Türkiye’de Hangi Dili Kaç Kişi Konuşuyor?

Doğal Yaşam
Hakkı Devrim’in köşe yazısı   Oldum olası Türk Dil Akademisi’nin kurulması diye bir hayalim, bir özlemim var benim. Son günlerde güçlü kültür mihraklarımızdan biri, «Bu işte biz...
EMOJİLE

Hakkı Devrim’in köşe yazısı

 

Oldum olası Türk Dil Akademisi’nin kurulması diye bir hayalim, bir özlemim var benim. Son günlerde güçlü kültür mihraklarımızdan biri, «Bu işte biz de varız» diyerek beni çok heyecanlandırdı. Fazla da gecikmeden, çalışmaları başlatabileceğimiz ümidindeyim. (Şimdilik bu kadar açıklamayla yetiniyorum.)

Günlük, haftalık, mevsimlik, yıllık bütün güncelliklerin dışında, ezelden beri devam edegelen, bu gidişle ebede doğru sonu da gelmeyeceğe benzer bir dil meselemiz var. Hâlini Cihannümâ okurlarına anlatmama biliyorum ki hiç ihtiyaç yok. Sebebinde de fikir birliğimiz var sanıyorum.

Bir kıtadan öbürüne göçü asırlar sürmüş bir soya mensubuz. Ve on asır var ki, Yeryüzü’nün en hareketli, farklı kültürlerden yana namütenahi zengin bir kavşağında yaşıyoruz.

Gazete okumaya üç beş yıl önce başlamış gençler, Türkiye’nin bu konuda tek meselesi iki dil (Türkçe ve Kürtçe) arası bir anlaşmazlıktır sanabilirler.

Olur mu? Onlara ve hepinize sorsam, desem ki «Türkiye dediğimiz bu vatanda bugün de konuşulmakta olan dil sayısı kaçtır, biliyor musunuz?»

Müsaade ederseniz pek çoğumuz adına doğru cevabı ben vereyim:

-Çoktur, ama sayısı tam kaçtır bilemiyoruz.

Kendi adıma diyebileceğim şu:

 

-Konuşulma oranları da dahil ben Türkiye topraklarında halen 28 ayrı dilin konuşulduğuna dair bir bilgiye sahibim.

«Bilgiye sahibim» lafında bir gıllıgışlık sezdiniz mi, bilemem… Dosyamda bir liste var. 28 ayrı dile ve bu dilleri konuşanların Türkiye’deki sayılarına dair. Bu bilginin kaynağını hatırlayamıyorum. (Hafızamdan şikâyete başlayarak, bir de sizin içinizi sıkmayayım.) Ama şundan da eminim: Bu Hakkı Efendi güvenilmez bir kaynaktan alınmış bilgiye dosyasında yer vermez.

Kendimden çok güvendiğim bir araştırmacı dostuma danıştım. Verdiğim rakamları yadırgamadı. Listeyi aşağıya alıyorum. Hatalı ise peşinen özür dilemiş oldum, hemen düzeltmeye de âmâdeyim. Hele biri çıkar da, «Bu bilgiyi benden almışsın» derse ayrıca minnettarı olurum.

 

Gelelim bugünün Türkiye’sinde konuşulmakta olan 28 dilin dökümüne:

(*) Bu listede Türkçe bilenlerin sayısı aslında 46.278.000 kişi değil. Türkçe konuşanlar Türk kökenlilerden ibaret değil elbette. 15.415.065 kişi var, ki onlar farklı kökenlerden gelse de Türkçe konuşan ve okuyup yazabilen Türkiye vatandaşlarıdır. Demek ki Türkiye’de Türkçe bilenlerin sayısı –bu listeye göre- (46.278.000+15.415.065=) 61.693.065 kişidir.

 

* * *

 

Hesabı zayıf bir öğrenci olarak diyebileceğim, Türkçe bilmeyen Türkiye vatandaşı sayısı 10 milyondan çok. İşte bu «Ne mutlu Türküm diyene!» başlıklı özümseme siyasetimizin eriştiği noktanın sayılarla ifadesidir.

 

Diller meselemizin doğru adını koymak

Türkiye’de konuşulan diller, diye bir meselemiz var. Bunu görmezden, bilmezden gelme aşamasını hamdolsun aştık. Şimdi öncelikle adını doğru koymamız gerekiyor.

Mesele Türkçe bilmeyenlerin mahkemelerde ifade verememesi veya Yargının Kürtçeyi de savunma dili olarak kabul edip etmemesi meselesi değil bir defa. Özetlemek icap ederse meselemizin adı, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının Türkçe bilmesi, konuşabilmesi meselesidir. Bu, anadillerini bilmelerini, kullanıp geliştirmelerini engellemeyi gerektirir bir hal değil. Ama kesinlikle değil.

-Vatandaş Türkçe konuş! uyarısının sık tekrarlandığı günleri iyi hatırlayan bir nesle mensubum. Bence slogan artık:

-Vatandaş kaç dil bilir ve konuşursan, konuş! Anadilindir konuş, gayret edip öğrendiğin bir yabancı dildir, konuş! Ama bu arada ülkenin resmî ve yaygın dili olan Türkçeyi de doğru dürüst bilip kullanmaktan sakın uzak durma!

 

Açıkçası ben bugüne kadar, Türkçe bilmiyor diye bir Kürt’ü asla kınamadım, suçlamak aklımın köşesinden geçmedi. Benim kusurlu bulup asıl ayıpladığım, çeşitli kökenden gelen vatandaşlarına Türkçeyi de doğru dürüst öğretmeyen, öğretmek için hemen hiç gayret sarf etmemiş olan Türkiye Cumhuriyeti eğitim sistemi ve zihniyetidir.

 

Kürtçe insan adı, yer adı, şarkı sözü… Bu dilin de yeri gelince konuşulması değildir yanlış olan; suç saymakta ısrara yeltenilen. Temel yanlış, bütün vatandaşlarımıza Türkçenin doğru dürüst öğretilmemesi, bunun için gerekenin yapılmamasıdır.

 

Bu açıdan hizmette kusur ettiklerimize, ne düşündüğümü bilirsiniz ya, aslında Türk kökenliler de dahildir.

 

Radikal