Fenerbahçe Asbaşkanı Abdullah Kiğılı, Sarı-lacivertli kulübün her açıdan tıkanma noktasına geldiğini itiraf etti: "Başkanımız yok, hisseler de tepetaklak oldu. Fenerium’da şu anda iğne bile satılmıyor.. Zor durumdayız, ne olacağını hiçbirimiz bilmiyor. Hiç böyle sıkıntılı bir dönem yaşamadık. Hayatımda ilk kez Emniyet’e gittim. Ama başkana sadece el sallayabildik. Çok üzücü andı"
Şampiyonluğun alınması, küme düşmek gibi değerlendirmeler canlarını sıkıyor elbette ama en çok "şikeci" damgasını yemek onları üzüyor. Bir de yöneticiler tarafı var. Onların durumu daha vahim. "Nasıl oldu da bu noktaya geldik?" diye düşünüyorlar ama bu soruyu birbirlerine bile soramıyorlar…
Abdullah Kiğılı bu yöneticilerden biri. Operasyon boyunca neredeyse hiç uyumamış. Tıpkı Nihat Özdemir, Ali Koç, Murat Özaydınlı ve diğerleri gibi. İşini-gücünü hatta ailesini bir tarafa bırakmış Emniyet , savcılık, Haseki Hastanesi arasında mekik dokuyup durmuş.
Telefonlarıma dün nihayet döndü Abdullah Kiğılı. Sesindeki o bildik canlılık gitmiş, yerine yılgın-yorgun bir ses gelmişti. "Nasılsın ağabey?" dedim, yanıtı kısa ve özdü: "Nasıl olabilirim ki?" Ağabey diye hitap ettiğim az sayıdaki yöneticilerden biri olan Kiğılı, 2 yılda tam anlamıyla Fenerium’da mucize yaratmıştı.
Orası adeta para basıyordu. Kiğılı da kendi alanında şampiyon sayılırdı. Telefonda önce konuşmama kararı aldıklarını vurguladı, ardından ısrarıma dayanamayıp kısacık da olsa sorularımı yanıtladı.
"Çok aramışsın telefonlarına dönemedim kusura bakma. Hayatımın en sıkıntılı günlerini yaşıyorum. Tam anlamıyla bir girdabın içine düşmüş durumdayız. Çıkabilmek için yol arıyoruz. Her şey mükemmel giderken bu olacak iş mi şimdi? Hisse senetlerimiz baş aşağıya gidiyor.
Her gün değer kaybediyoruz. Fenerium’da satışlar durdu. Başkanımız gözaltında, yönetici arkadaşlarımız öyle. Hiç bu kadar sıkıntılı bir dönem yaşamamıştık. Her kafadan ses çıkıyor. Yönetim olarak tek yumruk olmaya çalışıyoruz. Umutluyuz, birbirimize ‘Her şey iyi olacak’ deyip destek veriyoruz. El birliğiyle bu zorlukları da aşacağız."
"Haberi duyup iddiaları öğrenince başımdan kaynar sular boşaldı. Yönetici arkadaşlarla fikir alış-verişinde bulunduk, ardından Vatan Caddesi’ndeki polis merkezine gittik. Emniyet hayatımda hiç gitmediğim bir yer. Orayı da gördük. Başkanımızı, yönetici arkadaşlarımızı görelim destek verelim istedik. Ama nafile. Sonraki gün ise Aziz başkanın gözaltı kararı kaldırılınca hastanede görmek istedik."
Milliyet