Bohay Körfezi’nden Gobi Çölü’ne dağlar ve vadiler üzerinden kıvrılarak uzanan Çin Seddi, 1957’de turizme kazandırıldı ve1987’de de UNESCO tarafından Dünyanın Kültür Mirasları Llistesi’ne alındı.
Her yıl milyonlarca turisti ağırlayan Çin Seddi, 2 bin yılı aşan geçmişiyle ziyaretçileri adeta tarihte bir yolculuğa çıkartıyor.
Çin denince akla ilk gelen eserlerden Çin Seddi’nin bir ucu, Bohay Körfezi’nden başlıyor. Hıbey eyaletinin Şanhayguen kentinde ‘Yaşlı Ejderhanın Başı’ anlamına gelen Laolongtou bölgesinde denizle birleşiyor.
Çin Seddi, Laolongtou’dan sonra ülkenin başkenti Pekin, Tiencin kenti, Hıbey, Şanşi, Şaanşi, Heylongciang, Gansu, Cilin, Liaoning, Şandong, Hınan, Çinghay eyaletleri, Ningşia Hui Özerk Bölgesi, Sincan Uygur Özerk Bölgesi, İç Moğolistan Özerk Bölgesi’nden geçiyor.
Dağları, vadileri, çölleri ve nehirleri aşan Çin Seddi, gökyüzünden bakıldığında bir ejderhayı andırıyor. Çin Seddi’nin turistleri en çok cezbeden kısımları başkent Pekin’de bulunan Badaling, Mutienyü, Cinşanling ve Sımatay bölümlerinden oluşuyor.
Çin Seddi’nin turistlere açık olan başkent Pekin’indeki Badaling kısmı kent merkezine 80 kilometre mesafede bulunuyor. Badaling, kente yakınlığından dolayı turistler tarafından en çok ziyaret edilen bölüm olarak biliniyor. Badaling kısmında ziyaretçiler için teleferik bulunuyor, ayrıca kaydırak diye adlandırılan raylı sistem de mevcut.
Ülkenin Horoz Yılı’na girmesi ve Bahar Bayramı nedeniyle yerli turistlerin adeta uğrak noktası haline gelen Çin Seddi’nde kalabalıktan dolayı yer yer izdiham oluşuyor. Seddin giriş ve çıkış alanlarında turistlerin rahat hareket edebilmesi için patika yollar ve ek geçitlerle hareket güzergahları genişletilmiş durumda.
‘Çin Seddi’ne çıkmayan gerçek adam sayılmaz”
Çin Seddi’nin bir savunma duvarı olarak kullanılmasıyla üzerinde askerlerin ulaşımı ve nakliyesinin kolayca sağlanması amaçlanmış. Bu açıdan bakıldığında Çin Seddi’nin bir ulaşım projesi de olduğu görülüyor.
Çin Seddi’nin turistlere açık olan kısmında bir tablet mevcut. Tabletin üzerinde ‘Çin Seddi’ne çıkmayan, gerçek adam sayılmaz” yazılı.
Dünyanın en uzun savunma duvarı sadece tuğladan örülü bir yapı değil, yer yer ahşaptan yer yer taştan yapılmış bölümler de içeriyor. Seddin turizme açık olan kısımlarından heyelan nedeniyle, bazı alanların toprak altında kaldığı gözle görülüyor.
Genellikle duvarın yüksekliğinin 4-6 metre, taban kalınlığının 7 metre ve üst kalınlığının ise 6 metre civarında olduğu ifade ediliyor. Kalın olan yerlerin üzerinde atlar ve arabalar gidebiliyor. Kalın duvarlar boyunca siperlik ve okçu delikleri bulunuyor. 200 metrede bir gözetleme kulesi veya kale ve 9 kilometrede bir fener kulesi bulunuyor.
Duvar üzerinde yer yer tapınaklara da rastlanıyor. Bazı yerlerde setler, kademeli savunmaya olanak verecek şekilde birkaç sıra halinde yapılmış. Kalın duvarlar boyunca siperlik ve okçu delikleri bulunuyor. Seddin üzerinde belirli aralıklarla kuleler mevcut.
Bu kuleler, hem dumanla iletişim kurmak hem de askerler için dinlenme alanları ve lojistik depo olarak kullanılmış.Yakından bakıldığında, görkemli kuleleri, dimdik merdivenleri ve dağların ve ovaların üzerinde kıvrımlar çizerek uzanan yüksek duvarlarıyla, turistleri kendine hayran bırakıyor. Ülke turizmine 1957’de kazandırılan Çin Seddi, ülkeyi ziyaret eden yabancı devlet liderlerine de görsel ziyafet veriyor.
Çin Seddi’nin temelinde 20’ye yakın krallığın izi bulunuyor
Seddin yıkılmış kısımlarıyla toplam uzunluğunun 21 bin 196 kilometre olduğu tahmin ediliyor. Orijinal duvarın sadece küçük bir bölümünün günümüze kadar gelebildiği sanılıyor. Bugün ayakta duran kısmın, Ming Hanedanı devrinden kalan yaklaşık 2 bin 500 kilometrelik set olduğu ifade ediliyor. Ancak tarihçiler, asıl inşaatın M.Ö. 221 ile MS 608 arasında yapıldığını söylüyor.
Çin Seddi’nin yapılışına başlanması, ‘Savaşan Beylikler’ dönemine yani M.Ö. 200’lü yıllara uzanıyor. Temelinin 20’den fazla krallık tarafından atıldığı tahmin edilen Çin Seddi, Çin’in ilk imparatoru Qin Shihuang’ın (Çin Şıhuang) ‘boydan boya aşılmaz bir savunma duvarı’ hedefiyle daha önceki krallıkların yaptırdığı duvarları birleştirmesiyle oluşmaya başladı.
Bu devasa inşaatın amacı konusunda da tarihçiler arasında farklı görüşler bulunuyor. Seddin o dönemin Çin krallıkları tarafından, kuzeyden gelen atlı grupların saldırılarını engellemek amacıyla yapıldığı belirtiliyor. Bunlardan en çok bilineni ise ülkenin sınırlarını başta Hiung-nu olmak üzere kuzeyden Çin’e karşı Moğol ve Türk boylarının saldırısına karşı savunmak.
Çin Şıhuang, M.Ö. 221 yılında daha önceki krallıkların yaptırdığı duvarları birleştirerek uzatmış. M.Ö. 3. yüzyıldan M.S. 17. yüzyıla kadar Çinliler seddi uzatmaya devam etti. Seddin bugünkü halini inşa edenler ise seddi onaran ve savunma amaçlı kullanan son hanedan Ming Hanedanı (1368-1644) oldu.
Çin Seddi sürekli uzuyor
İlk inşa edildiği günden bu yana sürekli uzayan ve tadilatlarla ayakta kalmayı başaran Çin Seddi, kuş bakışıyla, büyük bir ejderhayı anımsatıyor. Çin, 2006-2010 yılları arasında hazırladığı 11’inci 5 yıllık planında dünyanın en uzun duvarının korunması için 500 milyon yüen (yaklaşık 80 milyon ABD doları) ayırdığını açıklamıştı.
Uzunluğu 21 bin kilometreyi aşan seddin, her yıl yapılan araştırma ve kazılarla toprak veya su altında kalan kısımları gün yüzüne çıkarılıyor. Çin’de 2014 yılında Ningşia Hui Özerk Bölgesi’nde seddin 20 metre uzunluğunda, Çin Hanedanlığı (M.Ö.. 221-M.Ö. 206) dönemine ait olduğu düşünülen yeni kalıntıları bulunmuştu.