Sokak Çocukları Dolandırıcı Ağında

Doğal Yaşam
Sokak çocuklarına attırdıkları imzalar üzerinden tabela şirket kuranlar, paraya para demiyor. İmza için 200 lira alan ve ‘şirketlerin ortağı’ görünen o gençler ise köprü altında sefalet çe...
EMOJİLE

Sokak çocuklarına attırdıkları imzalar üzerinden tabela şirket kuranlar, paraya para demiyor. İmza için 200 lira alan ve ‘şirketlerin ortağı’ görünen o gençler ise köprü altında sefalet çekiyor.

Sabah gazetesinin haberinde yer alan iddiaya göre cep harçlığı karşılığında kandırılan sokak çocukları köprü altlarında yaşam mücadelesi verirken, çete bu şirketler sayesinde büyük vurgun yaptı.

İstanbul Ticaret Odası kayıtlarından yapılan araştırmada bu şekilde kurulan 3 şirket tespit edildi. Ancak bu tabela şirketlerin sayısının daha fazla olabileceği de belirtiliyor. Caner Demirci, Cüneyt Yıldız, İbrahim Şancı ve Abbas Hayri Kebapçıoğlu… Hepsi sokak çocuğu. Köprü altlarında, metruk binalarda yaşam savaşı veren bu dört genç geçtiğimiz aylarda yine bir sokak çocuğu olan Murat G.’den ilginç bir teklif aldı. İddiaya göre Murat G. beş parasız bu gençleri, "Bir imza atacaksın, iki yüz lira kazanacaksın. Hem şirket sahibi olacaksınız!" diye kandırdı. Sıcak bir yemek ve iki çift tatlı söze kanan gençler önlerine konulan evrakları tereddütsüz imzaladı.

KAHVEHANEDE KURDULAR
Şirket simsarları bu imzalarlarla jet hızıyla şirketler kurdu. Simsarlar sokak çocukları üzerine kurdukları şirketlerin yönetimini, sınırsız vekaletnameyle üzerlerine aldı. Simsarların, naylon şirket kurma görüşmelerini Eminönü Küçükpazar’daki Adıyamanlılar Kahvehanesi’nde yaptığı öğrenildi. İstanbul Ticaret Odası’na (İTO) kayıtlı naylon şirketlerden birinde ortak olarak görünen Nevzat G.’nin de bu kahvehanede çaycı olarak çalıştığı öğrenildi. Simsarların liderinin daha önce cezaevinde yatan Yakup takma isimli bir kişi olduğu belirtilirken, bu kişinin, imzalarını geri almak isteyen çocukları "Senin için iyi olmaz" diyerek tehdit ettiği ileri sürüldü. Caner Demirci ile Cüneyt Yıldız beş parasız sokaklarda yatıp kalkıyor. İkisi de bir kase çorbaya muhtaç… Ama kâğıt üzerinde ikisi de milyonluk birer işadamı. İTO kayıtlarına göre iki sokak çocuğu "Yüksekce İnşaat Nakliyat Metal ve Petrol Ürünleri Sanayi Ticaret" ve "Talya Medikal Temizlik ve İnşaat ve Gıda Sanayi Ticaret Limited Şirketi"nin ortakları durumnda. Sermayesi 50 bin lira olarak gösterilen şirket 21 Nisan 2010 tarihinde 99 yıllığına kurulmuş, şirketi sınırsız vekaletnameyle üzerine alan 21 yaşındaki Emrah Salış, şirket adını "Yüksek İnşaat Nakliyat" olarak değiştirip tescil ettirdi.

