Ersun Yanal, yeni Fenerbahçe’yi anlattı

Futbol
Ahmet Ercanlar’ın röportajı  Ersun Yanal ile daha Fenerbahçe Teknik Direktörü olmadan önce röportaj sözü almıştık. Yanal ligin, milli maç arasına girmesiyle bu sözünü tuttu ve kendisiyle bir aray...
EMOJİLE

Ahmet Ercanlar’ın röportajı 

Ersun Yanal ile daha Fenerbahçe Teknik Direktörü olmadan önce röportaj sözü almıştık. Yanal ligin, milli maç arasına girmesiyle bu sözünü tuttu ve kendisiyle bir araya geldik… 

Sadece futbolu düşünen, mütevazi, açık sözlü ve samimi kişiliği ile Yanal, sorduğum hiç bir soruya cevap vermemezlik yapmadı. Politik değil, net konuştu. Bu her ne kadar futbol dünyasında alışkın olmadığımız bir durum olsa da tanıdığımız Yanal’a uygun bir davranıştı. Türk futbolunda bulunduğu yerlere tırnakları ile kazıyarak gelen Ersun hoca ve sözleri…

NEDEN Fenerbahçe’yi tercih ettiniz?

– Fenerbahçe taraftarının önünde maça çıkmak gibisi yok. Fenerbahçe taraftarı Türkiye gibidir. Türkiye’yi birebir temsil eder. Türkiye neyi yaşıyorsa Fenerbahçe taraftarı onu yaşar. Bu benim için hem bir onur, hem bir mutluluk, hem de büyük sorumluluk.

– Yaşanan bu zor süreçte, Sivasspor karşısında motive olmuş bir takım izledik. Bunu nasıl başardınız?

– Bu süreçte teknik adam aynı zamanda psikolog gibi de çalışmalı, ben de öyle yapıyorum. Futbolun akılla, yürekle ve cesaretle oynanması gerek. Futbolcularımda her üçü de var, ben onların sahada ortaya çıkması için çalışıyorum. Şöyle de denebilir; Zoru başarmak Fenerbahçe’nin işidir.

– Nasıl bir Fenerbahçe hedefliyorsunuz?

– Fenerbahçeli olanın da olmayanın da keyifle, imrenerek izleyeceği bir oyun ortaya koyan bir Fenerbahçe. Fenerbahçe top rakipteyken ve kendisindeyken oyunun gereğini yerine getiren, tempolu, hızlı ve birlikte oynayan bir takım olacak.

‘KORKMA BEN VARIM’

AZİZ Yıldırım’ın sözünden çıkmaz diyorlar.

– Bunu söyleyenler kendi içlerinden çıkan yerli teknik adamları silik, yabancıyı ise güçlü olarak görürler. Gerçek olan ise bu bilinenin tam tersidir. Ama bir önemi yok. Fenerbahçe’nin çıkarları için gereken neyse onu yaparız, yabancılarla bizim aramızdaki fark da bu…

– Aziz Yıldırım soyunma odasına girmesiyle sık sık eleştiriliyor. Sizin bu tarz durumlara bakışınız nasıl? Aziz Yıldırım soyunma odasına girdiğinde herhangi bir sıkıntı yaşar mısınız?

– Bu tür komplekslerim yok. Aziz Başkan soyunma odasına geliyor da ne yapıyor? Futbolculara ve bize başarılar dileyip gidiyor.

– Ersun Yanal günde kaç saat futbolla yaşar? Futbol dışındaki zamanlarında ne yapar?

– Futbol hayatın kendisidir. Saati falan olmaz. Kafa dinlemek için kitap okurum, film izlerim. Fotoğraf çekiyorum. Şimdilerde Tanıl Bora’nın futbol üzerine olan “Çizgi Açığı”nı ve Murat Menteş’in “Korkma Ben Varım”ını okuyorum.

Fenerbahçe tarihinin en iyi kadrolarından birine sahibiz

“Elimde iyi bir ekip var. Bir yıl biter, yönetim başarı ya da başarı umudu görüyorsa devam eder. Görmüyorsa zaten etmez.”

BİR yıl mukavele imzaladınız. Yani bu başarı garantisi verdiğiniz bir kontrat olmalı. Kısa vadede başarı gelmesi için şanssız bir dönem olabilir mi? Çünkü rakibiniz Galatasaray, tarihinin en iyi kadrolarından birine sahip.

– Fenerbahçe de tarihin en iyi kadrolarından birine sahip. Bence her kontrat özünde başarı vaadiyle yapılır, öyle olması gerekir. Bir yıl biter, yönetim başarı ya da başarı umudu görüyorsa devam eder, görmüyorsa etmez. Ne diye bir de tazminat ödesinler.

– “Ersun Yanal futbolu” diye bir kavram yerleşti futbolumuzda, anlatabilir misiniz, nedir bu?

– Sanırım yüksek tempolu oyun ve futbolcu performansını en üst düzeye çıkarmakla ilgili felsefemi kastediyorlar. Fenerbahçe’ye geldiğimden beri kapatmaya çalıştığım eksik buydu. Kimileri buna kafası karışık dedi. 

Futbol söz konusu olunca benim kafam asla karışmaz. Çözmeye çalıştığım futbolcunun mevcut durumuyla olması gereken durum arasındaki açığı kapatmaktı, yavaş yavaş kapatıyoruz. Daha iyi olacağız.

