Ezidi nedir?

Toplum
 Yaygın olarak “Yezidi” olarak bilinen halkın isminin doğrusu “Ezidi”. Ezidiler kendilerini “Ezda” diye tanıtıyorlar. “Ez” Kürtçede “ben&rdqu...
EMOJİLE

 Yaygın olarak “Yezidi” olarak bilinen halkın isminin doğrusu “Ezidi”. Ezidiler kendilerini “Ezda” diye tanıtıyorlar. “Ez” Kürtçede “ben” demek, “Da” ise vermek, yapmak oluşturmak anlamda kullanılıyor. Böylece “Ezda” , “yaratılan, var edilen” anlamına geliyor.

Şeytana tapmıyorlar

Ezidiler sanılanın aksine “kötülük meleği”ne değil Tanrı’ya inanıyorlar. Bu yanlış hikâyenin sebebiyse tek tanrılı dinlerdeki şeytan kavramıyla, Ezidilikteki “Melek Tavus” inanışının birbirine karıştırılması. Bu yanlış anlaşılmaya Amed Gökçen’in açıklaması şöyle: “Bütün kitaplı dinlerdeki melek tanımlarının çok dışında bir melek tanımları var Ezidilerin. Kitaplı dinlere göre Tanrı Şeytan’a, Adem’e secde etmesini söyleyince, Şeytan kabul etmedi ve cennetten kovularak lanetlendi. Ezidilere göreyse Tanrı, ilk insanın karşısında eğilmeyen Melek Tavus’u cennetinden kovmuştur ama daha sonra affetmiştir. Ve şu anda dünyayı yönetebilecek bir güç verip bu gücü kötülükten arındırmıştır. Çünkü onlara göre Tanrı nasıl bir güçtür ki kendi yarattığı bir meleğe söz geçiremesin. Bunların hepsi dünyanın varoluşu için yapılan birer sınavdır ve Melek Tavus bu sınavlar içerisinde en büyük role sahip olan, Tanrı’nın ona verdiği görevi yerine getiren en kutsal melektir. Kötülük meleği kavramlarımız tamamen farklı. Kitaplı dinlere sahip olanlar, onlardan farklı düşündükleri için Ezidi halkına “Yezidi” deyip, onları aşağılamaya çalışıyorlar.”

Ezidilik sanılanın aksine tek tanrılı bir din

Ezidilik tek tanrılı bir din. Bir kitapları yok ama 12. yüzyıldan beri belli adetleri, bayramları var. Farklı bölgelerde farklı biçimlerde kutlanan bayramları var. Aralık ayında oruç tutuyorlar. Ezidilikte toplu ibadet olmadığı için insanlar bu kadar dağınık. İbadet biçimleri de kendi aralarında bile birbirinden çok farklı olabiliyor. İbadethaneleri yok. Her Ezidi kendi olduğu yerde sabahları gölgesi boyundan daha uzun olmayacak haldeyken, akşam da boyundan kısa olmayacak şekilde güneşe karşı dua eder. Öyle anlatıldığı gibi içinden ne geçiyorsa da söylemez. Upuzun duaları var.

Melek Tavus’un halkı

Ezidilik sanılanın aksine tek tanrılı bir din. Bu tanrının, Melek Tavus da dâhil olmak üzere herşeyi yarattığına inanıyor Ezidiler. Müslüman, Hıristiyan ve Musevilerin “kötülük meleği” olarak adlandırdıkları meleğe Ezidiler Melek Tavus der. O yüzden Ezidilerin “Şeytan”a taptıklarına dair yanlış bir inanış var. İslam inanışına göre; Tanrı dünyayı yarattıktan sonra ilk insanı yani Âdem’i yarattı ve herkesin ilk insana secde etmesini istedi. “Kötülük Meleği” secde etmediği için Allah’a şirk koşmuş oldu. Bu yüzden İslam inanışına göre lanetli bir melektir

“Kötülük Meleği”.

Ezidi inancında bu böyle değildir oysa. Tanrı ilk olarak Melek Tavus’u yaratır. Tanrı ile Melek Tavus karşılaştıklarında Melek Tavus dünya yaşamının sınavlardan oluştuğunu bilmektedir. Melek Tavus Âdem’e secde etmez, çünkü bunun da hayattaki sınavlardan biri olduğunu bilir. Tanrı onu daha sonra affeder ve dünyanın yönetimini ona verir; dünyayı da şu an Melek Tavus yönetmektedir. Yani sanılanın aksine Ezidiler bir “kötülük meleğine” tapıyor değiller; o meleği algılayış biçimleri diğer tek tanrılı dinlerden tamamen farklı.

Amed Gökçen’in anlattığına göre Ezidilik sözlü bir din. Türkmenlerin, Osmanlıların ve Kürt aşiretlerinin saldırılarında Ezidilere ait bütün kitaplar yok edilmiş. Bu sebeple var olan bütün bilgi, kuşaktan kuşağa sözlü olarak aktarılıyor. Sözlü dine dair bilgi edinmek için din bilginlerinin köylere gelip anlatması gerekiyor. Ancak uzun yıllar boyunca Türkiye’ye bu işi bilen, önemli Ezidi şeyhleri gelmemiş. Doğu’daki birçok Kürt Müslüman aşiretlerin baskı yapmasından dolayı zaten şu anda yaşayan Türkiye Ezidilerinin hiçbiri şeyh değil hepsi mürit. Duaları, doğru uygulamaları öğrenecekleri kimse yok.

Kavuşamayan âşıkları da var

Dini kurallara göre bir Ezidinin asla başka dinden biriyle evlenmesine izin verilmiyor. Bu, Ezidiliğin yaradılış hikâyesine dayanan bir inanış. Hikayeye göre, Adem ile Havva’nın seksen tane çocuğu olur. Daha sonra Adem ile Havva, bu çocukların yetiştirilmesi ve ideal insan olmaları konusunda anlaşmazlığa düşerek kavgaya tutuşurlar. Tanrı tarafında hangisinin haklı olduğunun anlaşılması için sınavdan geçirilmelerine karar verilir. Her ikisi de bir testinin içine ruhlarını, düşüncelerini doldururlar ve ağzını kapatırlar. Adem’in küpünden Şahid bin Car adında güzel bir genç çıkar. Adem ve Havva’dan doğan çocuklar normal insanları oluşturmuş. Ezidiler ise sadece Şahid bin Car ve Melek Tavus’un getirdiği bir Huri’nin çiftleşmesinden olmuşlar inanışlarına göre. O yüzden asla bir Ezidi başka kandan bir insanla evlenemez. Ama şu da var ki her Ezidi herhangi bir Ezidiyle de evlenemez. Onun da bir sürü şartı var. Ezidilikte bir kast sistemi var şeyhler, mirler, muritler gibi. Bu gruplar da sadece kendi içinde evlenir. Mir mirin çocuklarıyla, şeyh şeyhlerin çocuklarıyla evlenebilir.

Ezidi müzikleri Albümü

Amed Gökçen araştırması sırasında Ezidilerle ilgili bir etnomüzikoloji çalışması da yürüttü. Çalışma sonunda “Ezidiler” adıyla 2 CD’den oluşan bir albüm çıkacak. İçinde Kürtçe, Türkçe ve İngilizce bir de kitapçık olacak. CD’lerin birinde geleneksel Ezidi Müziği, diğerindeyse Ezidi dini anlatıları, dualar beyitler yer alıyor. Albüm önümüzdeki aylarda Kalan Müzik tarafından yayınlanacak.

habervesaire.com