Hocalı’da 1992’de Ne Olmuştu?

Dünya Hali
Dünyanın suskun kaldığı katliam artık dile gelmek istiyor. Hocalı’yı Anma Gönüllüleri Komitesi, uluslararası platformda yalnız olmadıklarını anlatmak için bugün 14.00’te Taksim’de ol...
EMOJİLE

Dünyanın suskun kaldığı katliam artık dile gelmek istiyor. Hocalı’yı Anma Gönüllüleri Komitesi, uluslararası platformda yalnız olmadıklarını anlatmak için bugün 14.00’te Taksim’de olacak. ‘Hocalı için adalet’ diyen herkesi bekliyorlar…Merhum Cem Karaca, Karabağ’ın işgali ile ilgili şöyle seslenmişti yaktığı ağıtla: Karabağ’da talan var/ Ak gerdana saldıran var/ Genirsen durum gedim/ Gözü yolda kalan var… 20 sene önce takvimler 26 Şubat’ı gösterdiğinde Hocalılıların soğuk ve uzun bir geçmiş iliştiriliyordu ruhlarına. O gün Ermenistan ordusu, Sovyetler’den kalan 366. Motorize Piyade Alayı ile sivil Azerileri katletti. Azerbaycan Devleti’nin açıklamasına göre 106’sı kadın 83’ü çocuk olmak üzere toplam 613 Azeri Türk, Ermeniler tarafından Hocalı’da öldürüldü. Fakat 20. yüzyılın sonunda yapılan trajedik katliama şimdiye kadar hep sessiz kalındı. Gözlerin her şeyi gördüğü bu modern çağda, kulaklar maalesef sağır kesildi onlara. Ama bugün, sessizliği bozmanın vakti geldi!

Katliamdan geriye kalan Hocalılılar, doğdukları, âşık oldukları ve ailelerinin öldüğü bu topraklarda yeniden yaşamak; özgürce nefes almak istiyorlar. Azerbaycan’ın sağladığı mülteci kasabalarda değil, vatanlarında bayraklarına bakmayı hayal ediyorlar. Bunun için Hocalı’yı Anma Gönüllüleri Komitesi, bugün 14.00’te Taksim’de olacak. Peki bugün Hocalılıları, adalet için Taksim’de toplayan soykırım nasıl ve neden gerçekleşti?

Sorunun cevabı, Karabağ meselesinde gizli. Ermenistan ile Azerbaycan arasında bulunan Dağlık Karabağ’ın en önemli tepelerinden olan Hocalı kasabası, Ermeni ordusu için her zaman ele geçirilmek istenen bir yerdi. Bu bakımdan Hocalı, 1988 yılından 1992’ye kadar devamlı muhasara altındaydı. Aralık 1991’de Azerilerin yaşadığı Kerkicahan kasabasının alınması, Hocalı’nın Ermeniler tarafından abluka altına alınmasının yolunu açtı. Kısa sürede bugün adının hafızalarımıza kazınması gereken kasaba, Ermeniler tarafından abluka altına alındı. Dış dünya ile irtibatı kesildi. Karayolu ulaşıma kapatıldı. Hocalılılar artık, sürekli bombalar altında yaşıyorlar ama kaçamıyorlardı… Üstelik kimseden yardım isteyecek durumları da yoktu. 25 Şubat gecesi beklenen oldu. Silahlanan Ermeniler, sivilleri kıstırdı. Evlerinde onları katletti. Cesetler, vahşi bir şekilde üst üste atılarak yakıldı. İnsanlık sükût etmişti; ama ‘Kutsal Haç’ uğruna savaş Hocalılıları yok edene kadar devam etti. 1.275 kişi rehin alındı, onlardan da 150’si kayboldu. Kayıp yakınları, bir umutla hâlâ bekliyor sevdiklerini; ama akıbetleri maalesef bilinmiyor. Saldırıdan sonra Hocalı’ya gelenler akıl almaz manzaralarla karşılaştı. Çocukların gözleri oyulmuş, burun ve ağızları bıçaklarla kesilmiş, yaşlıların yüzlerine jiletlerde vurulmuştu. Erkeklerin saçları koparılmış, hamile kadınların karınları açılmıştı….

İnsanın anlatırken çekindiği bu vahşet, Ermeniler tarafından yalanlanmadı; aksine bir övünç kaynağı gibi anlatıldı. Dönemin komutanlarından ve bugün Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan, katliamın Ermeni askerler tarafından yapılan bir intikam olduğunu açıklamıştı. Sarkisyan’ın dışında katliamı yapan Ermenilerden bazıları, Hocalı’da yaptıklarını kitaplaştırmıştı. Bunlardan biri Zori Balayan. Ruhumuzun Canlanması kitabında şöyle bir olaydan bahsediyor Balayan: "… Askerlerimiz, arkadaşım Haçatur’la girdiğimiz bir evde 13 yaşındaki bir Türk çocuğunu pencereye çivilemişlerdi. … Çocuğun bağırışları duyulmasın diye Haçatur, annesinin kesilmiş göğsünü çocuğun ağzına verdi. … Daha sonra bu 13 yaşındaki Türk’e atalarının bizim çocuklara yaptıklarını yaptım. Başından, sinesinden ve karnından derisini soydum. Saate baktım, Türk çocuğu 7 dakika içinde kan kaybından öldü. … Türk çocuğuna yaptığım bu işkenceden kendimi rahatsız hissetmedim. … Haçatur daha sonra ölmüş Türk çocuğunun cesedini parça parça doğrayıp Türklerle aynı kökten olan köpeklere attı."

Şu an Azerbaycan milletvekilliği yapan dönemin Hocalı Valisi Elman Memedov’un anlattıkları da saldırının nasıl bir psikolojide yapıldığının delili: "Kasabada 3 bin insan vardı, 8-9 saat içinde 613’ü yaşlı, kadın, çocuk demeden katledildi. Dağlara kaçanlar da oralarda donarak öldü."

Dünya ise, Hocalı’da bu yaşananlara kayıtsız kaldı. İnsan haklarını çok önemseyen Batı, Karabağ işgaline müdahale etmedi. Hocalı’da bir soykırım yapıldığı pek çok devlet nezdinde bile yeni yeni kabul ediliyor. Bugün dünyanın, 1992 Şubat’ında yapamadığını yapma zamanı.