Gemilerde Tamir Var

Dünya Hali
Eski ihtişamı olmayan bu yerde şehir hatları ve araba vapurlarının bakım ve onarımı yapılıyor. Gemiler işçilerin emeğiyle yeniden hayat buluyor. İşte oların hikâyeleri.Şehrin tam orta yerinde çe...
EMOJİLE

Eski ihtişamı olmayan bu yerde şehir hatları ve araba vapurlarının bakım ve onarımı yapılıyor. Gemiler işçilerin emeğiyle yeniden hayat buluyor. İşte oların hikâyeleri.Şehrin tam orta yerinde çekiç seslerinin 556 yıldır susmadığı, demirin ateşin göz nuruyla yoğrulduğu; sabrın, gayretin kalbinin attığı yer Haliç Tersanesi. Yüksek tavanlı atölyelerde, büyükçe makinelerin başındaki işçiler, demir tozuna boyanmış halde karşılıyor bizi. 70 dönümlük bir alana yayılan üç havuzlu tersanede, bir tarafta kaynak makineleriyle çürümüş ve pas tutmuş korkuluk demirlerini boyayan işçiler, diğer tarafta da geminin içindeki ahşaplara şekil verenler…

İstanbul’un fethinden iki yıl sonra Fatih Sultan Mehmet tarafından kurulan Haliç Tersanesi, denizcilik ve endüstri tarihinde önemli bir yere sahip. Şimdilerdeyse eski ihtişamlı günlerini özlemle yâd eden, İstanbul’un sadece şehir hatları vapurlarının bakım ve onarımının yapıldığı bir mekân. İşçiler 40 kadar gemiden sorumlu. Arıza olduğunda tamir edilmesinin yanı sıra üç yılda bir gemilerin bütün parçaları sökülüyor, kontrolleri yapılıyor.

Kısacası emeğin, alın terinin hissedildiği bu yer, denizden baktığınızda bütün yaşanmışlıklarını sizinle paylaşan tarihi bir açık hava müzesi gibi… Lodosta, fırtınada parmaklıklarına sarıldığımız, sakin seyirlerinde martılara simit attığımız, maviliklerde yüzerken çayımızı yudumladığımız ve İstanbul’u İstanbul yapan değerlerin en başına taşınan vapurlar işçilerin emeğiyle hayat buluyor. İşte onların hikâyeleri…

Haliç Tersanesi, Boat Show’u ağırlayacak

Dünyanın çalışır durumdaki en eski tersanesi olan Haliç Tersanesi, 9- 18 Eylül arasında Süzer Fuarcılık tarafından organize edilen Haliç Boat Show’a ev sahipliği yapacak. 1 milyondan fazla ziyaretçinin hedeflendiği fuara, yerli ve yabancı yaklaşık 500 firmanın ve bin teknenin katılması bekleniyor. Fuar 300 bin metrekare kara alanı, 2’si dolu, 1’i boş kullanılmak üzere 3 adet gemi havuzu, bin metrekare kıyı şeridi ve 70 bin metrekare deniz üstü alan üzerinde konumlanacak. Ayrıca fuar sonunda yapılacak çekilişle her 100 bin ziyaretçiden birine tekne hediye edilecek.

Arızayı giderip geminin çalıştığını görmek muazzam bir duygu

Gemi makineleri dairesinin en genç çalışanı 33 yaşındaki Bülent Karabulut. Buradaki geçmişi altı yıl. Makinelerin arızalarına bakıyor. Onun mesleğine olan sevgisi çok küçük yaşlardan. Bundan dolayı lisede motor bölümünü okumuş. Her geçen gün işini ona daha da sevdiriyor. "Arızalı gemi geliyor, yolcusunu dahi tahliye edemiyor. O arızayı bulup makineyi tekrar çalışır hale getirmek, yolcuların tekrar gemiye alınmalarını görmek muazzam bir duygu. İşim çok zor olmasına rağmen bu heyecan beni mesleğime bağlıyor." cümlelerini içtenlikle söylüyor. Makine dairesinde çalışmak biraz güç, risk fazla. Bu nedenle her daim dikkatli olmaları ve hassas çalışmaları gerekiyor. En ufak bir hatanın zararı büyük boyutlara ulaşabiliyor. Öyle zamanlar oluyor ki makineyi binlerce parçaya ayırıp arızayı gideriyorlar. "O kadar ince çalışıyoruz ki milimetreyi yüze bölüyoruz." diyor. Bazı arızalar bir saatlik olurken bazıları da bir ayı bulabiliyormuş. Karabulut’un bir de iddialı cümlesi var: "Gemi makine dairesi bir hafta kapatılsa İstanbul şehir hatları yolculara hizmet veremez."

Sabırsız Murat 124’ün sonu

1990’larda tersanede yaklaşık 100 kadar işçi çalışırmış. İş çıkışında Şişhane kapısında işçilerin karşıdan karşıya geçmeleri araç akışını kesintiye uğratırmış. Araç sürücülerinden birisi sabırsızlık gösterip de korna çalacak ya da "çabuk olun" diye bağıracak olursa işçilerin toplu tepkisiyle karşılaşılırmış. Bu tepki de arabayı hep birlikte tutup yolun kenarına koymak olurmuş. Sürücüye kesinlikle ikinci bir şans verilmezmiş. Bir gün Murat 124 sahibi biri sabırsızlık gösterip korna çalmış. 10 kişi arabayı kaldırıp yolun uzak tarafındaki kaldırıma ters yöne bırakmışlar. Arabadaki adamlar seslerini bile çıkartamadan donup kalmış.

Şehir hatlarındaki bütün gemilerde emeğim var

Makine seslerinin bizi çağırdığı mekâna adımımızı atıyoruz. İçerisi biraz loş, her taraf tahta ve tozlarıyla dolu. Öğreniyoruz ki burası ‘ahşabi atölyesi’ yani geminin içinde gördüğümüz tahtadan her şey burada yapılıyor. Koltuğundan sandalyesine, masasından dolabına kadar ne olursa. Buranın en kıdemlisi Mehmet İnan. Mobilya dekorasyon bölümünün şefi. 52 senelik hayatının 36 senesini burada geçirmiş. O zamanlar tersane sınırları içinde bulunan Gemi Yapı Teknik ve Meslek Lisesi’ne kaydını yaptırmış. Üç yıllık eğitimden sonra da çalışma hayatı başlamış. Kendi tabiriyle ‘kısa pantolon’uyla gelmiş buraya, şimdiyse buranın en tecrübelilerinden. "Şu an şehir hatlarında denizin üzerinde yüzen bütün gemiler benim zamanımda yapıldı. Hepsinde tek tek emeğim var. Çivisini çakmışımdır, vidalarını sıkmışımdır." diyecek kadar da iddialı.

Zaman