Alman Kralı’nın Sarayında Cami!

Dünya Hali
Schwetzingen Camii, Almanya’nın ilk camisi… Günümüzde de Türklerin yoğun olarak yaşadığı Mannheim şehrinin Schwetzingen kasabasında bulunuyor. Schwetzingen Sarayı bahçesinde bulunan camin...
EMOJİLE

Schwetzingen Camii, Almanya’nın ilk camisi… Günümüzde de Türklerin yoğun olarak yaşadığı Mannheim şehrinin Schwetzingen kasabasında bulunuyor. Schwetzingen Sarayı bahçesinde bulunan caminin ilk kısmı 1776-1793 yılları arasında sarayın Türk Bahçesi bölümünde iki minareli olarak inşa edilmiş. Pfalz ve Bavyera Prensliğine hükmeden Karl Philipp Theodor’un yazlık sarayı olan Schwetzingen Sarayı bahçesine yaptırdığı cami o zamanın parasıyla 120 bin Gulden’e mal olmuş.

Cami, saray bahçesinde yer alan onlarca yapı arasında en pahalıya mal olan yapı… Mimar Nicolas de Pigage’nin projesini hazırladığı cami o dönemdeki Türk Modası’nın da etkisiyle yapılmış. Yapı, o dönemde dünyanın tüm dinlerine ve inançlarına karşı hoşgörü ve toleransın nişanesi olarak yapılmış.

Baden Württemberg Eyaleti tarafından 1970’lerde sarayda başlatılan genel restorasyon kapsamında camiyle ilgili kısım ise 1990’larda başlamış. 2007’de tamamlanan restorasyon çalışmalarında caminin dış düzenlemeleri için 2,5 milyon euro, binanın onarım ve yenilemeleri için 6 milyon euro ve iç çalışmalar için de 1,5 milyon euro harcanmış.

Günümüz Avrupası’nın hoşgörüsüzlüğüne inat ayakta!
Gerek ilk inşasında gerekse onarımlarında önemli miktarlar harcanan cami, Avrupa’da hoşgörünün nadir rastlanan örneklerinden… Hele ki yakın zamanda müşahede ettiğimiz İsviçre’deki minare krizi başta olmak üzere Avrupa’nın pek çok ülkesinde Müslümanların ibadet yeri açmasının önünde ciddi engeller bulunuyor. Belediyeler camilere uygun bir yer için müsaade etmiyor.

Büyük uğraşların sonunda şehrin uzak yerlerinde alanlar verilebiliyor. Bunun yanı sıra cemaatler arası kutuplaşma desteklenip, özellikle itikadî problemleri bulunan cemaatler destekleniyor.

Hatta dernek başkanlarından ve buradaki Diyanet personelinden duyduklarımıza göre şehir merkezlerinde önemli yerlerde bu cemaatlere yerler tahsis ediliyor. İşte böylesine bir ortamda Almanya’da böyle bir yapıyı görmek ve tarihini incelemek insanı heyecanlandırıyor.

Cami mimarisinde önemli eksiklikler var
Cami farklı kültürlerin mimari özelliklerinden faydalanılarak inşa edilmiş. Örneğin, Uzakdoğu mimarisini yansıtan minarelerinin yanında kilise mimarisini andıran kubbesi dikkat çekiyor.

Dikdörtgen şeklindeki revaklı avlusu ise Osmanlı cami mimarisini andırıyor. Caminin özellikle harîm bölümünde önemli eksiklikleri söz konusu… Mihrap, minber ve kürsü gibi temel unsurlar bulunmamakta. Camiye ibadet için kullanılmasından ziyade tüm dinlere ve kültürlere hoşgörülü olunduğunun bir sembolü olarak saray bahçesinde yer verilmiş olması da muhtemel…

Ancak buna rağmen 70’li yıllarda bölgeye giden Türklere henüz ibadethaneleri yokken bayram namazlarını burada kılmaları için izin verilmiş ve mezkûr eksikleri tamamlanarak burada bir dönem bayram namazları kılınmıştır. Caminin iç ve dış duvarlarında yer alan Arapça yazılarda da çok ciddi eksiklikler var.

Bu yazılar ayet ya da hadis olmadığı gibi hemen hemen hepsinde önemli yazım hatalarının olduğunu söylemek mümkün. Arapça yazılan yazıların altında bulunan Almanca çevirilerinden anlaşıldığına göre bunlar atasözleri gibi ifadeler…

Sarayın gözdesi!
Schwetzingen Sarayı’nın bahçesindeki onlarca yapı arasında en estetik, en görkemli ve en ilgi çekici yapının cami olduğunu söylemek sanırım yanlış olmaz.

Bunu diğer yapılara kıyasla camiye gösterilen teveccühten anlamak da mümkün. Hoş bahçesi, çevresindeki yeşillik ve önündeki göl ile birlikte fotoğraflarda da görebileceğiniz üzere güzel bir kompozisyon oluşturuyorlar.

Her ne kadar gerçek bir cami olmasa ve müze olarak kullanılıyor olsa da buraya gelen Müslümanların ve Türklerin burada bulunmaktan dolayı huzur duyduklarını da öğreniyoruz.

8Sütun.com