Hıncal Uluç: Aykut’un istifası tezgah!

Futbol
Bana kimse Kocaman’ın istifasının tezgah olmadığını anlatamaz. Çünkü kendi iradesiyle karar vermediğini herkes biliyor. Yıldırım’ın istemediği istifa göstermelik, gündem değiştirmeye yönel...
EMOJİLE

Bana kimse Kocaman’ın istifasının tezgah olmadığını anlatamaz. Çünkü kendi iradesiyle karar vermediğini herkes biliyor. Yıldırım’ın istemediği istifa göstermelik, gündem değiştirmeye yönelik. Yıldırım, 30 saniyede görüş değiştirdi."Ligde şampiyon olmasak bile Avrupa’da şampiyon olacağız" demeye başladı! Fenerbahçe camiası ile dalga geçiyor. Bundan sonra iş Fenerbahçe Kongresi’ne düşüyor.

Fenerbahçe’de Aykut Kocaman depremi yaşanıyor. Karabük mağlubiyetinin ardından taraftarların istifaya davet ettiği Kocaman görevinden ayrıldı. Buna karşılık yönetimin bırakmaması üzerine istifasını geri alması bekleniyor.

Yaşananlarla ilgili neler söyleyeceksiniz? Sizin için istifa sürpriz oldu mu?
Bu bir tezgah… Bana kimse bunun tezgah olmadığını anlatamaz.
Bu bir tezgah… Maç bittikten sonra ben Rıdvan Dilmen’in ne diyeceğini merak ettim ve NTV’ye geçtim.
NTV’de ekran ikiye bölünmüştü.

Bir tarafta Rıdvan konuşuyor, diğer tarafta Bağdat Caddesi gösteriliyordu. Bağdat Caddesi, Galatasaray maçından sonraki gibi yanmıyordu ama ondan bir adım geride, protestolar, kıyametler kopuyor, Fenerbahçe taraftarları yollardaydı.

Bu tarafta. "Bu atın öldüğünü kim söylerse idam ettiririm" demiş ya Padişah, Rıdvan Dilmen de, Padişah’a atın öldüğünü haber verecek, akil adam gibi, "Fenerbahçe takımı çok kötü seçilmiş, transferlerin ikisi dışında hepsi Aykut Kocaman tarafından yapıldı. Gelen oyuncuların hepsi geldiklerinden kötü durumdalar; bunun sorumlusu kim?" diyor, "60. dakikada Fenerbahçe bitiyor, oyuncularda fizik güç kalmamış; bunun sorumlusu kim? Fenerbahçe maç boyu taktik yanlışlar içinde oynadı; bunun sorumlusu kim?" diyor ama ‘Bütün bunların sorumlusu Aykut Kocaman’dır’ demiyor, nedense!

RIDVAN YAPMAMALI
Ben neden demediğini tahmin ediyorum tabii… Fenerbahçe’nin bir talihsizliği burada… Medya o kadar Fenerbahçeli ki ve de Rıdvan gibiler…
Ne derlerse desinler Fenerbahçe ile ilgili düşünceleri var. Rıdvan şimdi, ‘Aykut gitmeli’ dese ‘Vay, Aykut’un yerine göz dikti’ diyecekler! ‘Aykut iyi’ dese bu sefer Aykut’un iyi olmadığı meydanda…
Aslında NTV’nin Fenerbahçe yorumunu, Rıdvan’a yaptırmaması lazım.
Her şeyi özgürce söyleyemeyecek adamdan yorumcu olmaz. Galatasaray’a gelince, Beşiktaş’a gelince, Trabzon’a gelince aslan kesileceksin, Fenerbahçe’ye gelince, mık mık!

Koskoca NTV, Fenerbahçe’yi çekinmeden, herhangi bir hesap içine düşmeden eleştirecek bir adam bulamıyor mu?

At nefes almıyor, at yem yemiyor, at su içmiyor, at yürümüyor, at ayakta durmuyor ama ‘At öldü’ diyemiyor Rıdvan bir türlü!..

Ekranın öbür yarısında; kopan kıyametler…

Bunların hepsini ‘Aykut Kocaman istifa etti’ alt yazısı kesti! Durdurdular!

Bu Fenerbahçe bozgunu ile ilgili her şey kesildi.

Bozgun sadece Karabük maçı da değil, her takım Karabük’e yenilebilir, her takım her takıma yenilebilir. Galatasaray, 1461’e yenildi. Futbolda olmayacak şey yok. Ama ortada görünen bir şey var; Fenerbahçe hakikaten bozgun halinde… Yanlış kadro, yanlış hazırlanma, eksik idman; Fenerbahçe’nin düzgün tarafı yok. Eleştirilecek bin tane kalem varken, bunların hepsi bıçak gibi kesildi. ‘Aykut istifayı geri alacak mı, almayacak mı!’

