Sondaj Meselesinde Son Durum

Dünya Hali
Doğu Akdeniz’de Güney Kıbrıs Rum Yönetimi tarafından yapılan doğalgaz ve petrol arama faaliyetleri konusunu değerlendiren Türk yetkililer, Türkiye’nin, Rumlar’ın arama çalışmaları ko...
EMOJİLE

Doğu Akdeniz’de Güney Kıbrıs Rum Yönetimi tarafından yapılan doğalgaz ve petrol arama faaliyetleri konusunu değerlendiren Türk yetkililer, Türkiye’nin, Rumlar’ın arama çalışmaları konusunda 2003 yılında Mısır’la yaptığı anlaşmaya itiraz ettiğini hatırlattılar.

Anlaşmanın Türkiye’nin Akdeniz’deki kıta sahanlığı alanlarına tecavüz anlamına geldiğinin BM nezdinde de kayda geçirildiğini ifade eden yetkililer, Türkiye’nin Kıbrıs meselesinin varlığına dikkati çekerek Kıbrıs meselesine çözüm bulunmadan Rumlar’ın bir anlaşma yapmaması gerektiğini vurguladığını bildirdiler.

Bir Türk yetkili, "Adanın güneyinde Türkiye’nin kıta sahanlığı talebi yok. Piri Reis’in faaliyetleri Kıbrıs Türkleri’nin haklarının korunmasına yönelik çalışmalar" dedi.

Piri Reis’in KKTC adına Ada’nın etrafında petrol ve doğalgaz aradığını belirten yetkililer, bu çerçevede KKTC Bakanlar Kurulunun TPAO’ya ruhsatlar verdiğini ve bu ruhsatların kuzeyle sınırlı kalmadığını, Ada’nın güneyinde de sismik çalışmalar için izin verdiğini kaydettiler.

Piri Reis’in Gazi Mağusa limanında ikmal yaptıktan sonra görevine devam edeceğini bildiren bir yetkili, "Çalışmaları Piri Reis gayet başarılı bir şekilde yapıyor. Piri Reis’in çalışmaları Kıbrıs Türkleri’nin çalışması, onlar adına yapılıyor, Türkiye de buna destek veriyor" dedi.

Kıta sahanlığı ve münhasır ekonomik bölge sorunlarının Karadeniz’de yüzde 98 oranında çözüldüğüne dikkati çeken yetkililer, ortak bir çalışma ve kollektif bir anlayışla hareket edilmesi halinde Akdeniz’de de bu sorunların çözülebileceğini ifade ettiler.
Ancak Akdeniz’de sorunun çözülmesi için şartların henüz olgunlaşmadığına işaret eden yetkililer, Kıbrıs sorunu ve Arap-İsrail sorunu çözülmeden bu tür bir çalışma yapmanın nafile olduğunu kaydettiler.

"Tepkisel bir adım"

Türkiye’nin ve KKTC’nin Rumlar’ın sondaj faaliyetlerine karşılık attığı adımın tepkisel bir adım olduğuna dikkati çeken yetkililer, ancak konuya ilişkin genel felsefeden de ayrılmadıklarını bildirdiler.

Bir yetkili, "Türkiye ve KKTC arasındaki anlaşma, Kıbrıs Türkleri’nin Ada’nın tamamı üzerindeki haklarından feragat ettiği anlamına gelmez, kuzeyin yanı sıra güneydeki haklarına da sahip çıktığı anlamına gelir. Bu aynı zamanda Ada’nın iki tarafı arasında yol ayrımına değil çözüme de destek verecek nitelikli bir anlaşma" diye konuştu.

Kıbrıs Türk tarafının kapsamlı çözümün sonuna kadar çalışmaların durdurulması önerisine dikkati çeken yetkililer, bu önerinin Rumlarca iyi değerlendirilmesi gerektiğini belirttiler.

"Türkiye’nin tutumu farklı olur"

Yetkililer, Rumlar’ın, Türkiye’nin kıta sahanlığı ve münhasır ekonomik bölgesi üzerindeki haklarını ihlal etmesi ve arama yapma girişiminde bulunması halinde Türkiye’nin tutumunun daha farklı olacağını da bildirdiler.

Rumlar’ın arama faaliyetlerine verilen tepkinin İsrail ile ilişkilerle herhangi bir alakası bulunmadığına da işaret eden bir yetkili, "Sondaj kulesi Kıbrıs Türkleri’nin haklarını ihlal eden bir faaliyete başladığı için biz de arazide bazı adımlar atıyoruz, bunun İsrail’le ilişkisi yok" dedi.

Türkiye’nin tavrının İngiliz muhataplarla da paylaşıldığına işaret eden yetkili, "Biz görüşlerimizi İngilizler’e anlatıyoruz" diye konuştu.
Türkiye ve KKTC arasındaki kıta sahanlığını sınırlandırma anlaşmasının onay sürecinin mümkün olduğunca hızlı şekilde gerçekleştirileceğini belirten yetkililer, anlaşmanın tüm dünyadaki anlaşmalar nasılsa o standartta gerçekleştirildiğini bildirdiler.

Bir Türk yetkili, "Doğalgaz ve petrol çıkarma aşamasına geçilirse Türkiye ve KKTC, KKTC’nin oradaki haklarını korumak için gerekli adımları atacaklardır" dedi.

AA