Mr. Duracell: Golü hissederim

Futbol
Fener’in Hollandalı yıldızı, “Hiçbir zaman takım arkadaşlarımı kendime rakip olarak görmedim. Her zaman kendime olan inancım tamdı. Ben aslında doğuştan bir golcü, bir forvetim. Golü hisse...
EMOJİLE

Fener’in Hollandalı yıldızı, “Hiçbir zaman takım arkadaşlarımı kendime rakip olarak görmedim. Her zaman kendime olan inancım tamdı. Ben aslında doğuştan bir golcü, bir forvetim. Golü hissetme duygusu da bende 5 yaşından beri var” dedi.

FENERBAHÇE’NİN sezon başında Liverpool’dan transfer ettiği Hollandalı yıldız Dirk Kuyt, Four Four Two’ya önemli açıklamalar yaptı. İnsanların çok zor şartlar altında para kazandığı bir köyde büyüdüğünü belirten Kuyt, “Babam balıkçılık yaparak hayatını kazanıyordu. Ölene kadar futbolcu olmam için destek oldu. Bu yüzden Hollanda’da 2. kez aldığım yılın futbolcusu ödülünü babamın elinden almak istemiştim. Utrecht’te oynamamı istediklerinde 18 yaşındaydım. İkinci maçımda 6 gol atınca iyi bir başlangıç yaptım. Sonra Feyenoord, ardından da Liverpool’a transfer oldum” diye konuştu.

Mr. Duracell lakabı çok hoş

Liverpool’da Rafael Benitez’in kendisine taktığı “Mr. Duracell” lakabının hoşuna gittiğini belirten Hollandalı futbolcu, “Ben her şeye olumlu bakan biriyim. Böyle olmasa belki futbolcu bile olamazdım. Hiçbir zaman takım arkadaşlarımı rakip olarak görmedim. Her zaman kendime olan inancım tamdı. Liverpool’da Torres çok gol attı, ben de asist yaptım. Futbolda sahip olmanız gereken his, topun nereden geleceğini bilme hissidir. Bende 5 yaşından beri bu his var. Gollerime kolay derler ama ben topa karşı her zaman iyi pozisyon alırım” ifadelerini kullandı.

En iyi duyguyu Fener hisssetirdi

Kuyt şunları söyledi: “Ben aslında doğuştan bir golcüyüm, forvetim. Onun dışında iyi bir takım oyuncusuyum. Evet, bir Ronaldo olmadığımı biliyorum ama görevimi iyi yaparım. Çok farklı ülkelerden ve kulüplerden teklifler aldım. Fenerbahçe bana en iyi duyguyu hissettiren oldu. Hooijdonk’un da transferimde etkisi oldu. Kariyerim boyunca hiç kırmızı kart görmedim. Umarım böyle bitiririm. Kurduğumuz vakıf sayesinde engelli çocukların hayata tutunduklarını görmek beni mutlu ediyor. Fener’de uyum süreci diye bir sorunum olmadı. İstanbul’u sevdik.”

Star