Türkler Rakibe Acıyıp Borç Veriyor

Doğal Yaşam
Neslihan Tunç’un haberine göre, birçok Türk insanı için en önemli kural, kural tanımamaktır. Toplumumuzda, kendi kurallarını kendi koymak gibi bir alışkanlığa çok sık rastlarız. Bütün uyarılara ...
EMOJİLE

Neslihan Tunç’un haberine göre, birçok Türk insanı için en önemli kural, kural tanımamaktır. Toplumumuzda, kendi kurallarını kendi koymak gibi bir alışkanlığa çok sık rastlarız. Bütün uyarılara rağmen çimenlere basarız, kırmızı ışıkta karşıya geçer, trafikte bir canavara dönüşürüz. Bu kendimize özgü davranışlar farklı ortamlarda da kendini gösteriyor. Tüm dünyada oynanan standart kuralları olan oyunları dahi kendimize uydurmayı başarıyoruz. İşte Monopoly, Tabu, Trivial Pursuit gibi kutu oyunları da bunların arasında yer alıyor. Bu oyunların üretici firması Hasbro’nun Türkiye ofisindeki yöneticiler, Türk insanının oyun eğilimleriyle ilgili çok ilginç veriler elde etmişler. Örneğin bu tür oyunlara başlarken oyunun kurallarını anlatan açıklama kılavuzunun okunmadığına çok sık rastladıklarını söylüyor firmanın Pazarlama Müdürü Arzu Çeltekoğlu: "Türk tüketicisi biraz farklı. Bütün oyunlar için geçerli bir şey var, açıklama kılavuzu okumuyoruz. Biz, ‘hemen oyunu açalım ve oynamaya başlayalım’ istiyoruz. Kurallarını da biz uydurabiliyoruz. Ya da bilen birisi anlatsın istiyoruz. Bu durum bizim işimizi biraz zorlaştırıyor. Çünkü oyunu kurallarına uygun oynamadıkları için hatalar olduğunu söyleyebiliyorlar. Türkiye’de Monopoly çok uzun saatler süren bir oyundur. İnsanlar sabahlara kadar oynar. Niye? Çünkü kurallarına göre oynanmıyor." Kural tanımamazlık toplum olarak kötü bir özelliğimiz olsa da, Monopoly oynarken oyuna yansıttığımız olumlu özelliklerimiz de yok değil. Bunların başında merhamet ve yardımseverlik duygusunun geldiği görüşünde Çeltekoğlu: "Türkiye’deki özgün yaklaşımlardan biri de borç verilmesi. Halbuki bu oyundaki amaç birinin iflas etmesi birinin de kazanması. Ama biz hemen acıyoruz ve borç veriyoruz ya da rakip oyuncunun parası yoksa kira almıyoruz. Bu durumda da oyun bitmiyor elbette. Sonra Türkiye’de oyuncular hemen ev almak istiyorlar. Evleri yıkılırken çok üzülüyorlar. Evlerini yıkmamak için ne gerekiyorsa yapıyorlar. Bu duruma düşenlere de borç veriyorlar. Aman evi gitmesin diye… Biz eğlenceli ve şamatalı oyunları seviyoruz. Düşünme ve taşınma oyunları pek bize göre değil. Mesela Tabu’nun dünyada en çok satıldığı ülke Türkiye. Diğer ülkeler de şaşırıyor. ‘Nasıl bu kadar çok satmayı başarıyorsunuz?’ diyorlar."