G.SARAYLILAR COŞTU

Düşünebiliyor musun; ‘Bir adam istifa ettim’ diyor tartışılan ‘İstifadan sonra ne olacak?’ değil, tartışılan, ‘Bu defa da istifayı geri alacak mı!’ Kimsenin Aykut’a güveni kalmamış. Çünkü Aykut’un kendi iradesiyle karar vermediğini herkes biliyor.

Aykut gerçekten istifa ederse, Aziz Yıldırım’ın isteğiyle olur. Aziz Yıldırım’ın istemediği istifa, göstermelik, gündem değiştirme istifası!..Ne oldu şimdi; Fenerbahçe’ye yönelik, Rıdvan’ın bir türlü telaffuz edemediği o korkunç eleştirilerin hepsi kesildi, ortalık süt liman, Aykut istifayı geri aldı, her şey yolunda, yılbaşı tatiline çıktılar, tatilden dönecekler, lokum gibi BATE Borisov ile Avrupa maçı oynayacaklar, orada kazanınca işler düzelmiş gibi görünecek, her şey yolunda, asayiş berkemal!

Daha düne kadar ‘Geri kalan bütün maçlarımızı kazanacağız, hakemlere rağmen, federasyona rağmen şampiyon olacağız’ diyen Aziz Yıldırım, 30 saniyede görüş değiştirdi, "Lig şampiyonu olmasak bile Avrupa şampiyonu olacağız" demeye başladı!

Dalga geçiyor resmen… Aziz Yıldırım, Fenerbahçe camiası ile dalga geçiyor!

Neden; çünkü medya elinde…

İsterim ki şöyle bir manşet olsun; ‘Fenerbahçe ile dalga mı geçiyorsun?’ Hayır… Yok…

* Kocaman’ın istifası bir nefes alma sağladı gibi… Peki bundan sonra ne olur? Yıldırım kalmasını istiyor ama taraftarın büyük bölümü istifa etmesi gerektiğini düşünüyor. Herhangi bir yenilgide Kadıköy’deki tepkiler tekrarlanacak gibi duruyor.

Ben söyleyeyim neler olacağını: İstifanın geri aldığı haberini Galatasaray camiası büyük bir coşku ve alkışlarla karşıladı. Utanmasalar ellerine bayraklar alıp, Bağdat Caddesi’nde ‘Aykut Kocaman’ diye yürüyecekler.

* Maç öncesi Fenerbahçe armasını öpen futbolcuların sahada kaybolması da ilginçti.

Buna Rıdvan çok güzel bir yorum yaptı. Sezar’ın hakkı Sezar’a… "Mesele armayı öpmek değil, formayı ıslatmak" dedi. Biri şov… Ben de Fenerbahçe armasını öperim. Niye öpmeyeyim!

SAYGI DUYUYORUM
Ben ‘Fatih Terim’e sarılan Gökhan’ı lanetleyen’ türde fanatik biri değilim.
Fenerbahçe, bu ülkeyi, yıllardır içeride dışarıda onurla şerefle temsil etmiş, en eski kulüplerinden biri…
Bugün ‘Galatasaraylı olmak’ diye bir gurur varsa, Fenerbahçe yüzünden…
Fenerbahçe’nin olmadığı yerde Galatasaraylı olmanın anlamı yok. Benim en sevdiğim kulüp Galatasaray ama en saygı duyduğum kulüp Fenerbahçe…

Armayı öpmek o kadar önemli bir şey değil. Seyircilere göstere göstere!..
Popülist bir uygulama gibiydi…
Tamamen şov… Aziz Yıldırım yönetimi bu işte… Fenerbahçe’yi bu hale getirdi. Fenerbahçe Kongresi’ne düşüyor iş…
Churchill, "Her millet layık olduğu idare ile yönetilir" demiş. Fenerbahçe camiasına soruyorum: Bu başkana ve bu teknik direktöre layık mısınız? ‘Evet’ diyorlarsa mesele yok…

* Meireles’e 12 maç ceza verildi ancak tükürdüğü konusunda bir belirsizlik var. Cezanın yeni görüntüler ışığında yeniden değerlendirilmesi gündemde… Bu anlamda Yıldırım’ın federasyonu ziyaret etmesi eleştiriliyor. Siz süreçle ilgili neler söyleyeceksiniz?

