Evcil hayvanların bakımı nasıl yapılmalı?

Doğal Yaşam
Gizem Gül’ün röportajı Hayvanlar, insan hayatında çok önemli bir yere sahip. Özellikle hayvan sevgisinin çocukların kişisel gelişimlerindeki katkısı yadsınamaz bir faktör. Çocuklara sorumluluk b...
EMOJİLE

Gizem Gül’ün röportajı

Hayvanlar, insan hayatında çok önemli bir yere sahip. Özellikle hayvan sevgisinin çocukların kişisel gelişimlerindeki katkısı yadsınamaz bir faktör. Çocuklara sorumluluk bilinci kazandırılması ve merhamet duygusu aşılanması için hayvan bakımı önemli olduğu kadar hayvanların uygun ortamlarında gerekli özen ve hassasiyet ön planda tutularak bakılması da önem kazanıyor. Hayvan bakımı konusunda da cevaplanması gereken pek çok soru var. Örneğin, çocuklar hangi yaşlarda evcil hayvanla tanıştırılmalı, evcil hayvan olarak hangi hayvanlar seçilmeli, hayvanların bakımı nasıl yapılmalı gibi. Biz tüm bu sorularımızı ve daha fazlasını Bayrampaşa Belediyesi Sağlık İşleri Müdürlüğü Veterinerlik İşleri Birimi’nde görev yapan Veteriner Hekim Tayfun Nasuhbeyoğlu’na sorduk…

Çocukları kaç yaşından itibaren bir evcil hayvanla tanıştırmalıyız?

Küçük yaşta ya da yeni doğmuş birkaç aylık çocukları bir evcil hayvanla tanıştırmak doğru olmaz, ama çocukların kendi sorumluluğunu yerine getirecek kadar bilinci kazandığı 5-6 yaşları bunun için uygun olabilir. Tabi ki öncelikle çocukların bakabileceği tarzda hayvanları seçmek önemli. Bu anlamda belki muhabbet kuşu olabilir ya da aile bireylerinden biri akvaryum balığı bakıyorsa ona yardımcı olması sağlanabilir. Burada hedef çocuğa sorumluluk bilinci aşılamak. Sonuçta hayvan bakımı sırasında çocuk bir canlıyla diyalog içinde oluyor, onun yemesiyle, bakımıyla ilgileniyor. Bu noktada ona ciddi anlamda bir sevgi ve merhamet duygusu da kazandırmış oluyoruz. Yani özetle 5-6 yaş belli hayvanlarla çocukları tanıştırmak için uygun bir yaş olabilir.

Çocuklara hayvan sevgisini aşılamak ne kadar önemli? Kardeşi olmayan çocukların yalnızlığını paylaşması açısından hayvan sevgisi ile tanıştırılması faydalı olabilir mi?

Çocukların zamanını geçirebileceği hayvanların olması önemli ama kardeşi olsa da olmasa da sorumluluk kazandırmak için hayvan sevgisini aşılamak gerekir. Hatta kardeşi olmayan çocuklar baktıkları hayvana daha da bağlanacak ve bu sevgi onun yalnızlığı daha az hissetmesine vesile olacaktır.

Peki çocuklara hayvan sevgisini aşılamak için hangi evcil hayvanları beslemeyi önersiniz?

