Kılavuzu Kütahyalı olanın…

Futbol
Ercan Güven’in yazısı… Kılavuzu Kütahyalı olan Kılavuzu Rasim Ozan Kütahyalı olanın burnu “soğuktan” kurtulmaz!.. Sabaha karşı hava alanında Sneijder bekler, biraz “gari...
EMOJİLE

Ercan Güven’in yazısı…

Kılavuzu Kütahyalı olan

Kılavuzu Rasim Ozan Kütahyalı olanın burnu “soğuktan” kurtulmaz!.. Sabaha karşı hava alanında Sneijder bekler, biraz “garip” epeyce “grip” olur döner.
Ayıptır be kardeşim…
Emin olmadan canlı yayında nasıl anons edersin:
“Sneijder 1.30’da geliyor”.
“Eveeet… Şu anda özel uçağa bindi yola çıkıyor”!
“Sevgili izleyiciler, Rasim Ozan Kütahyalı garanti veriyor”.
Düşünün; muhtemel transfer sayesinde en coşkulu adam olması gereken Ultraslan Başkanı bağlanıp “Ne yapıyorsunuz birader ?” diyor. 
“Yazık değil mi Yeşilköy’e gidip bekleyeceklere”?
Kütahyalı ne kadar değerli bir siyasi yazardır, Türk siyasetine “verdiği” ne kadardır bilemem. Ama spora “almaya” geldiği apaçık ortada.
İstediği reyting…
Alıyor da!
Her kör satıcının kör alıcısı vardır bu dünyada.

***
Sneijder “joker” değil “turnusol kağıdı” adeta…
Rengi, kalitesi, duruşu, kalibreyi ortaya çıkaran kantar!
Bir kanalda Fenerbahçe alıyor onu, bir kanalda Anzhi, öbüründe komşusu, karısı, bahis sitesi, kargo şirketi, aynı kentte yaşayan bir Türk vatandaşından haberler.
Daha bilimsel takılanlar var: 
“Galatasaray Başkanı, İtalyan basınına Sneijder işi bitti dedi”!..
İtalyan gazeteci bağlanıyor, “Ben Türk basınında çıkan haberi tercüme ettim” diyor.
Komedi…

***
Galatasaray başkanının acemilik barometresini çatlatan ve İstanbul’a inmeden almaya çalışanda da alınmasına sevinende de derin pişmanlıklar yaratan Sneijder transferi, tek işe yaradı:
Ekrandaki spor programları artık “telegol” düzeyine inmiş (Telegol’e ayıp olmasın, o eğlencelik niyetini açık açık ortaya koymaktaydı), futbolun maskaralığı haline gelmiştir.
Vaktiyle “Amiral Gemisi’ndeki” genel yayın müdürünün söylediği gibi, bu programların çileği de “yalan”dır.
Bu programlardaki vatandaşlara bakarak Türk Spor Medyası hakkında fikir sahibi olduğunu sananlar ise ahmaktır!..

***
Kaç tane spor yazarı var söz konusu bir masa dört-beş sandalye çene suyu tirit işlerde? Eski futbolcu, eski hakem, teknik direktör adayı, serbest meslek sahibi, sanatçı veya “futbola tribünde küfür edip deşarj olan adamın frekansından takılan” gazeteciliğin farklı branş erbabı…
Kimseyi küçümsemiyorum, ama onların sırtında “yumurta küfesi” yok ki! Doktorluk, kabzımallık, matbaacılık, armatörlük, futbolculuk, antrenörlük mesleğinin ilkelerine sımsıkı bağlı olabilirler; gazeteciliğin değil.
Örnektir. En son Faik Gürses de “Hadi bana eyvallah” deyip kurtardı spor yazarlığı kariyerini. Elveda demeden önceki programda Mehmet Baransu konuşmuş, bizim mesleğin en esprili en zeki ve en bilgili mensuplarından Faik Gürses beş saat boyunca susmuştu.
Maazallah bunlar program değil gayya kuyusu.

YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN!..

Milliyet