Bir ‘Beyaz Şehir’

Dünya Hali
Son zamanlarda Arap ülkelerinde ortaya çıkan halk ayaklanmalarıyla gündeme gelen Ürdün’ün, yedi tepe üzerine kurulu, ”beyaz şehir” unvanlı başkenti Amman, eski ve yeninin buluştuğu, ...
EMOJİLE

Son zamanlarda Arap ülkelerinde ortaya çıkan halk ayaklanmalarıyla gündeme gelen Ürdün’ün, yedi tepe üzerine kurulu, ”beyaz şehir” unvanlı başkenti Amman, eski ve yeninin buluştuğu, çöl ile verimli Ürdün vadisinin iç içe geçtiği bir tezatlar kenti.

Yönetime karşı duran toplum kesimlerinin muhalefeti kapsamlı bir isyan hareketine dönüşmedi. Hayat normal akışında sürüyor ve Amman yine ilginç özellikleriyle ülkenin karakterini belirleyen bir unsur olarak öne çıkıyor.

Daha çok bedevi Arap kabilelerinin yaşadığı, geleneksel mimarinin hakim olduğu kentin eski bölümü geçmişle iç içe yaşarken, modern binalar ve lüks otellerin yükseldiği kentin yeni bölümü, restoranları, sanat galerileri ve butikleriyle tam bir tezat oluşturuyor.

Yüz yıllar öncesine dayanan, hem askeri hem de dini miraslar barındıran Cebel Hüseyin tepesindeki kale, bugün de bazı etkinlikler için kullanılan 6 bin kişilik amfitiyatrosuyla kentin en fazla ilgi çeken mekanlarından birini oluşturuyor.

6 milyon nüfuslu Ürdün’ün başkenti Amman’da 2 milyon kişi yaşıyor. Ürdün nüfusunun yüzde 60’ını Filistinliler oluşturuyor. Arap-İsrail savaşları ardından Batı Şeria ve Gazze Şeridi’nden gelen Filistinliler artık mülteci olarak değil, renkli Ürdün mozaiğinin bir parçası olarak görülüyorlar.

Ürdün mozaiğinin bir başka unsuru da Kafkasya göçmenleri. Çerkesler, Çeçenler, Dağıstanlılar her zaman toplumun seçkin bir kesiti oldu ve sivil ve askeri bürokrasinin üst tabakalarında sağlam bir yer edindiler.

Amman’ın beyaz renkli yerel taşlarla kaplı binaları kentin en dikkat çekici özelliklerinden birini meydana getirirken, şehir yönetiminin zorunlu kıldığı, evlerin bu yerel beyaz renkli taşlarla kaplanması uygulaması, Amman’a "beyaz şehir" unvanının verilmesinin başlıca nedeni.

Kent merkezinde yer alan Roma çağının anıtsal önemde arkeolojik yapısı M.S 138-161 yılları arasında Antino Pious tarafından yapılan Roma tiyatrosu da yerli ve yabancı turistlerin en çok ziyaret ettiği mekanlar arasında yerini alıyor.

İnsanlık tarihinin en eski yerleşim merkezlerinden biri olan Ürdün’ün, bağımsız bir devlet olarak ortaya çıkışı ise sadece 65 yıl öncesine gidiyor.

Osmanlı İmparatorluğu’nun 400 yıl hakimiyetinden kaldıktan sonra, 1946 yılında Londra Antlaşmasıyla sınırları çizilen ülke, Osmanlı döneminin de izlerini taşıyor.

AA