Evcil hayvan edinilmesi sürecinde çocukların hevesiyle hareket edilmesinden ziyade, ailenin gerçekten bakabileceği hayvanı seçme bilinciyle hareket etmesi gerekir. Aile o hayvanın sorumluluğunu yerine getireceğine karar verirse o zaman durum farklı tabi. Bazen çocuklar anneleriyle birlikte sokakta yürürken civcivleri görüyorlar ve almak istiyorlar. Ama biz bunu kesinlikle biliyoruz ki civcivlerin yaşama ortamı ev değil. Bunun yanında bazen tavşan aldıklarını da görüyoruz, tavşanın ev ortamında beslenmesi de sakıncalı. Bu durum hayvanlarda çeşitli eklem hastalıklarına ve beslenme bozukluklarına yol açıyor. Özellikle civcivlerin belki de yüzde 50’den fazlası ilk günlerde ölüyor. Bu nedenle kesinlikle civciv ve tavşan gibi hayvanlar ev ortamında beslenmemeli. Anne baba bu anlamda bilinçli davranmalı, sadece çocukları istediği için bu hayvanları almamalı. Sonuçta bir canlıya bakacaklar. O canlının da kendine ait yaşama şartları, yaşama ortamı var. O ortamlar oluşmadığından sadece çocukları heves etti diye bu hayvanları beslemeleri hayvanlara tersinden yapılan bir haksızlık olur. Yani burada önemli olan sadece hayvan almak değil, onun yaşayabileceği ortam ve mekanları da oluşturabilmek. Mesela köpek de ev için uygun bir hayvan değil, köpeğin en uygun bakılabileceği yer bahçeli ya da çiftlik evleri ya da köy ortamlarıdır. İstanbul’u örnek verecek olursak, köpeklerin ev ortamına kapatılması hem köpeğin kendi sağlığı hem de insana bulaşabilecek hastalıklar açısından sağlıklı bir durum değil. Kedilere gelecek olursak kediler kısmen evde beslenebilir. Ama kedi için çocuğun yaş grubunun biraz daha büyük olması gerekiyor. Ya da çocuğun büyüdüğü ailede kedi zaten besleniyorsa, çocuk görerek de öğrenecektir. Ancak kedilerin bakımında dikkat edilmesi gereken önemli noktalar var. Bunlar, çeşitli aşılarının, parazit iğnelerinin yaptırılması, tüylerinin bulaşmaması, kedinin tuvaletini yapabileceği ortamların oluşturulması. Bunun gibi sağlık ve güvenlik ile ilgili önlemler alındığında kedinin evde beslenmesinde bir sakınca yok. Onun dışında ev ortamında hamster beslenebilir. Son yıllarda Türkiye’de besleyen sayısı giderek artan egzotik hayvanlar dediğimiz iguana, bukelamun gibi hayvanlar olabilir. Ya da kaplumbağa olabilir belki. Ancak kaplumbağaların Türkiye’de satışı ölçüsüz bir şekilde yapılıyor, küçük yaştaki kaplumbağaların satışına izin veriliyor. Yine kaplumbağalar da civcivler gibi kısa sürede hastalığa yakalanıp ölüyorlar. Havyan seçimi konusunda ailelerin bilinçli bir şekilde hareket etmeleri gerekiyor. En başta söylediğim gibi sadece seviyoruz diye uygun olmayan hayvanlara bakmak doğru değil. 

Evcil hayvanların bakımı nasıl yapılmalı? Temizliği, aşıları nasıl ve ne sıklıkla yapılmalı?

Köpeklerde 8 haftalık olduğunda, üç aya kadar ki dönemde, 3 kez 3’er ara haftayla karma aşı dediğimiz mikrobiyal hastalıklara dönük aşılama periyodu var.  3 aylık olduğunda da kuduz aşısı yapılıyor. Her üç ayda bir, bazen de iki ayda bire düşürebildiğimiz, av hayvanlarında "kist" dediğimiz,  hayvanların bağırsaklarında yaşayan tenya yumurtalarının insanlara bulaşmasıyla oluşan bir hastalığın önüne geçebilmek için gerekli parazit aşısı periyodik olarak yapılıyor. Aşıların yanında birçok şey var. Hayvanlar bakım istiyor gerçekten…