Tahkim görüntüleri istemiş. Bakacaklar, konuşacaklar. Kesinleşmiş bir durum yok. Tahkim’den karar çıktıktan sonra konuşmak lazım. Ama birinci aşamada, federasyonu ve PFDK’yı, Fenerbahçe Başkanı’nın organize ettiği kulüpsel ve medyatik saldırılara rağmen dik duruşunu alkışladım.

YüREKLiYSE AÇIKLAR
* Fenerbahçe’nin Galatasaray’a kaybettiği maçın ardından Yıldırım’ın yaptığı açıklamalar da çok konuşuldu.
Söyledikleri çok çirkin… Kadıköy’de eğer savcı varsa Aziz Yıldırım ve Fenerbahçe Kulübü’nün açıklamalarını Futbolda Şiddet Yasası ve Yönetmeliği eşliğinde değerlendirmeli ve bana demeli ki; ‘Sevgili Hıncal Uluç, Kadıköy’deki her olaydan sonra Kadıköy Savcılığını uyarıyorsunuz ama ortada hiçbir suç unsuru yoktur. Aziz Yıldırım’ın söyledikleri de normaldir. Fenerbahçe Kulübü’nün bildirileri de normaldir. Bunlar kimseyi hedef göstermez. Bunlar kimseyi şiddete teşvik etmez. Bunlar tribün olaylarına yol açmaz.’ Desin bana lütfen ben de ikna olayım.

Bu açıklamalardan sonra vatandaş Hıncal Uluç boynunda sarı kırmızılı bir kaşkolle Bağdat Caddesi’nde yürüyebilir mi? Kadıköy Savcısına bunu soruyorum.
Bana ‘Yürüyebilirsiniz Hıncal Bey. Buyurun’ desin göreyim. t Yıldırım’ın, "Türkiye’de teşvik pirimi almayan tek takım Fenerbahçe’dir" sözü dikkat çekiciydi.
Fenerbahçe’nin ‘teşvik primi almadığını’ rahatlıkla söyleyebilir kendisi muhatap çünkü… Ama ‘tek takım’ olduğunu nereden biliyor! Başka bir takımın teşvik pirimi aldığını biliyorsa ve bunu açıklamıyorsa, gizliyorsa Yıldırım suçludur.

Erkekse, yürekliyse açıklar!

HOLİGANA SAHİP ÇIKILIYOR
Fenerbahçe dışındaki bütün Türk takımlarını töhmet altında bırakma hakkı kimsede yok. Kadıköy Savcısına bunu da soruyorum. Sorun bakalım Aziz Yıldırım’a ‘Kimi itham ediyor?’ Ondan sonra kavga çıkıyor, kan çıkıyor. Niye çıkıyor?

Türkiye’de önce savcıların olması lazım sonra mahkemelerin olması lazım.
İşte Burak’ın başına gelenler, işte Ankara’da Ankaragücü maçı yarıda kalmış.
Çünkü yasa var uygulayan yok! Trabzon’daki savcılık da uygulamıyor, Ankara’daki savcılar da uygulamıyor, Kadıköy’dekiler de uygulamıyor, Şişli’dekiler de uygulamıyor.
Arena’da içeri alınanlar hemen serbest bırakılıyor o sırada… Galatasaray yönetiminin, Ünal Aysal’ın yaptığı açıklamalara bak! Sanane!.. Holigana sahiplenmek midir kulübün görevi? Herkes gider hesabını verir. Ama o holigan, arkasında kulüp olduğunu biliyor. Aziz Yıldırım’ın, Ünal Aysal’ın, Fikret Orman’ın, Sadri Şener’in kendisini orada bıraktırmayacağını biliyor. Araya adamlar koyacağını, edeceğini ve kendisinin serbest kalacağını biliyor.

* Ayrıca "Galatasaray bizi 6-0 yenemeden hiçbir psikolojik üstünlük kuramaz" diyerek son dönemdeki Galatasaray galibiyetlerinin çok da önemli olmadığını da ifade etti.

Ben Aziz Yıldırım’ın yerinden olsam katiyen geçmişe dönmem. Tarihteki defterler 7-0’ı yazıyor, 7 kişiyle ve Kadıköy’de…

Galatasaraylı oyuncular lodos yüzünden karşıya geçemedikleri için 7 kişilik takımla sahaya çıktılar ve 7-0 yendiler Fenerbahçe’yi… Tarihte o var, tarihte delinen ağlar var, tarihte Galatasaray’ın tonla zaferi var,

Fenerbahçe’nin tonla hezimeti var.

