Balyoz Sanığı Oraj Planı ile Dalga Geçti

Dünya Hali
Tutuklu sanık Korgeneral Pulatsü: Söz konusu Oraj planı, ile değil sıkıyönetim ilanına gerekçe sağlayacak faaliyetler icra etmek, pazardan domates almaya gidilmez””Balyoz Planı” dava...
EMOJİLE

Tutuklu sanık Korgeneral Pulatsü: Söz konusu Oraj planı, ile değil sıkıyönetim ilanına gerekçe sağlayacak faaliyetler icra etmek, pazardan domates almaya gidilmez””Balyoz Planı” davasının tutuklu sanığı Korgeneral Korcan Pulatsü, ”Söz konusu Oraj planı, plandan başka her şeye benzemektedir. Bu plan ile değil sıkıyönetim ilanına gerekçe sağlayacak faaliyetler icra etmek, pazardan domates almaya gidilmez” dedi.

İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada savunmasını yapan tutuklu sanık Binbaşı Kemalettin Yakar, işlediği iddia edilen suçları kabul etmediğini söyledi.

Yakar, Gölcük Donanma Komutanlığında yapılan aramaya işaret ederek, ”Zaman zaman fazla ve imha edilecek malzemelerin konulduğu yer olan ve kısmen depo gibi kullanılan o mahalli biliyorum. Ancak bu davalara konu olan dijital belgeleri, bu soruşturmalar kapsamında ve savcılık sorgularımda ilk kez gördüğümü tekrar ifade etmek istiyorum” dedi.

Emir ve talimatlara aykırı hareket ederek fazla malzemeleri koyduğu söz konusu bölmenin binanın yapısından kaynaklandığını öne süren Yakar, ”Bazı belgeleri koyarak bu davalarla ilgili süreçte sözde yeni delillerin bulunmasına sebebiyet verdim. Bunun vicdani rahatsızlığını 12 aydır yaşamaktayım” diye konuştu.

İstihbarat Şube Müdürlüğünde yapılan aramada, kendi odasının aramadan 5 saat sonra sadece 20 dakika arandığını söyleyen Yakar, mektupta adının geçmesine rağmen odasının sadece 20 dakika aranmasının garip olduğunu ifade etti.

Yakar, odasında suç teşkil edebilecek bir belge bulunmadığını ve soruşturma kapsamında evinin aranmadığını anımsatarak, tutuklanmasından sonra evine hırsız girdiğini, ancak herhangi bir şey çalmadığını söyledi.

Tüm bu süreçte yaşadıklarının tesadüf olmadığına inandığını dile getiren Yakar, ”İş yerinde olmadığım bir dönemde iş yerimde daha önce görmediğim çeşitli dijital belgeler çıkıyor, tutuklandıktan sonra boş kalan evime ise hırsız giriyor ve bir şey çalınmıyor. Manidar değil mi?” diye konuştu.

Yakar, söz konusu bölmeye dijital verilerin nasıl yerleştirildiğini bilmediğini öne sürerek, ”Bu olayı gerçekleştiren ve yardım edenlerin mutlaka ama mutlaka bir gün ortaya çıkarılacağına eminim” dedi.

Yapılan çalışmaları özel olarak kendisi için arşivlemediğini söyleyen Yakar, ”Görevim gereği, Silahlı Kuvvetler personelinin yıkıcı, bölücü ve irticai unsurlara yönelik takibi kapsamında yapılan çalışmaların tarafıma suç olarak yüklenmesini kabul etmiyorum” dedi.

-Belediye hoparlöründen dini içerikli yayın-

Yakar, iddianamede yer alan, İstihbarat Şube Müdürü odasında, ”belediye hoparlöründen dini içerikli yayın yapılıp, ihbar edilecek” kararının alındığı iddiasına ilişkin de şunları kaydetti:

”Bakın, iddianamede de gördüğünüz üzere Kocaeli İl Emniyet Müdürlüğünün ihbar kayıt defterinde, belediyenin hoparlöründen dini içerikli yayın yapıldığı yönünde 3 adet kayıt bulunuyor. Ayrıca Diyanet İşleri Başkanlığına ait internet adresine de mail ihbarı yapıldığı belirtilmiştir.

