Haber: Arzu Erdoğral
Ülker grubu, içecek sektöründe pazar payını artırmak için ‘alkolsüz bira’ olarak tabir edilen Malt içeceği üretti. İçinde alkol barındırmayan içecek Maltana, şişe tasarımıyla alkollü içkileri andırıyor. Tüketici dernekleri, bu tarz bir ürün ambalajının alkollü içkileri özendirebileceği ihtimalinden hareketle, Ülker grubundan ürün ambalajını değiştirmesini istiyorlar.
Tüketiciler Derneği Genel Başkanı Nazım Kaya:
YAPILAN UYGULAMA YANLIŞ
Ülker üretimine başladığı Maltana içeceğini piyasaya çıkardıktan sonra şişelerinin alkollü bira içereceklerinin şişesiyle aynı olması nedeni ile tüketicilerden tepki aldı. Bu tepki üzerine firmayla yazılı olarak yazışarak ambalajın özellikle değişmesini talep etmiştik. Ancak bu talebimiz dikkate alınmadı ki içecekler bugün hala üretime devam etmektedir. Yapılan uygulama yanlış bir uygulamadır. Çünkü bugün alkolsüzü elinde bulundurabilen kişi alışkanlık kazanarak yarın alkollüsünü de alabilecektir. Bir geçiş süreci hazırlanmış oluyor bu durumda.
TAVRIMIZ DAHA DA NETLEŞEBİLİR
Ülker’in toplum değerlerini ve tüketici taleplerini dikkate alması ve hatta var oluş gerçeğini de hatırlayıp ona göre ambalajını uygun olarak hazırladığı ürünleri piyasaya sürmesi gerekiyor. Tüketicilerden gelen tepkilerle Ülker’e karşı tavrımızı daha da netleştirebiliriz.
Psikolog – Psikoterapist Mehtap Kayaoğlu
TÜKETİCİLER ENDİŞE ETMEKTE HAKLI
Normal şartlarda geleneksel olarak tükettiğimiz ambalajlar var. Bu ambalajlara baktığımızda içerisinde ne olduğunu anlıyoruz. Alkollü içeceklerle alkolsüz olmayanları birbirinden ayırıyoruz. Bu sonuçta şartlanmış bir beyin öğrenmesi. Tabii ki sektörün gelişmesi ve imajinatif çalışmanın olması ile birlikte değişiklik yapmak istiyorlar. Ama ürünlerin kullanıcıya sunum şeklinin, alkollü içeceklerle birebir aynı görüntü sergilemesi hakikaten insanı şaşırtabiliyor. Örneğin; bir gün eve geldiğimde tezgâhın üzerinde gördüğüm içecekleri sanki Avrupa’dan gelen şampanya ve biralar zannettim. Bunlar nedir diye baktığımda, armut, suyu v.s. Ben bile onları gördüğüm anda o görüntülerin sergileniş şekillerinden dolayı onları içki zannettim, sanki evimizde öyle bir şey kullanılıyormuş gibi… Çocuklarımızı bilinçli bir şekilde yetiştirebilirsek, ürünün içerisindekinin ne olduğuna ilişkin bir eğitim süreci verebilirsek önemli değil ancak Türk insanı şekilci ve şekille hareket ediyor. Bu nedenle şu aşamada çocukları olumsuz etkileyeceğini düşünüyorum. Şayet şekilci zihniyet aşılırsa, dışarıdan bakıldığında ürünün dış görüntüsü ne olursa olsun içerisindekinin önemi gibi bir işletim sistemi devreye girerse sorun olmaz.
Ancak henüz o aşamada değiliz. Meslek hayatımızda bireysel destek dönemlerinde öyle şeyler görüyoruz ki; alkole imrenip de alamayan, ama firmanın bu ürününü nasılsa içerisinde alkol yok diye tüketen, sonrasında ise alkollü içeceklere geçen bir sürü kişi var. Bu nedenle tüketicilerin endişesi bir bakıma da haklı bir endişe… Alkolün haram olması fikrinden yola çıkarak, içerisinde alkol yok ama bu bira… Kişi önce onu tüketiyor, ardından da bilinçaltındaki haram ya da yasak kaygısını aşabilmiş oluyor. Bu yasağı da aştıktan sonra da, diğer biraların içerisinde de yüzde 2 alkol var. Çok da fazla bir fark yok gibi düşünüyor. Böyle bir geçişi çok gördüm bireysel destek verdiğim gençlerde de maalesef…
RİSK FAKTÖRÜ GÖRMEZDEN GELİNİYOR
Alkol tüketiminin bol olduğu ülkelerde, alkol tüketimi ile para kazanan ülkelerde olduğu gibi, bizde de bu tüketimin gerisinde kalmak istemiyorlar. Sanırım, kapital sistemde ilkeler yok çıkarlar var mantığı devreye giriyor. Ama aslında bu doğru bir yöntem değil. Gerçek bu… Yani bira üretmeğimde, adı bira olan bir içeceğin alkolsüzünü üreteyim. Bunun yerine daha faydalı içeceklerimizi daha sevimli hale dönüştürün. Mesela, su tüketimini artırmaya yönelik ya da içerisinde beyaz şeker olmayan organik sıvılar üretip içimini sempatik hale getirin. Bir şey üretmek için zihinler çalışıyor ama nedense zararlı olabilecek veya ileride risk faktörü olana yönelik bir açılım yapıyorlar.