek kültürüyle Kars yerli ve yabanc...
EMOJİLE

Şu sıralar Türkiye’nin en hızlı gelişen şehirlerinin başında Kars geliyor. Soğuk hava koşulları yaşamı güçleştirse de festivalleri, tarihi, kayak merkezi ve yemek kültürüyle Kars yerli ve yabancı turistlerin ilgi odağı olmaya devam ediyor.

Kars için yapılan ‘Doğu’nun Paris‘i tanımı her ne kadar kimileri tarafından yadırgansa da, kendine has özellikleri ve tarihi değerleriyle Kars, hem sanatsal hem de mimari açıdan adeta Paris’e meydan okuyor! Bölgede 1940’lı yıllara kadar Rus kültürünün hâkimiyeti vardı. Ve Kars, o dönemlerde sanatın başkentiydi. Yıllarca sanatla iç içe yaşamış bir toplum, her ne kadar hava koşullarının da etkisiyle kültürel faaliyetlerden uzaklaşmış gibi gözükse de aslında Kars, estetik binaları, buram buram tarih kokan sokakları, Arnavut kaldırımlarıyla bugün de sizi 1930’lu yıllara geri götürüyor.

Bale ve sinema

Kars’ın ‘Doğu’nun Paris’i olarak anılmasının altında yatan asıl neden, bir zamanlar burasının bale, tiyatro ve sinemanın başkenti olması. 1940’lı yıllara kadar Rus hâkimiyetinde olan şehrin o dönemdeki ‘milli sporu’ ise buz pateniymiş. Aristokrat ve eğitime düşkün Ruslar, okur düzeyi en üst seviyedeki kent olmasına da katkı sağlamışlar. Bir zamanlar Kars’ta okuma yazma bilmeyen neredeyse yokmuş. Peki ama ne olmuş da bir zamanların en aristokrat şehri düşüşe geçmiş? İşte Kars için karanlık günler, 70’li yılların başında gelmiş. Komünizm belki de ilk etkisini Kars sokaklarında göstermiş. Kapitalist-komünist çatışması sonucu şehirdeki entelektüel sayısı azalmış, yerini işgalci gençlik almış…

Tekrar yükselişte

Fakat Kars, günümüzde eski popülaritesini geri kazanıyor. Özellikle 2000 yılında başlayan Kafkas Kültürleri Festivali, sadece yerli değil, yabancı turistlerin de ilgisini çekiyor. Şehre olan ilgisini uzun bir dönem kaybeden Rus halkı da, bu festivalleri merakla takip ediyor. Festivaller kapsamında şehirde sinema, tiyatro gösterileri düzenleniyor, sergiler açılıyor, dans gösterileri yapılıyor. Rusya dışında Ermenistan’dan ve Gürcistan’dan da bu festivallere büyük ilgi var. Her ne kadar son zamanlarda zor şartlar nedeniyle iyice azaldığı söylense de, Kars’ın hâlâ en önemli geçim kaynağı hayvancılık. 

Genele bakıldığında büyük işsizlik oranı halkın belini büküyor. Ama bir yandan da yeni açılan alışveriş merkezleri, her geçen gün daha çok rağbet gören sanat merkezi, gece kulübü, otel, lokanta ve kafeleriyle halk başka türlü bir yaşam sürmeye alışıyor. Ani Harabeleri, Kars Kalesi, Çıldır Gölü gibi turistik yerler de her geçen gün daha çok turistin ilgisini çekiyor.

Peynir cenneti

Kars, geniş bir arazi yapısına sahip. Bu nedenle ilde hayvancılık ve yayla yaşamı oldukça önemli. Yaylalarda kurulan ‘zavot’ adlı geçici mandıralarda süt ürünleri üretiliyor. Peynir türleri arasında özel bir yere sahip olan Kars gravyer peyniri, yöre halkının geçim kaynaklarından biri. Bununla beraber sucuk, pastırma ve kavurma yapımı da yaygın. Hayvanlardan elde edilen kıl, yün ve yapağılar halı, kilim, heybe ve keçe yapımında kullanılıyor. Kağızman ilçesinde sebze ve meyve yetiştiriciliğinin yanı sıra arıcılık ve hayvancılıkla geçim sağlanıyor. Yakın zamana kadar dut pestili ve dut pekmeziyle ünlü ilçede şimdilerde dut ağacı görmek büyük bir sürpriz. Ama Kars için peynir cenneti tanımlaması yapmak da yanlış olmaz. Kars gravyeri, çökelek peyniri, çeçil peyniri, lor peyniri, Kars kaşarı ve Kars kurutu, şehrin öne çıkan peynirlerinden sadece birkaçı. Karslılar özellikle çeçil peynirini hemen her yemeğin yanına koyuyorlar.