Örneğin günlük olarak tüylerinin taranması, beslenmesi, yıkanması gibi pek çok sorumluluklar getiriyor. Özellikle halkımız hayvanları yıkamayı çok seviyor. Hayvanlar her dışarı çıktıktan sonra içeri girdiklerinde onları yıkıyorlar. Ancak kediler hemen hemen hiç yıkanmamalı, sadece dışarı çıktığında patileri silinebilir, köpeklerin de daha az sıklıkla yıkanmaları lazım. Köpekler yıkanırken kulaklarına su kaçmamasına özen gösterilmesi, bunun için de kulaklarına pamuk tıkanması önerilebilir. Yine yıkama sırasında kullanacağınız şampuanın ya da sabunun ph değerinin onların derisine uygun olması önemli, cildini kurutmamalı. Yıkandıktan sonra kurulama esnasında havlu ile fazla su alınıp tüyleri doğal kurumaya bırakılmalı. Bunların dışında bir tuvalet sıkıntısı var tabi. Hayvanlara tuvalet alıştırma konusunda vatandaşımız oldukça bilinçlendi. Kediler için kumlar var mesela. Hayvanlara tuvalet alışkanlığı kazandırılması kolay ancak eğitime geç başlanılmışsa veya hayvanın psikolojik durumana göre bazen zorluklar olabiliyor. Hayvanlarda parazit oluşmaması için pişmemiş çiğ etlerin verilmemesi gerekiyor. Bazı hayvanların beslenmesinde de çikolata, bisküvi türü şeyler verilmemesi gerekiyor. Örneğin, bisküvi ve çikolata köpek ve kedilerin dişlerinde tartar oluşturabiliyor, ayrıca gözleri için de zararlı.
Günlük olarak köpekler mutlaka dışarı çıkıp gezdirilmeli, evde köpek besleniyorsa tuvaletleri dışarı çıkarılarak yapılmalı. Hayvanların tuvalet ve beslenmeleri için dikkat edilmesi gereken şeylerden biri de bunların aynı saatlere denk getirilerek yapılması. Örneğin bir gün yemeğini saat 1’de veriyorsanız, ertesi gün de saat 1’de vermelisiniz. Tuvalet ihtiyacı da aynı şekilde.
Kediler ve köpekler karbonhidratlı yiyecekler ve çikolatalar hariç insanların yiyebildiği tüm yiyeceklerden yiyebilirler. Köpekler etobur oldukları halde, evcilleştikten sonra otobur statüsüne de giriyorlar. Bu anlamda bitki de yiyebilirler, yumurta, yoğurt, peynir ona benzer yiyecekler yiyebilirler. Ayrıca özellikle kemik suyu verilmeli.

Kedi ve köpeklerde bitlenme veya uyuz olma durumunda ne yapılmalı?

Böyle bir durumda veteriner hekime başvurmalı, tedavisi var. Ama aynı zamanda da kaldığı ortam önemli. Köpeklerin kaldığı yerler bazen çok da uygun olmayabiliyor. Pire daha çok görülebilir ama bit fazla görülmüyor. İstanbul ortamında daha çok pire olabiliyor, uyuz olabiliyor ya da beslenmeye bağlı kaşıntı egzama dediğimiz durumlar ortaya çıkabiliyor.

Evinde kuş besleyenler için kuşların bakımı ve kafes temizliği hakkında neler önerirsiniz?

Kuş bakımında dikkat edilmesi gereken kurallardan birincisi, kafesin ceryandan uzak olması gerekiyor. Hayvanın içinde rahatlıkla hareket edebileceği yeterli genişlikte olmalı. Kafesin altlığı sık sık değiştirilmeli. Suluğuna iki günde bir mutlaka taze su konulmalı. Kuşların bakımında ilgi çok önemli. Genellikle ilk başlarda çok fazla ilgi alaka gören kuşlar daha sonra bu ilginin azalmasıyla bazen strese girip, hırçınlaşabiliyorlar. Bu anlamda ilgi ve alakayı azaltmamak gerekiyor. Veya onu seven kişi ilgi ve alakasını yanındaki başka kişilere mesela bir yeğenine gösteriyorsa bu anlamda sıkıntı olabiliyor. Bazen kış aylarında kaloriferin ortamı kurutur, bunun için de ortamda buhar oluşturmak gerekiyor. Kafesin dezenfekte edilmesi konusunda da çamaşır suyu sulandırılarak kullanılabilir.

Hayvanların fiziksel gelişimi kadar psikolojik durumları da önemli. Peki hayvanlara psikolojik açıdan nasıl yaklaşılmalı?

