Galatasaray Kulübü Yönetim Kurulu Muhasip Üyesi Tayfun Demir, teknik direktör Hamza Hamzaoğlu’nun gönderilmesini kabullenemediğini belirterek, yönetim kurulundan istifa etti.
Demir, yaptığı açıklamada, Hamza Hamzaoğlu’nun dört elle sarılmaları gereken bir değer olduğunu ve bu şekilde harcanmasını kabullenemediğini vurgulayarak bugün itibarıyla yönetim kurulu üyeliğinden istifa ettiğini bildirdi.
Büyük bir heyecanla ve hizmet aşkıyla girdiği Dursun Özbek başkanlığındaki yönetim kurulunda başarı için gerekli birliğin oluşturulamadığını savunan Tayfun Demir, “Yönetim olarak çok ciddi sorunlarla karşı karşıya iken, tehlikeli bir patinaj durumu içinde olduğumuzu hissediyorum. Bir yandan maddi açıdan içinde bulunduğumuz koşulları iyileştirebilme konusunda çok çabuk adımlar atmamız gerekirken öte yandan hem bunu güçleştirecek hem de kendi kalemize gol atmak anlamına gelebilecek bir yola girilmiş olmasından dolayı son derece endişeliyim” ifadelerini kullandı.
Galatasaray’ın her birimiyle kenetlenmesi gerektiği dönemde olduğuna değinen Demir, şunları kaydetti:
“Geceli gündüzlü çalışmamız gereken bir dönemde, en başarılı kişiyi görevden uzaklaştırma sorumluluğuna ortak olmak istemeyişimi, camiamızın ve taraftarımızın anlayışla karşılayacağına inanıyorum. Hocamız, dört elle sarılmamız gereken bir değerimizdi. Bu şekilde harcanmasını kabullenemem. Sayın Hamza Hamzaoğlu’nun ayrılmak zorunda bırakılması, Galatasaray için her bakımdan çok ağır sonuçları olabilecek bir durumdur. Bununla ilgili olarak gerekli uyarılarda bulundum ve böylesi vahim bir yanlışı önleyebilmek için son dakikaya kadar çabaladım. Ne yazık ki böylesi zorlu bir dönemde ayrılık yönündeki görüş ve düşünceler ağır bastı.”
Yönetim kurulundaki görevinden derin bir üzüntü içinde ayrıldığını vurgulayan Tayfun Demir, “Buna engel olamayınca da yönetim kurulu arkadaşlarımla aramda, herhangi bir konudaki fikir ayrılığından çok daha ötede, onarılması güç bir durumun ortaya çıktığı kanısındayım. Galatasaray yönetiminde bulunmak ve kulübüme hizmet etmenin ne kadar önemli ve değerli olduğunun bilincinde olmakla beraber buna karşın, ilkelerimi ve kişisel tutarlılığımı korumak zorunda olduğumu da düşünmek zorundayım. Bu duygu ve düşüncelerle, çok derin bir üzüntü içinde görevden ayrılıyorum” değerlendirmesinde bulundu.