Genişletilmiş bu soruşturma sonucu çıkan bu bilgileri okuduğunuzda sözde olayın doğruluğu kanıtlanmış gözükmektedir. Ancak görüldüğü üzere sözde İstihbarat Şube Müdürü odasında yapılan toplantı tarihi 20 Mart 2008’dir. Yani 20 Mart 2008’de yapılan toplantıda bu karar alınmıştır. Ve sözde haber elemanlarına görevler verilmiştir.

Genişletilmiş soruşturma kapsamında doğruluğu ispatlanan yazıda ise konuya ilişkin 23.04.2007 tarihinde iki, 22.05.2007 tarihinde de bir olmak üzere toplam üç adet ihbar vardır. Yani yapılmak istenen olay için toplantı kararları olay olduktan yaklaşık bir yıl sonra mı veriliyor? Bu nasıl kurgudur? Ve devletin kurumları bizlerle dalga geçer gibi ‘soruşturmayı genişlettik’ diyerek, önümüze bunları koyuyorlar. Diyecek bir şey bulamıyorum.”

Yakar, hakkındaki suçlamaları kabul etmeyerek, ”Hasdal’da bulunan komutanlarımın ve silah arkadaşlarımın yanına dönme talebimi belirterek, tahliyemi talep etmiyorum” dedi.

-Korgeneral Korcan Pulatsü-

Duruşmada savunma yapan tutuklu sanık Korgeneral Korcan Pulatsü ise Oraj Hava Harekat Planı gibi bir plandan haberi olmadığını söyledi.

Planı, ilk defa savcılık sorgusu sırasında öğrendiğini dile getiren Pulatsü, ”Söz konusu planı bir sefer okumama rağmen, bunun her türlü mesleki birikim ve Hava Kuvvetleri kültürüne uymayan bir ürün olduğunu, bunu hazırlayanın havacı olamayacağını anladım” diye konuştu.

Pulatsü, emekli Orgeneral Halil İbrahim Fırtına’dan kendisine gönderilen ve içerisinde direktiflerin olduğu iddia edilen dijital verinin sahte olduğunu öne sürerek, ”Böyle bir direktif yazısı bana gelmedi. Herhangi bir bilgim yoktur. Söz konusu direktif yazısına cevap yazdığım iddialarını da reddediyorum” dedi.

Korgeneral Pulatsü, savunmasını şöyle sürdürdü:

”Sözde Oraj planında çok sayıda öğrenci arkadaşımın ismi bulunuyor. Akademide yetişmiş öğretim elemanları varken akademiye gelen öğrenci arkadaşlarıma plan hazırlanmasında görev verildiğini düşünmek akıllara ziyandır. Benim komutan olduğum bir yerde benim bilgim dahilinde böyle hilkat garibesi, uygulanması mümkün olmayan, askerlik ve havacılık öğretilerinden uzak bir planın hazırlanmış olduğu iddiasını kendime hakaret kabul ederim.”

‘Oraj’ planının birileri tarafından yaratıldığını iddia eden Pulatsü, ”Söz konusu Oraj planı, plandan başka her şeye benzemektedir. Bu plan ile değil sıkıyönetim ilanına gerekçe sağlayacak faaliyetler icra etmek, pazardan domates almaya gidilmez” şeklinde konuştu.

Dava kapsamında 42 havacı personelin yargılandığını ve haklarındaki iddiaları kabul etmediklerini söyleyen Pulatsü, ”Yok olan bir şeyin yok olduğunu ispat etmek gibi bir durumla karşı karşıya bırakıldık. Bu ahlaksız senaryo ile TSK ve onun bir parçası olan Hava Kuvvetleri Komutanlığının yıpratılmasına müsaade edilmemelidir” ifadelerini kullandı.

Mahkeme heyeti, sanıkların savunmalarına ara vererek, duruşmayı yarına erteledi.

AA