Bu ilgi alakayla ilgili bir şey. Onlara karşı olan sevgimizi ve merhametimizi göstermeliyiz. Nasıl kendimiz acıktığımızda yemek yiyorsak onların yemesine içmesine dikkat etmeliyiz. Hayvanlara gerekli hassasiyet ve özeni göstermek önemli. Bu da sevgiyle oluyor. Zaten bakabilecek, sorumluluklarımızı yerine getirebilecek ve onlara özen gösterebileceksek bir hayvan edinmeliyiz. Eğer bakamayacaksak hiç böyle bir işe girişmemek gerek. Kedi ve köpeklere davranış konusunda da farklılıklar söz konusu. Köpeklerde hiyerarşik bir sistem var. Siz hiyerarşiyi kurduktan sonra sahibini en tepeye oturtabiliyor. O yüzden köpekler sadık bir hayvan olarak bilinir. Ancak kediler üzerinde bir emir komuta kuramazsınız. Onlarla arkadaş olabilirsiniz ama onlar üzerinde bir hakimiyet kuramazsınız, bu noktada da hakimiyet kuracağım diye uğraşmamak lazım.

Evcil hayvan edinmek isteyenlere neler tavsiye edersiniz? Satış yoluyla mı yoksa hayvan barınaklarından mı edinmeliler?

Biz Veteriner İşleri olarak sokak köpeklerini alıp onların aşılarını sağlık kontrollerini yaptıktan sonra kulaklarına tanınmaları için küpelerini vuruyoruz. Bu mikroçip dediğimiz ömür boyu onunla kalan pirinç tanesi büyüklüğünde dijital bir kimlik. Biz bunu deri altında dıştan görünmeyecek şekilde enjekte ediyoruz. Bununla birlikte, onun kaydını internet ortamında bütün belediyelerin görebileceği sisteme dahil olacakları şekilde, bir entegre sistem içinde takip ediyoruz. Sokak köpekleri itici gibi gelebiliyor bazen halbuki öyle değiller, kesinlikle çok sevimli hayvanlar. Kişilere besleyebilecekleri duruma göre farklı köpek türleri önerebiliriz. Örneğin bahçede süs köpeği bakmak isterlerse farklı köpeği tavsiye ederiz, fabrikada bekçilik için farklı, bahçede bakmak için farklı köpeği tavsiye edebiliriz. Bize farklı ırklarda gerek melez gerek cins köpekler geliyor. Hayvan edinme konusunda Veteriner İşleri Birimi olarak çocuklara anne babalarıyla gelme şartı koyduk. 16 yaşın altındakilere zaten kanunen sahiplendirme yapamıyoruz. Biz 16 yaşın üstünde de olsa anne babaları olmadan sahiplendirme yapmıyoruz. Bazen çocuklar anne babalarından habersiz olarak köpek alabiliyorlar ama ama bir gün sonra sokağa bırakıldığını görüyoruz. Biz de böyle bir olay yaşanmasın diye ve köpeklerin psikolojik kontrolünü sağlamak açısından mutlaka anne babanın olurunu istiyoruz. Bizim burada bir panomuz var. Burada köpek edinmek isteyenler ya da köpeğine bakamayacak durumda olanlar ilan bırakıyorlar.  Biz bu kişileri bu yolla buluşturabiliyoruz. İsteyenler, Cevatpaşa Mahallesi’nde bulunan barınağımıza gidip oradan da alabilirler. Sokak köpeklerini almaları daha anlamlı. Eğer petshoplar’dan alacaklarsa da bu hayvanlar anneden erken ayrıldıkları için anneden yeterli antikor alamıyorlar. Bu nedenle de hastalıklara karşı daha dirençsiz oluyorlar. Ayrıca bu hayvanlar sıkışık bir ortamda bir arada oldukları için birbirlerine hastalık bulaştırma riski daha fazla. Hayvan edimi konusunda tanıdığınız bildiğiniz kişilerden yavru köpeklerin ya da yavru hayvanların alınmasını da öneririm. Burada da tabi yavruların 45 gün anne sütüyle beslenmiş olmalarına dikkat edilmeli.

Çocuklar evcil hayvanları hastalandıkları ya da öldükleri zaman bundan çok etkileniyorlar. Bu durumu çocuklara nasıl anlatmalı?

