Denizi hâlâ mavi,yaz aylarında sıcak havası özellikle akşamları bunaltmıyor, ilkbahar ve sonbaharı ise harika… Ekim ayında yazdan kalma sıcaklığını koruyan Fethiye’yi hatırlamak istedik bu hafta…
Tatilde hiçbir yere kıpırdamak istemiyor, "Deniz ve güneş bana yeter," diyorsanız kumsallarında herkese yer var. Ama eğer "Bütün yıl zaten oturarak çalışıyoruz, biraz hareket ve eğlence istiyoruz," derseniz Fethiye sizin için ideal. Hareketten kastınız gece hayatıysa her köşede bir bar ya da gece kulübüne rastlıyorsunuz. Yok ama siz, "Her gün dalış yapmak ya da kanoyla çevredeki antik kalıntıları keşfetmek istiyorum," diyenlerdenseniz, hedef yine aynı: Fethiye ve çevresindeki küçük yerleşimler… Son yıllarda özellikle İngiliz turistlerin gözdesi olan Muğla’nın Fethiye ilçesi, Amerika’dan Avustralya‘ya, Yeni Zelanda’dan İsrail‘e kadar pek çok ülkeden turisti ağırlıyor.
Fethiye ve Ölüdeniz‘den kalkan minübüsler yaz ayları boyunca çevredeki daha küçük yerleşimlere ve koylara turist taşırken arı gibi çalışıyor. Otel, motel, pansiyon kapasitesi her geçen yıl artıyor. Özellikle Kabak Koyu, Kelebekler Vadisi gibi nispeten bakir köşelerde kamping imkânları var. Tabii koyları korumak gerektiğini unutmadan yapılaşma izni verilmesi gerektiğini hatırlatmakta fayda var. Çünkü özellikle yabancıların, doğaya karşı ne kadar duyarlı olduklarını biliyoruz. Mavisi kaçmış bir deniz, kirli hava, çöp atıklarla dolu kumsal kimsenin tercihi değil. Üstelik yıllardır Ege ve Akdeniz’e olan aşkıyla sonunda Türk vatandaşı olup adını da Kardelen Karlı’ya çeviren Kate Clow’un Lykian Way (Likya Yolu) kitabı turistlerin elinden düşmezken… Sırt çantasını alıp Fethiye’ye gelip, dağlarda kilometrelerce yürüyüş yaparak antik çağların ruhunu hissetmek isteyenler de biraz saygıyı hak ediyor.
YAMAÇ PARAŞÜTÜ CENNETİ!
Fethiye’den yarım saat uzaklıktaki Ölüdeniz’de her yıl ekim ayında gerçekleştirilen Uluslararası Hava Oyunları Festivali’ne katılan yüzlerce yamaç paraşütü meraklısı, gökyüzünde bir şenlik havası yaratıyor. Uçuş meraklıları bu yıl da 14-18 Ekim arasında Ölüdeniz’in semalarını rengârenk yamaç paraşütleriyle gökkuşağına çevirecek. Yaşarken denenmesi gereken 100 tecrübeden biri mi gerçekten, bilinmez ama rüzgârla kucak kucağa denizin üstünde dolaşmanın tadı çok başka. Deneyenler de duygularını farklı şekilde dile getirir: "Heyecandan öldüm, kıpırdayamadım," diyen de vardır, "Yıllardır hayalini kurardım, sevinçten ne yapacağımı şaşırdım," diyen de… Tabii bir de benim gibi yıllardır gıptayla seyredip, "Haydi şimdi uçuyoruz," dendiği anda daha ayakları yere basarken irtifa kaybedip, vaçgeçmenin yollarını arayanlar da… Ama bir şeyi gerçekten bu kadar çok istiyorsanız, korkuların hükmü kalmıyor. Zaten yazın Ölüdeniz’e giderseniz, başınızın üstünde kuşlardan daha çok görüyorsunuz yamaç paraşütüyle dolaşanları. Özellikle yıllardır ‘tatilkardeşliği’ yaşadığımız İngilizler, bu deneyimi yaşamadan evine dönmek istemiyor. Üstelik hangi yaşta olurlarsa olsunlar. Geçen yıl 18 aylık oğlunu kucağına alıp yamaç paraşütü yapan İngiliz babanın fotoğrafını gazetelerde görünce, hayret içinde kalmıştık. Birbirinden deneyimli pilotların eşliğinde Babadağ’a çıkıp, kendinizi onlardan birine teslim ederek, Ölüdeniz manzarasını izlemek için, kemerlerinizi sıkıca bağladıktan sonra pilotunuzla boşluğa doğru birkaç adım koşup, onun paraşütü havalandırmasına yardımcı olmanız yeterli. Gerisini zaten pilot yapıyor. Üstelik işlerine o kadar hakimler ki ellerindeki videoyla sizin 45 dakikalık bu şaşkın mutluluk deneyiminizi belgelemekten de geri kalmıyorlar: "Güneşe bak, ayaklarını salla, gülümsemeyi unutma!"