ADRES DOĞRU, ŞİRKET SAHTE
Yine iki sokak çocuğu üzerine görülen Talya Medikal Temizlik ise 29 Nisan 2010 tarihinde 100 bin lira sermaye ile kuruldu. Bakırköy 36. Noteri tarafından tasdik edilen şirketin süresi ise 99 yıl olarak belirtildi. Şirket simsarları Yüksek İnşaat Nakliyat’ın idare merkezini, Çamçeşme Mahallesi Karakol Sokak No: 7 Daire 2 Pendik olarak verdi. Adresi kontrol eden SABAH ekibi, verilen adreste böyle bir şirketin olmadığını gördü. Kapıda bir tabelası bile olmayan şirketin sahte olduğu ortaya çıktı. Simsarlar, Talya Medikal Temizlik için yönetim merkezi olarak Güneşli Mahallesi Cumhuriyet Caddesi 42/5 Bağcılar adresini verdi. Ancak bu adreste de böyle bir şirket yoktu. SABAH’ın tespit ettiği üçüncü naylon şirketin adı BEDR Lojistik Reklam Otomotiv Sanayi ve Ticaret Limited. İTO kayıtlarına göre, 27 Mayıs 2010’da iki yüz bin lira sermayeli bu şirket 99 yıllığına kurulmuş. Kara, hava, deniz ve demiryolu filosu ile taşıma nakliye ve lojistik hizmetleri vereceğini taahhüt eden şirketin adresi Çınar Mahallesi, Bağdat Caddesi Çınar Apartmanı No:138 / 8 Maltepe olarak verilmiş. Tabi ki bu adreste de böyle bir şirket yok. Sabah’ın ulaştığı şirket simsarlarının kurbanlarından olan Abbas Hayri Kebapçıoğlu, şu anda Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nde tedavi görüyor. Hastanede görüştüğümüz Kebapçıoğlu, baba şiddeti yüzünden sokaklara düştüğünü, uzun bir süre esrar ile alkol aldığını ve tiner kokladığını söylüyor. "Artık tövbe ettim" diyen 22 yaşındaki Abbas Hayri, "Beni bu şirket mevzuları hasta etti" diyor ve şöyle konuşuyor: "Murat G. bana ‘Bas imzayı al paranı! İstemezsen cayarsın’ deyince güvendim. Bir gün şirketi merak edip gittim, Bağcılar’da bir apartmanın bodrum katındaydı. Kapalıydı. Bahçelievler Vergi Dairesi’ne ‘Kapatılsın’dedim. Savcılığa da suç duyurusunda bulundum. Git gel, git gel, kavga falan derken kafayı bozdum…"

‘PARAYLA DÖNER ALDIM’
Nakliyat filosu şirketi Bedr Lojistik’in kâğıt üzerindeki ortaklarından biri olan İbrahim Şancı’yı Şirinevler’de bir köprü altında bulduk. 26 yaşındaki Şancı kendi üzerine kurulan şirketin adını bile bilmiyor. Önüne getirilen evraklara 200 lira karşılığında imza attığını belirtip, "Parayla elbise aldım. Döner ekmek yedim. Ayran içtim. Para bitti. Şimdi yine buradayım" diyor. Gündüzleri Şirinevler’de dolaşan İbrahim, geceleri ise köprü altına attığı kırık, dökük kanepede pislik içinde yaşıyor.

3-5 YIL AĞIR HAPİS CEZASI UYGULANIR

BU tür sahtecilik vakaları daha önce de oldu, ancak ‘sokak çocuklarının’ kullanılması yeni bir hadise. Böylesi dolandırıcılıkların gerekçesi 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 10’uncu maddesi gereğince şirket yöneticilerinin vergi sorumluluğu müessessidir. Kendi adlarına kurmak yerine kuracakları şirketlerin yöneticisi ve ortakları olarak üzerinde mal varlığı olmayanı seçerler. Bunların adresleri ve üzerlerine kayıtlı mal varlıkları bulunmadığı için yapılan dolandırıcılık fark edildiğinde devlet bu parayı tahsis edemez. Böylece ticari piyasada ‘haksız kazanç’ elde ederler. Bunlar eskiden çek karnesi için kullanırlardı. Son zamanlarda ise faturadan kazanç sağlıyorlar. Çünkü bir şirket kurulduğunda fatura düzenleme hakkı da oluyor, bu tür dolandırıcılar da hiçbir hizmet ve mal satmadan, doğrudan faturayı yüzde 3 ila 5 arasındaki komisyon karşılığında büyüklü küçüklü şirketlere satıyorlar. Çünkü piyasada bunu kullanıp da yüzde 18 KDV avantajından ve yüzde 20 de kurumlar vergisinin avantajından yararlanmak mümkün. Bu tür dolandırıcılıklarda, hem para hem de 3 ila 5 yıl ağır hapis cezası uygulanır.

‘KORKUNÇ BİR DÜZEN…’

Sokak çocuklarını ağına düşüren şirket simsarlarıyla mücadele edenlerin başında, bir zamanlar kendisi de bir sokak çocuğu olan Ferhat Şahin geliyor. Arkadaşlarını kurtarmak için araştırmalar yaptığını söyleyen Şahin, çok sayıda çocuğun benzer yöntemle, şirket ortağı yapıldığını tespit ettiğini ifade ediyor. Şahin, "Sokaktaki çocuklar bilgisizlikleri ve parasızlıktan, dolandırıcıların oyununa gelmişler. Durumu fark ettiğimde, ‘Hemen savcılığa veya İTO’ya gidin şikâyetçi olun’ dedim. Bu insanlar bizim sokak çocuklarını kandırarak, şirketler kurarak, onlardan üzerlerine aldıkları sınırsız yetkiyle korkunç bir düzen kurmuş" diyor.