Bu durum sadece köpek veya evdeki hayvanlarla ilgili de değil aslında. Çocuklar ailelerinde, akrabalarında ya da televizyonlarda bunu her gün görüyor. Birçok farklı coğrafyada deprem, felaket ve savaş nedeniyle birçok insan hayatını kaybediyor ve çocuklar da buna şahit oluyor. Ancak tabi hayvanlar çocukların daha yakınında olduğu için daha çok etkilenebilirler. Bu noktada çocuklara ölümün bir hakikat olduğu, sonuçta her doğan canlının mutlaka öleceği, çocuğun anlayabileceği dille anlatılması gerekiyor. Çocuğun hayvanlara olan aşırı bağımlılığı da sakıncalı olabilir. Biz hayvanları beslemek isterken çocuğun sorumluluk sahibi, karakter gelişimi noktasında yardımcı olmasını isterken bu durum dengesiz bir şekilde aşırı uçlar da oluşturabilir. Mesela bugün pitbull dediğimiz saldırgan hayvanları besleyen kişilerin ruhsal durumuna baktığımızda, bu kişilerin çoğunun 16-22 yaş arasında olan gençliğe ilk adımını atmış ve yüzde 80’inin aileleri ve okulla ilgili sorunları olan kişiler olduklarını görüyoruz. Ve bu kişiler bu tür tehlikeli ve saldırgan hayvanları besleyerek kendilerine toplumda bir statü kazandırma çabasına giriyorlar.

Veteriner olmak isteyenlere ne gibi önerileriniz olabilir?

Veteriner hekim olmak isteyenlerin öncelikle hayvanları sevmesi lazım. Bazıları hayvanlara dokunmaktan korkuyorlar.  Bizim işimiz gerçekten zor. Sadece burada dışarıdan gelen hasta hayvanları muayene etmiyoruz zaman zaman operasyonlar da yapıyoruz.

Bizim mesleğimizin zorluğu kadar güzel tarafları da var tabi. Mesela bir kedi köpek veya sığır düşünün. Siz konuşamadığı için derdini anlatamayan bir canlı için bir şeyler yapmaya çalışıyorsunuz. Ve bu hayvanlar iyileştiklerinde bu durum sizi inanılmaz mutlu ediyor. Bir de veterinerliğin sadece evcil hayvan boyutu yok, gıda ve sağlıklı ürünlerin üretilmesi noktasında da veteriner hekimlere büyük iş düşüyor. Yine kurban dönemlerinde veteriner hekimler aktif olarak kasapların eğitilmesi sürecinde yer alabiliyorlar. Öncelikle kişinin işini sevmesi önemli. Bir de veterinerlik sayısal bir alan. Ortalama bir çalışmayla kazanılacak bir bölüm, puanları da çok yüksek değil. Ama sadece kazanmak değil, işini severek yapmak esas olan…

Bayrampaşa Belediyesi Sağlık İşleri Müdürlüğü Veterinerlik İşleri Birimi ne iş yapar?

Bayrampaşa Belediyesi Sağlık İşleri Müdürlüğü Veterinerlik İşleri Birimi, Sabri Akpınar Parkı içerisinde 4 veteriner hekim, ıslah ekibi, dezenfeksiyon ve idari işler olmak üzere 18 kişi ile hizmet vermeye devam ediyor. Veterinerlik İşleri Birimi sadece hayvanların sağlıkları ile ilgilenen bir klinik olmakla kalmayıp aynı zamanda sosyal ve kültürel çalışmalar yaparak çocukları ve toplumu bilinçlendirmeye çalışıyor. Hayvan Dostları Kulübü de bunun somut bir adımı. Bunun yanı sıra hayvanları koruma günü, 23 Nisan gibi önemli günlerde çocuklara yönelik çeşitli etkinlikler düzenliyorlar. Bayrampaşa ilçesi içerisindeki tüm 5. sınıf öğrencilerine dağıtılmak üzere hayvanlar alemi bilgi kartları dağıtıldı. Hayvanlara verilen klinik hizmet dışında beyaz et ve kırmız et satışı yapan yerlerin denetlenmesi yapılıyor. Okul ve camilerin denetlenmesi ayrıca kurban satış yerlerinde satılacak olan hayvanların sağlık kontrollerinin yapılması da yine veterinerlik birimi tarafından gerçekleştiriliyor. Ayrıca son olarak hayvanlar alemi konusunda daha fazla bilgi edinmek için Veterinerlik işleri biriminin internet sitesi olan http://www.eveteriner.net/’i ziyaret edebilirsiniz.

on5yirmi5