EŞLER ARASINDA KAVGA ÇIKIYOR

Hasbro Türkiye Monopoly‘nin ulusal versiyonunu çıkarmaya hazırlanıyor. Türkiye’nin dört bir yanından şehirlerle oluşturulacak Monopoly Türkiye’de hangi şehirlerin yer alacağı tüm Türkiye’nin oylarıyla belirlenecek. Oylama 11 Ocak 2009 tarihinde başladı ve 28 Şubat’a kadar devam edecek. 81 şehir arasında yaşanacak büyük yarışta herkes www.turkiyeoyveriyor.com adresine girerek kendi şehri için oy veriyor. Dünyada 106 ülkede oynanan, 40 ayrı dilde üretilen Monopoly‘nin, Türkiye’nin 22 şehrinden oluşacak yeni versiyonu hazırlanıyor. Şehrini Monopoly Türkiye oyun alanına sokmak için iller arasında kıyasıya bir yarış sürüyor. Oylamadaki sıralama ise gerçekten şaşırtıcı. Giresun birinci gidiyor. Onu İstanbul takip ediyor. Üçüncü sırada ise Eskişehir var. Arzu Çeltekoğlu oylamadaki gidişatın kendilerini çok şaşırttığını söylüyor: "Giresun tam bir sürpriz oldu. Hiç beklemiyorduk. İki hafta sonunda böyle bir patlama gerçekleşti. Belli şehirler motive olarak oylamayı sürdürüyorlar. Biz forumlardan takip ediyoruz. Çok eğlenceli gerçekten. Bütün şehir oy veriyor. Çok iyi örgütlenmişler. Gece 24.00’ü bekleyip hemen oy atanlar var. Yeni gün başladığı anda birbirlerini örgütleyip oy atıyorlar. Eskişehir en başından beri çok örgütlü sürdürüyor yarışmayı. Elazığ var yukarıya doğru çıkan. Çorum var, listeye giren beklenmedik iller arasında. Karadenizliler çok katılımcı. Kastamonu, Samsun, Rize, Ordu, Giresun, Trabzon olduğu gibi listeye girdi." Şimdilik daha çok Karadenizlilerin ilgi gösterdiği yarışmaya oy verenlerin profiliyle ilgili de ilginç tespitleri var Hasbro’cuların. Örneğin oy verenlerin büyük çoğunluğunu erkekler oluşturuyor. Bunların büyük bir kısmının da spor fanatikliğiyle paralel gittiğini söylüyor Arzu Çeltekoğlu: "Fanatik bir bağlılık erkeklerde daha yoğun. Nasıl Giresunspor’a bir bağlılık duyuyorsa, kendi iline de duyuyor. Birbirlerini uyarıyorlar, ‘bugün oy verdin mi?’ diye. Bu onlar için Giresunspor’u birinci lige çıkarmak gibi bir şey. Yaş ortalaması da 20-25 civarında. 28 Şubat’ta oylama bitiyor ama biz sonuçları ağustos ayında açıklayacağız. Ürünün lansmanını ağustos, eylül gibi düşünüyoruz. O güne kadar oylama sonuçlarıyla ilgili bilgi verilmeyecek. Oyları veren insanlar da merak içinde bekleyecek. Ürünü aldıklarında görecekler. Türkiye’nin tepkisi güzel oldu. Bu eğlenceye ortak oldular."

ÖNCE KENDİLERİ OYNUYOR

Monopoly‘nin Türkiye ofisindeki yönetici kadrosunun çalışma şekli çok enteresan. Çünkü yeni oyunlar Türkiye’ye geldikçe önce kendileri deniyorlar. "Bir oyunu Türkiye’ye getirip getirmeme kararı verirken bu oyunu önce sizin oynamanız gerekiyor," diyor Arzu Çeltekoğlu ve sözlerine şöyle devam ediyor: "Şirketteki birçok farklı kişiyle birlikte oyunlarımızı deniyoruz. Ürünün Türk tüketicisine uygunluğunu, keyif alıp almayacaklarını oynamadan anlamak mümkün değil." Zar atmak suretiyle karelerde ilerleyerek bir döngünün tamamlandığı Monopoly’de arsalar satın alınıp, üzerine evler, oteller dikiliyor. Oyunun ilerleyen safhalarında insanların karakterlerinin değiştiğine de çok sık rastlandığını söyleyen Arzu Çeltekoğlu, şunları anlatıyor: "Para kazanıp zenginleştikçe kendilerine güvenleri geliyor. Kocaları çok kazanan kadınlar, eşleriyle gururlanmaya başlıyor. Kötü gittiklerinde de çiftler arasında kavgalar çıkıyor. Çiftlerin oyun oynaması biraz sakıncalı."