Büyükanıt 4 suikastten nasıl kurtuldu?

Dünya Hali
TBMM Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu tutanakları, eski Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt’ın 20 yıllık sırrını ortaya çıkardı. Büyükanıt, Genelkurmay Genel Sekreteri olduğu dönemd...
EMOJİLE

TBMM Darbe ve Muhtıraları

Araştırma Komisyonu tutanakları, eski Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt’ın 20 yıllık sırrını ortaya çıkardı. Büyükanıt, Genelkurmay Genel Sekreteri olduğu dönemde kapıcısı tarafından kendisine suikast düzenlenmek istendiğini söyledi. 4 kez suikasta maruz kaldığını dile getiren Büyükanıt, "Genel Sekreterken, lojmanın kapıcısı DHKP-C üyesi çıktı. Örgütten susturuculu silah bekliyormuş. Çok açık bir hedefim. Merdivenden inerken beni vuracak, bisikletine binip kaçacaktı" dedi.

Kendisine hiç şantaj yapılıp yapılmadığına ilişkin soruya cevap veren Büyükanıt, ”Vallahi, açık söyleyeyim, pek şantaja pabuç bırakmam. Onun için herhalde yapmamışlardır ama 4 kere suikasta maruz kaldım. Hepsinde Allah yardım etti” dedi.

"KAPICIM DHKP’C’Lİ ÇIKTI"

Nerede olduğunun sorulması üzerine de Büyükanıt, şu bilgileri verdi:

”İlki tümgeneraldim, Genel Sekreterken, DHKP-C aşırı sol örgütleri oturduğumuz lojmanın kapıcısı o örgütün üyesi çıktı. Dünyada gördüğüm en terbiyeli insandı. Beni çok severdi. Çünkü mesela Malatya’daki bir meslektaşım iki kutu kayısı gönderir, o gelir benim çantamı almaya, ben bir kutusunu ona veririm. Eşim çocuklarına bakar, eder, işte elinden geldiği kadar, maddi gücümüz elverdiği takdirde. Uslu, terbiyeli, sessiz… Kapıcıya el atmışlar, ele geçirmişler. Sonradan Güniz Sokak’ta yani Sayın Demirel’in evinin olduğu yerde bir örgüt yakalandı. Ona el atan örgüt, başında da bir şey var; aldılar, götürdüler.”

SUSTURUCUYLA VURUP BİSİKLETLE KAÇACAKTI

BDP’li Önder’in, ”Ne var başında?” diye sorması üzerine Büyükanıt, şunları anlattı:

”Örgütten susturuculu silah. Şimdi, ben Genel Sekreter olduğum için en erken ben ayrılıyorum lojmandan bir an evvel Genelkurmay’a gitmek için. Çok açık bir hedefim, ne korumam var ne bir şeyim var. Ben merdivenden inerken beni vuracak, bisikletine binip kaçacak. Bir tanesi bu. İki tanesi Diyarbakır’da. 30 Ağustos 1996 yılında, yani ilk gittiğim sene.

MEKANİZMA ÇALIŞMAMIŞ

Bir tanesini canlı bomba yapmışlar, 15 tane Rus yapımı el bombasını beline dolamış. Sonradan mekanizma çalışmamış. Allah yardım ediyor, yoksa uçup gitmiştik. Bir de 29 Ekim’de havan mermisiyle benzer bir canlı bomba vardı, onu da polis yakaladı. Diğerini 30 Ağustos’ta biz yakaladık Güneydoğu’da. Kuvvet komutanıyken de Çukurca’yı denetlemeye gittiğim zaman, dördüncüsü.

24 KİLOLUK C-4 PATLAYICI

Çukurca’yı bilenler bilir, bir düz kısmı vardır, bir de yukarıda kötü bir yolla yukarı çıkar, patika gibi, bozuk asfalt da diyebilirsiniz. Helikopterle aşağıya ineceğim, kara yoluyla yukarıdaki birliğe gideceğim. Helikopterin inmesinden iki üç dakika önce bir plastik kutu içinde 24 kilo C-4, bir teli çıkmış. Bir astsubay çavuşun dikkatini çekmiş. Ben geldiğimde daha etrafını kazıyorlardı. O patlasa zaten ben o 30-40 binden atlayan astronot gibi ben tersine gitmiştim yani 24 kilo C-4. Ama şantaj filan Allah’a şükür, öyle bir şey olmadı.”