ŞİMDİ FESTİVAL ZAMANI
"Neden Ölüdeniz’de yamaç pürüşütü yapmak bu kadar çok tercih ediliyor?" diye merak edenler için hemen bir parantez açalım: Bir kere dünyada yamaç paraşütü yapmaya en uygun iki yerden biri Ölüdeniz’de Babadağ. Diğeri ise Brezilya’da Rio de Jenerio… Ölüdeniz, denizden oluşan ılık rüzgârın 1700 metre rakımlı Babadağ’a çarpmasıyla oluşan termik hat nedeniyle çok önemli bir merkez. Çünkü yamaç paraşütü yapabilmek için mutlaka bu termik hatta ihtiyaç var. Bu nedenle yaz aylarında maceracı turistlerin deneyimlerinden sonra da yüzlerce profesyonel paraşütçü bu kez ekim ayında düzenlenen Uluslararası Hava Oyunları Festivali‘ne kendi yamaç paraşütleriyle katılıyor. Bu yıl 14-18 Ekim arasında yapılacak festivale yine İngiltere, Kanada, Japonya gibi ülkeler başta olmak üzere 40 ülkeden, 400’den fazla yamaç paraşütçüsü bekleniyor. Festivalin son iki gününde de Türk Yıldızları özel gösteriler sunacak. Bu tarihler arasında yolu Ölüdeniz’e düşecekleri gökyüzünde birbirinden renkli manzaralar bekliyor.
NERELERE GİDİLİR?
* Ölüdeniz: Fethiye’ye 12 kilometre uzaklıktaki Ölüdeniz’in kumsalı, 2006’da dünyanın en güzel kumsalı seçilmişti. Durgun bir göl gibi görünse de dip akıntıları ve kaynak sularının yarattığı tuz farkından dolayı kendini her gün yeniliyor. Çünkü kaynak suyu çıkışları, dipte açıkdenize doğru akıntı yaratıyor. Tekne turuna katılıp çevredeki koyları keşfedebilirsiniz.
* Dalyan: Fethiye’den bir saat uzaklıkta. Likya mezarları, Roma hamamı, antik tiyatrosu, akropolisiyle Kaunos antik kentini, İztuzu Plajı’nda deniz kaplumbağaları Caretta’ları görebilirsiniz. İçerdiği çeşitli mineraller sayesinde ağrılara, cilt lekelerine iyi geldiği bilinen çamur banyosu da denenebilir.
* Kayaköy: Ölüdeniz’den 45 dakika uzaklıktaki Kayaköy, mübadele döneminde köyü terk eden Rumların yamaçtaki taş evlerinin kalıntılarıyla canlı bir müze gibi… Ev pansiyonları, lokantaları, barlarıyla küçük ama renkli bir tatil köyü. Gemiler Koyu, merkeze 5 kilometre uzaklıkta.
* Kabak Koyu: Son yıllarda açılan kampinglerle dolup taşsa da hâlâ güzel koylardan biri. Ölüdeniz’e 40 dakika uzaklıkta.
* Kelebekler Vadisi: Fethiye’ye kadar gidip de bu güzel vadide denize girmeden olmaz. Ölüdeniz’den yarım saat uzaklıkta.
* Göcek: Toros dağlarının Akdeniz’de bittiği noktada bulunan Göcek, Mavi Yolculuk için önemli bir durak. Dalaman ve Fethiye arasında bulunuyor. Günlük tekne turlarıyla koylara tura çıkabilirsiniz.
* Rodos: Fethiye limanındaki feribotlarla Ege Denizi’ndeki Yunan Adaları’nın en ünlülerinden biri olan Rodos’a geçilebilir. Yolculuk hava koşullarına göre değişiyor. En iyi tahminle bir buçuk saatte ulaşıyorsunuz.