Fenerbahçe’nin ‘Galatasaray şampiyon olamasın’ diye Beşiktaş’a hükmen mağlubiyetleri var. Sakın ha!
Tüccar eski defterleri karıştırır ama eski defterler karıştırılırsa çok mahcup olur.

CANER’DEN BU YANA KULAKLARI TIKANDI
* Aslında biraz da Karabük’ü de konuşmak gerekiyor herhalde… Kadıköy’de Fenerbahçe’yi farklı bir skorla mağlup etmeyi başardı.

Mesut Bakkal, Fatih Terim’e ders verdi ama Fatih Terim bu dersi almadığını Trabzon maçında gösterdi. Fenerbahçe’nin ne olduğu o kadar meydandayken Arena’da Fenerbahçe’den korktu, Galatasaray’ı korkak oynattı. Fatih Terim yürekli olsaydı şu ‘6-0’ lafını dahi edemezdi Aziz Yıldırım.
O maçta Galatasaray perişan ederdi, Karabük’ün rahatlıkla 3 tane attığı Fenerbahçe’yi Galatasaray, Arena’da perişan ederdi. Ama Fatih Terim’in korkusundan 2-1 bitti.
Tanıyamıyorum Fatih Terim’i! Fatih Terim’in korkusu yüzünden Galatasaraylılar 10 kişilik Fener’e karşı kabus gibi son 5 dakika yaşadı.

Düdük çalınca yerlerinden fırladılar, sevinçle!.. Galatasaray o halde oynadı.

TERİM UNUTMUŞ
Mesut Bakkal’ı gördük; perişan etti, darmadağın etti. Neden; Fenerbahçe’nin savunması dökülüyor, Fenerbahçe’nin kalecisi formsuz, üstüne gittiğin zaman Fener’i ezersin.
Adın Karabük de olsa ezersin, adın Çatladıkapıspor da olsa ezersin adın Galatasaray da olsa ezersin. Yeter ki Fenerbahçe’yi iyi oku, Fenerbahçe’yi iyi tanı. Fatih Terim korkudan okumayı yazmayı unutmuş. Trabzon’da da aynıydı. Okumayı yazmayı unutmuş.
Mesut Bakkal hakeme rağmen o maçı 3-1 kazandı. Aykut Kocaman’ın göstermelik istifası birtakım olayların üstünü örtmesin. Erman Toroğlu bile yazısında üstü kapalı, tek satır geçmiş. "Ne demek istediğimi anlarsın" diyor!..

Bak başka bir şey söyleyeceğim; dakika 37 ve dakika 70… Sevgili Şansal Büyüka kardeşim orada… Yanında Markus Merk de oturuyor.
Hakemlerin her dediğine ‘Evet’ demekle görevli Markus Merk! Çünkü hakemleri eleştiren Erman Toroğlu kovuldu. Yeni otoritenin orada oturup, para almaya devam etmesi için Digiturk yorumcusu olarak hakemleri desteklemeleri lazım! O Markus Merk’le beraber otursunlar, ben de geleyim.
37. ve 70. dakikada Bekir’in iki hareketine sarı kart çıkartmayan hakeme ‘hakem’ diyorsa ben de bir şey demiyorum. Hadi biri gözden kaçtı ya diğeri! Dakika veriyorum; 37. ve 70. dakikada Bekir’in yaptıklarına bir baksınlar. O arada hakeme bir sürü bağırdı çağırdı, bunları saymıyorum bile…

BAKKAL BİTİRDİ
Caner’den bu yana Saracoğlu Stadı’nda hakemlerin kulakları Fenerlilere tıkalı! Çünkü futbol hakemliğinde iyi para var. Bütün Bab-ı Ali’yi karşına alıp, yok olmanın alemi yok, onun için adam sana ana avrat, sinkaf gitsin, duyma geç! Ama bu gözle görülen bir şey!

Tribündeki küfrü görmezsin, duymazsın ama bu ortada… 37. ve 70. dakikada Bekir’in resmen yaptığı iki net sarı kartın, ikisine de göz yumdu.

Fenerbahçe lehine olan olmayan, olduğu izlenimi veren faulleri dahi anında çaldı, yetiştirdi. Karabük lehine üç faulden birini mecburen çaldı. Hele 3-1’den sonra Fenerbahçe’ye faul yetiştirip topu Karabük sahasına intikal ettirmek için elinden gelen her şeyi yaptı. Böyle bir hakemle oynamasına rağmen Karabük, Fenerbahçe’yi net yendi.
Bunun bir tane sırrı var: Mesut Bakkal, Fenerbahçe’nin zayıf yönünün savunması olduğunu biliyor, oyunu orada kurdu. Bitti!..

Fotomaç