Gece hayatı ne durumda?

Kars’ta gece hayatı olmadığını düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Çünkü soğuk hava koşullarına rağmen, Kafkas Üniversitesi’nde okuyan gençlerin şehre bir hareket getirdiği bir gerçek. Gece hayatı en çok Bolero’da kendisini gösteriyor. Bolero, üniversiteli gençler için ‘parti’ anlamına geliyor. Burada sık sık partiler; zaman zaman da festival kapsamında gösteriler düzenleniyor. Yönetmenler için de Bolero’nun farklı bir anlamı var. Çünkü birçok yerli yönetmen bu bölgeyi film platosu olarak kullanmayı tercih ediyor.

Yemekleri…

Kars mutfağında en sık rastlanan yemekler Kars kazı, piti, katte, erişte pilavı, ayran aşı, hangel, haşıl ve helva. Erişte pilavı evde kesilen erişte ve yeşil mercimekle hazırlanıyor. Önceden haşlanan yeşil mercimek, erişteyle bir taşım kaynatılıp süzüldükten sonra yağlanmış tencerenin tabanına patates diziliyor, üzerine mercimekli karışım konuyor. Son olarak üzerine kızdırılmış yağ gezdiriliyor ve patatesler kırmızı renk alıncaya kadar pişiriliyor. Ters çevrilip servis edilen bu yemek, kimi zaman patates yerine lavaş ekmeğiyle de yapılıyor.

Mercimek, nohut, pirinç, aşurelik buğday ve pazı sık sık sofralarda yer alıyor ve et suyuyla pişiriliyor. Hangel, mantının etsiz olanı olarak tanımlanabilir. Yaprak şeklinde açılan hamurlar önce haşlanıp süzülüyor. Sonra sarımsaklı yoğurt ve yağda kavrulmuş soğan eşliğinde servis ediliyor. Yörenin tipik bir yemeği olan haşıl, hep birlikte tek bir kaptan yeniyor. Haşıl yapılırken ince yarma önce bulamaç şeklinde pişiriliyor. Sonra ortası havuz gibi açılıyor ve üzerine tereyağı konuyor. Çevresine ise sarımsaklı yoğurt gezdiriliyor. Tatlıları ile ünlü Kars mutfağının çok tipik bir de helvası var. Un, yumurta, süt ve suyla hazırlanan hamur önce elde ufalanıyor. Rengi hafif kırmızı oluncaya kadar kavrulduktan sonra içine ceviz katılıp, üzerine soğuk şerbet gezdirilip servis ediliyor.

Mimari özellikleri

Kars il merkezi, eski ve yeni olmak üzere iki bölümden oluşuyor. Eski Kars, kuzeydeki tepenin üzerine kurulu kalenin içinde ve eteklerinde yer alıyor. Eski Kars’ın merkez noktası Kaleiçi Mahallesi. Burada, eğri caddeler boyunca sıralanan, biçimsiz evler dikkati çekiyor. Evler genellikle yığma taş ya da kerpiçten yapılmış.

Kayak için Sarıkamış’a

Kars sadece tarihi, gelenekleri ve mutfağıyla değil kayak pistiyle de yerli ve yabancı turistleri çekmeyi başarıyor. Çamlarla çevrili Sarıkamış Kayak Merkezi, uzun pistiyle kayakseverlerin gözdesi konumunda. Özellikle Rusya’dan turistlerin kayak için geldikleri bölgede pek çok tesis var. Konaklamak için Toprak Otel ya da Çamkar Otel’i tercih edebilirsiniz. Kaliteli karıyla ünlü, dünyanın en uzun pistlerinden birine sahip olan Sarıkamış, havalimanından 50 kilometre uzaklıkta. Kısacası Kars’a indikten bir saat sonra kayaklarınızı geçirip çamlar arasında kayak keyfine başlayabilirsiniz…