– CAS süreci sona erdi. Ardından Yargıtay olacak. Futbolcularınızın saha dışı faktörlerden uzak durması için nasıl bir yöntem uyguluyorsunuz?

– Futbolcunun varlık nedeni sahanın içindeki performansıdır. Benim görevim bu performansı en üst düzeye çıkarmak ve bunu sahada göstermelerini sağlamak.

– Fatih Terim’in Milli Takımın başına geçmesi üzerine “Önemli olan kişiler değil, sistemdeki sorunlar” dediniz, açar mısınız?

– Fatih Hoca’nın teknik direktörlüğü tartışılmaz, ancak milli takımlar sisteminde ciddi sorunlar var. Gözbebeğimiz olması gereken Milli Takım sistemsizliğin kurbanı oluyor.

– Size göre Milli Takım neden başarılı olamıyor? Sorun ne?

– A Milli Takımın da başındaydım. Bu sorunun cevabı çok uzun bir hikaye. Bir röportajla olacak veya anlatılabilecek bir şey değil.

– Hep gergin olduğunuzu düşünenler var, öyle misiniz?

– Değilim. Tam tersine sakinimdir bir adamımdır. Başkalarının gerilim dediği şeyi, hayatı, kimsenin hamiliği olmadan, kendi emeklerimle yaşadım.

– Sizin bir futbol felsefeniz var, peki hayat felsefeniz?

– Eğer önem verdiğim insanların sağlığı yerindeyse çözülmeyecek sorun yoktur. Bir de hatayı kendinde aramayan cevabı hiçbir kimsede bulamaz.

Sow gerekenleri yaparsa, oynar

– Sow konusu ne olacak?

– Kimin ne zaman oynayacağı futbolcunun performansıyla ve rakip analizleriyle  belli olur. Forvet hattımızda kalitesi çok yüksek futbolcularımız var. Ben Fenerbahçe’de teknik direktör olduğum sürece, benim ve günümüz futbolunun gerekli gördüğü kriterleri yerine getirenler oynayacak. Sow da bunları yerine getirdiğinde o da oynar.

‘Biz’ duygusu her zaman ‘Ben’den daha önemlidir

– Ekibinizle yoğun mesai yapıyorsunuz? Neden?

– Ben ekip çalışmasına inanırım. “Biz” duygusu “ben”den önemlidir. Fenerbahçe taraftarıyla, kulübüyle “biz” duygusunu yaşatıyor. Elbette egosuz insan olmaz ama egonun fazlası da itici olur.

– Geçmiş üzerine polemiğe girmek tarzım değil. Her zaman insanların iyi niyetine güvenirim. Bu hep böyle olacak.

Taraftarımızın sevgisi hiçbir kulüpte yok

– Sezon sonunda ligin zirvesi size göre nasıl olur? 

– Şampiyon biziz, bizden sonra gelecekleri de siz sıralayın. En büyük avantajımız ise taraftarımız. Onların sevgisi hiçbir kulüpte yok.

Giden futbolcunun arkasından ağlamayı asla doğru bulmam

– Ersun Yanal’ın yönettiği takımlar genellikle iyi bir futbol oynar. Ancak bir görüşe göre bir dönem hep düşüş gösterirler. Geçtiğimiz sezon Eskişehirspor, Mart ayında hiç galibiyet alamamıştı. Bunun nedeni size göre ne?

– Bunun nedenini öğrenmek için o kulübün o günkü koşullarını incelemeniz gerek. Uzaktan fikir yürütmekle olmaz. Futbolcu parasını alamıyorsa o futbolcudan nasıl galibiyet beklersin?

– Sizin tarzınızda bir teknik adam için koşu mesafesi çok daha önemli. Ancak Alex gibi yaratıcı bir oyuncunun eksikliğinin hissedildiği söyleniyor. Takımınızda Alex ya da ona benzer bir oyuncu olsun ister miydiniz?

– Giden futbolcunun arkasından ağlamayı doğru bulmam. Koşan futbolcu oynar, koşamayan kulübede oturur. Günün futbol koşulları çok net.

Felsefem, “Maçtan keyif al ve maçı al”

“Hayat gibi futbolun da oldukça hızlı akması her zaman şarttır. Hakkını vermek için her maçtan keyif almak ve keyif vermek gerekir.”

SELÇUK Yula’nın öldüğü gün Salzburg maçına çıktınız. Ne hissettiniz?

– Saha kenarına geldiğimde tribünlere baktım ve içimden “Bu sevdayla yaşayan Selçuk Yula bu sabah öldü. Hayat göz açıp kapayıncaya kadar geçiyor. Hakkını vermek lazım” dedim. Hayat hızlı akıyorsa futbolun da hızlı akması gerekir. Hayatın hakkını vermek için her maçtan keyif almak ve keyif vermek gerekir. Hep söylerim. Maçtan keyif al, maçı al. O kadar…

MEDYADAN KORKMAYA GEREK YOK

F.BAHÇE gibi kulüplerde medya ile mesafeli durmak biraz sıkıntı yaratır. Siz kamp döneminden sonra tüm antrenmanları kapattınız. Medyanın tepkisinden korkmuyor musunuz?

– Medyadan korkulması gerektiğini düşünmüyorum. Tam tersine spor medyasıyla aramda saygı ve sevgiye dayalı bir ilişki var. Kaldı ki ben antrenmanların ilk yarım saatini gazetecilere açık yapıyorum. Antrenmanların tamamı da FBTV’de naklen yayınlanıyor. Daha ne olsun.

Hürriyet