Bezgin Hippi Kızın Şöhreti!

Dünya Hali
Emre Karatoprak Ait olduğunuz yere karşı sürdürdüğünüz tavır, birbirine kariyer ve başarıyla bağlanan bir yükselişle doğru orantılı bir ilişki kurar… Joss Stone’un belki de İngiliz dinleyi...
EMOJİLE

Emre Karatoprak

Ait olduğunuz yere karşı sürdürdüğünüz tavır, birbirine kariyer ve başarıyla bağlanan bir yükselişle doğru orantılı bir ilişki kurar… Joss Stone’un belki de İngiliz dinleyicisiyle kurduğu ilişki bunun en iyi örneklerinden. Henüz 2003’te, 15 yaşında piyasalara sürdüğü ‘The Soul Sessions’ albümüyle parlayan kariyeri, onu çok sonraları bambaşka tartışmaların içine sürükleyecekti. Peki, Joss Stone’un kariyerindeki gidişat nasıl gerçekleşti?

Neredeyse çocuk yaşta yakaladığı başarı, bir sürü müzik yazarınca “İngiltere’nin yeni sesi” olarak etiketlendirildi. 14 yaşından beri ABD’de yaşayan ve müzikal altyapısını soul ve R&B çatısı altında kuran Stone, ABD’li dinleyicinin kalbine hızlı girdi. Hassas sesi ‘Beyaz Aretha Franklin’ diye övüldü ve çeşitli plak şirketlerinin dikkatini çekti. Sunday Times’a göre 9 milyon pound’dan daha değerli olan genç sanatçı, ayrıca 30 yaşın altında olup İngiliz ve İrlandalı sanatçılar arasında en zengin beşinci müzisyen. Menajerliğini yapan annesinin kendisini soul müzikle yetiştirdiğini belirten Stone, İngiltere gibi kendi kültürüne sadık ve dik başlı bir ortamın içinde Afro-R&B müzik yapan nadir isimlerden

2004’te çıkardığı ikinci albüm ‘Mind Body & Soul’la kendi parçalarını yazmaya başlayan Stone, ertesi sene Grammy’de en iyi pop vokal ödülünü alarak müzik sektöründe kalıcı olmaya geldiğini gösterir gibiydi. The Isley Brothers ve Dusty Springfield gibi soul/gospel şarkıcıların parçalarını 1960’ların havasından günümüze uyarlayarak söyleyen Stone, başarısındaki püf noktasını kuşkusuz sesinden ve seçtiği parçalarından yakaladı.

Ancak ne olduysa 2007 senesindeki Brit Awards ödül töreninde oldu. En iyi erkek vokal ödülünü açıklamak için çıktığı sahnede, sahici olmayan Amerikan aksanı yüzünden İngiliz dinleyicisinden epey tepki çekti. Ödül töreninden sonra “Büyütülecek bir şey değil. Sonuçta ne birini öldürdüm, ne de kameraların karşısında kokain çektim” diyen Stone, dört senede gösterdiği başarılı çizgisini bu aksanı yüzünden, bir gecede tamamen değiştirdi.

The Independent’a göre, Joss Stone ‘Tall Poppy’ adında bir sendroma maruz kaldı. Bu sendrom, bir sanatçının yurtdışında başarılı olması sonucu akranları arasında oluşan bir tür gerginlik, antipati ve “Nereden geldiğini unuttun mu?” anlamına gelen bir kültürel tepkidir. Genç yaşta yakaladığı şöhret, onu anlam veremediği ve baş edemediği bir tartışmanın ortasına bıraktı. Aynı sene içinde ülkesinden ‘tehdit telefonları’ alması, genç sanatçının ne kadar hassas bir konumda bulunduğunu gösteriyordu.

‘Beyaz Aretha Franklin’, 2008’de ABD Başkanı Barack Obama’nın kendi isteğiyle kampanya şarkısını bile hazırladı. Demokrat adayları ve yardımcıları ABD’yi karış karış gezerken, Obama’nın güler yüzü, sallanan eli ve arka fonda çalan Joss Stone’un şarkısı hiç ama hiç bitmedi. Aynı zamanda Alicia Keys ve Jay-Z tarafından da desteklenen Obama, Joss Stone ve yaptığı müzik üzerinden ‘Change’ (Değişim) sloganının bir hayli inandırıcı olduğunu göstermek istiyordu.

2009’daki dördüncü albümü ‘Colour Me Free!’yle yoluna devam eden Stone, piyasalara ‘Free Me’ parçasıyla girerek ‘soul’ ve ‘caz’ müziğindeki iddialı duruşunu bir kez daha sergiliyordu. Ancak dinleyici aynı fikirde değildi. Listelere alt sıralardan girdi ve yükselemedi, diğer albümlere göre ise bir hayal kırıklığı olarak nitelendirildi.

2011 başında İngiltere’deki evi önünde iki kişi tarafından cinayet ve kapkaç girişimine maruz kalan Stone, belki de üzerine yapışan ‘antipatik’ imajını biraz uzaklaştırmış oldu. İngiliz medyasının yakından takip ettiği olay karşısında beklenmedik bir şekilde alaycı ve rahat görünen Joss Stone, kuşkusuz birkaç senedir yöneltilen eleştirileri kırmak istiyordu. Kötü başlayan senesi, tuhaf bir şekilde imajını düzeltmek için bir fırsat oldu ve akranlarıyla bir nebze arası düzeldi. Joss Stone hâlâ seviliyordu.

Son albümü ‘LP1’ı dün itibariyle kendi plak şirketi Stone’d Record’dan piyasaya süren Stone, yeni albümün dumanı üstündeyken 18. İstanbul Caz Festivali kapsamında yarın akşam Santralistanbul Kıyı Amfi’de sahneye çıkacak. Joss’u bir de çıplak ayaklarıyla sahnede görün!

Radikal Hayat