Tarımsal üretim sosyal psikolojiyi belirliyor

Dünya Hali
Science dergisinde University of Virginia’dan Thomas Talhelm ve meslektaşları tarafından hazırlanan makale, tarımın psikolojiyi şekillendirebileceğini söylüyor. Ekmek kültüründe yetişmiş olanlar...
EMOJİLE

Science dergisinde University of Virginia’dan Thomas Talhelm ve meslektaşları tarafından hazırlanan makale, tarımın psikolojiyi şekillendirebileceğini söylüyor. Ekmek kültüründe yetişmiş olanlar ile pilav kültürüyle büyümüş olanlar birbirinden farklı düşünebilir.

Psikologlar farklı kültürlerin farklı düşündüğünü uzun zamandır biliyor. Çin ve Japonya’da insanlar, ilişkiler konusunda çok daha toplumsal düşünürken, psikolog Joseph Henrich’in makalede “GARİP kültürler” olarak nitelediği ülkelerin insanları daha bireysel yaklaşım sergiliyor.

GARİP, İngilizce’de Batılı, eğitimli, sanayileşmiş, zengin ve demokratik kelimelerinin baş harflerinden oluşan “Weird” kelimesinden geliyor. Henrich, böyle ülkelerin aslında tüm toplumlar arasında, coğrafi ve tarihi olarak ufak bir azınlıktan ibaret olduğunu söylüyor. Fakat tüm psikologlar neredeyse sadece bu grup üzerine çalışmalar yürütüyor.

İki kültür arasındaki fark birçok yerde kendini gösteriyor. Sosyal çevrenizi anlatan, siz ve arkadaşlarının çizgilerle bağlı yuvarlaklar ile anlatıldığı bir şema çizmenizi istediğimi düşünün. Amerikalılar kendi yuvarlaklarını, arkadaşlarınınkinden yarım santimetre daha büyük çizerken, Japonya’da insanlar kendi halkalarını, diğerlerininkinden biraz daha küçük çiziyor.

Ya da insanlara bir arkadaş ya da yabancının dürüstlüğünü ödüllendireceği ve yalancılığını cezaladıracaklarını sorabilirsiniz. Doğuluların çoğu, bir arkadaşı, yabancıdan daha fazla ödüllendireceklerini ve arkadaşlarını daha az cezalandıracaklarını söyleme eğilimindeyken, Batılılar arkadaş ve yabancılara eşit davranıyor.

Bu farklılıklar, sosyal ilişkilerle hiçbir alakası olmayan testlerde bile çıkıyor. İnsanlara, bir köpek, bir tavşan ve bir havuç resmini göstererek, eski “Susam Sokağı” şarkısı gibi “Bunlardan hangileri birbirine ait?” sorusu sorabilirsiniz. Batılılar köpek ve tavşanın, ikisi de hayvan -dolayısıyla aynı kategoride- olmalarından ötürü eşleşmesi gerektiğini söylerken, Doğulular genellikle havuç ve tavşanın eşleşmesi gerektiğini, çünkü tavşanların havuç yediğini belirtiyor.

Elbette bu soruların hiçbirinin doğru bir cevabı yok. O zaman neden dünyanın farklı yerlerde insanlar farklı düşünce yapılarına sahip?

Modern, sanayi kültürlerinin, tarım kültürlerinden daha çok bireysellik geliştirdiğini düşünebilirsiniz. Ancak diğer bir olasılık da, tarım türünün de önemli olduğu. Özellikle de pirinç yetiştiriciliği, çok fazla işbirliği gerektiren istihdam istiyor. Çeltik tarlasını idare etmek için, tüm köyün işbirliği yapması ve sulama sisemlerini koordine etmesi gerekiyor. Öte yandan bir aile tek başına buğday yetiştirebilir.

Talhelm ve meslektaşları bu olasılıkları test etmek için ustaca bir tasarım kullandı. Çin içinde pirinç ve buğday yetiştiren bölgelere baktı. (Bu bölgelerdeki insanlar aynı dili, tarihi ve gelenekleri paylaşıyor; sadece farklı mahsüller yetiştiriyor.) Daha sonra bu insanlara yukarıda bahsettiğim psikolojik testi verdi. Buğday yetiştiren bölgelerdeki insanlar daha çok Batılılar gibi görünürken, pirinç yetiştirenler daha çok klasik Doğu toplumu ve ilişkisel kalıp özellikleri gösterdi. Test edilen insanların çoğu gerçekte pirinç ve buğday üretmese de, pirinç ve buğdayın kültürel gelenekleri, düşüncelerini etkiliyor gibi görünüyor.

Bu tarımsal farklılık, psikolojik farklılıkları, çağdaşlaşmadan daha iyi tahmin etti. Çin’in pirinç yetiştirme geçmişi olan sanayileşmiş bölümlerinde bile, toplumsal düşünce yapısı daha çok öne çıktı.

Araştırmacılar, insanların labaratuar dışında yaptıklarını anlatan iki göstergeye daha baktı: Boşanmalar ve yeni buluş patentleri. Komünal toplumlarda, bireysel toplumlardan daha az boşanma görülürken, bu toplumlarda aynı zamanda buluşlar da daha az. Diğer yandan bu kez de buğday yetiştiren bölgeler, Batı ülkeleriyle, pirinç yetiştirenlerden daha fazla benzerlik gösterdi.

Aslında Dr. Henrich, pirinç yetiştiriciliğinin psikolojik farklılıklara yönelttiğine, bunun da çağdaşlaşmayı tetiklemiş olabileceğine işaret ediyor. M.S. 1000’de uzaktan dünyaya bakan uzaylılar, barbar Kuzey Avrupa’nın, medeni Asya’dan daha önce sanayileşeceğini tahmin edemezdi ve aynı şekilde erişte ve pirinç yemek yerine sandviç yemenin farklılık yaratacağını bilemezdi.