Hollywood’da 80’ler Nostaljisi

Dünya Hali
Şu anda 30 yaşları civarındakilerin ‘evet’ çığlıklarını duyabiliyoruz. İşte bugünlerde herkesin ‘yenilenmiş müdahale’ adına bir şey söyleyemeyeceği “Karate Kid”in y...
EMOJİLE

Şu anda 30 yaşları civarındakilerin ‘evet’ çığlıklarını duyabiliyoruz. İşte bugünlerde herkesin ‘yenilenmiş müdahale’ adına bir şey söyleyemeyeceği “Karate Kid”in yeniden çevrimi, “A Takımı”nın sinema versiyonu ve “Predator”ın üçüncü filminin DVD’leri raflara giriyor. Şahsen benim favorim birazcık zorunlu olarak “A Takımı”. Peki sizinki hangisi?

Sinemanın 80’ler dönemine baktığımızda, daha çok ‘gençlik’ aşısının hakimiyetini görmek mümkün. O devrenin “Grease”in (1978) başarısıyla devreye giren John Hughes imzalı gençlik filmleri ve müziklerle gelen kitsch (bayağı) dokusu halen akıllarda. Tabii fantastik sinemanın alt türlerinde bu bayağı estetiği kullanan şimdinin kült filmlerinin de varlığından söz etmek mümkün.

Zaman 80’lerin kahramanlarının geri dönüş zamanı

Ancak bunun yanında belli diziler ve seriler de piyasaya girmişti o zamanlarda. Özellikle ‘Yaratık’ (‘Alien’), ‘Rambo’, ‘Terminator’, ‘Karate Kid’, ‘Predator’ gibi serileşen filmlerin, yeni kahramanlar üretip tüketim çılgınlığını üst seviyeye taşıyordu. Bunların arasında Sylvester Stallone yönetiminde aksiyon-macera kırması, dünyanın ‘yenilmez kahramanlar’ odaklı kurulmasına yarayan ve 2008’de dördüncü devam filmi üretilen Rambo serisinin işlevi tartışılmaz.

2008’de onun dördüncü devam filmi “John Rambo” ile dönüşü o kadar beklenen etkiyi yaratmadı belki ancak 2010 ağustosunda vizyona giren “Cehennem Melekleri” (“The Expendables”, 2010) adlı proje bir patlama yaptı. Öyle ki bu, ekolün isimlerinden Stallone, Dolph Lundgren, Mickey Rourke, Bruce Willis, Arnold Schwarzeneger gibileri ile Jet Li, Jason Statham gibi günümüzün bayağı tür filmlerinin oyuncularını birleştiren bir blockbuster idi. Son derece eski yapısıyla eleştiriler alsa da bir nostaji aşıladığı gerçeği reddedilemeyecek bir detay idi.

“Karate Kid”, Afro-Amerikan oldu, “Predator” uzaya taşındı

‘Karate Kid’ ise üç devam filminden sonra 2010’da bir Afro-Amerikan versiyonuna kavuşarak ABD’nin kültürel olarak ne kadar çok çeşitli hale geldiğini ispatlamaya yaradı. O zamanların hakim Uzakdoğu sporu karatenin, günümüzdeki yeni eğilim kung fu ile yer değiştirmesi ise tesadüf değildi. Yukarıda sözünü ettiğimiz örneklere nazaran, en azından bir fark yaratma güdüsü vardı orada, o konuda projenin hakkını teslim etmeliyiz.

“Av” adıyla bilinen 1987 tarihli “Predator” ise birazcık Alien serisinin altında ezilen bir uzaylı yaratık istilası filmidir. Aksiyonuyla öne çıkıp Arnold Schwarzenegger’i parlatmaya yaramıştır.

2010 model üçüncü Predator filminde onun yerine Adrien Brody gibi oyuncu yeteneğiyle öne çıkan bir ismin, Robert Rodriguez’in B filmi fikirleri çerçevesinde “Predators” ile perdeye yansıması da yine ‘En azından bir şey denendi’ görüşünü harekete geçirdi. Seriyi uzayda bir gezegene transfer edip oraya sıkıştıran bu son halkanın tartışılır tarafları yığınlaydı elbette.

‘Terminator’ın kitlesini kaybetmesi zor gözüküyor

Tabii bunların arasında en çok önem arz edenleri hiç kuşkusuz ‘Terminator’ ve geçen yıl üretilen son derece yapıcı ve fark yaratan dördüncü devam filmi mevcut. Halen de eski kitlesini kaybetmeden yoluna devam ediyor.

Ancak elbette “A Takımı” (“The A Team”, 2010) gibi o zamanların kültleşen dizinin Joe Carnahan gibi bağımsız sinemadan çıkan bir yönetmenin eline verilip hafif modern aksiyona dönüşmesini de unutmamak lazım.

Günümüz kitlesini ilgilendiren hale sokulduklarını kabul etmek lazım

Nihai sonuçta stüdyolar ellerindeki ‘80’ler’ odaklı projelerden günümüze uygun bir şeyler yaratma konusunda hassaslar. Gayet tabii ‘Elm Sokağı Kabusu’ (‘Nightmare on Elm Street’) ve ’13. Cuma’nın (‘Friday the 13th’) yeniden çevrimleri de bunlara eklenebilir.

Ancak elbette sözünü ettiğimiz eserlerin arasında bu iki yapıt, ‘toplu tüketim’ anlamına geliyor. Tamamı da ne kadar tartışılsa da genelde gişe geri dönüşü alıyorlar. Yani projeler tutuyor diyebiliriz. En azından günümüz kitlesini ilgilendirdikleri gerçeğini kabul etmek mümkün. Bu konuda da sinema tarihine bir katkılara olmasa da gişesel başarılarını takdir etmek boynumuzun borcu.

Kerem Akça’nın Önerdiği 15 DVD:

1-Başlangıç (Inception)
2-Mary & Max
3-Nine
4-Avatar: Ultimate Edition
5-Bay Hiçkimse (Mr. Nobody)
6-Yasak Aşk (Jude)
7-101 Sevgili (Sex & Death 101)
8-Savaş Sırasında Yaşam (Life During Wartime)
9-Şrek Sonsuza Dek Mutlu (Shrek Forever After)
10- Gözlerindeki Sır (Secret in Their Eyes)
11-Bir Noel Şarkısı (A Christmas Carol)
12-Göçenler Göçürenler… Ne Varsa Götürenler (Immigrants: L.A. Dolce Vita)
13- Kosmos
14-Gece ve Gündüz (Knight and Day)
15-A Takımı (The A Team)

Not: Liste, son 2 ayda çıkan DVD’lerden oluşturulmuştur.

keremakca@haberturk.com