Beşiktaş Kulübü’nün 9.4 milyon liralık vergi kaçırdığı iddiasıyla açılan davanın raporuna 24 Mayıs’taki duruşma öncesi basına sızdı. Rapor, Demirören’in koltuğunu da sarsacak cinsten.
Maliye ile barışan Beşiktaş’ın başı mahkeme ile dertte. Zamanın Beşiktaş Kulübü Başkanı Yıldırım Demirören ve yöneticilerini vergi kaçırmakla suçlayan davanının ilk duruşması 24 Mayıs’ta Çağlayan Adliyesi’nde görülecek.
Radikal, duruşmaya konu olan Maliye Bakanlığı Hesap Uzmanları Kurulu tarafından hazırlanan ‘kaçakçılık suçu’ raporuna ulaştı. 27 Aralık 2010’da hazırlanan rapora göre, Beşiktaş Kulübü 2005-2007 yıllarında yaklaşık 52 milyon lirayı beyan etmedi ve 9.4 milyon vergiyi ödemedi. Beşiktaş Kulübü 9.4 milyon lirayı 6111 sayılı Vergi Barışı Kanunu’ndan yararlanarak ödedi.
Hata değil kaçırma
Ancak kanun sadece idari para cezalarına af getirdiği ve hürriyeti kısıtlayıcı cezalara af getirmediği için konu yargıya taşındı. Dava sonucuna göre Beşiktaş yöneticileri hüküm giyebilir, Demirören ise Türkiye Futbol Federasyonu Başkanlığı’nı kaybedebilir.
Beşiktaş Kulubü’nün 2005 ve 2007 yıllarına ait mali kayıtlarının tutulduğu defterleri inceleyen Maliye Bakanlığı Hesap Uzmanları Kurulu, Beşiktaş ’ın kayıtlarında yer alan yaklaşık 52 milyon lirayı beyan etmediğini öne sürdü. Başhesap Uzmanlarının hazırladığı raporda ‘hesap ve muhasebe hilesi’ yapılarak kaçakçılık suçunun işlendiği belirtildi.
‘Başkanlığı düşebilir’
Raporda tespit edilen hesap açıkları ise detaylı bir şekilde anlatılarak, açıkların hata olmadığı ve bilinçli bir vergi kaçırma suçu işlendiği iddia edildi. Raporda 51 adet satış faturasına ilişkin yevmiye defterlerinde 41 adet hileli kayıt ile net olarak 51 milyon 933 bin 95 lira KDV matrahının beyan dışı bırakıldığı yer aldı. Rapora göre Beşiktaş Kulubü, Biletix, Lig TV yayın g elirleri, TFF ödemeleri ve reklam gelirlerinin bir bölümünü beyan etmedi. 110 milyon lira gösterilmesi gereken gelir, 56 milyon lira olarak beyan edildi. Yaklaşık 52 milyon liralık gelirden doğan 9 milyon 400 bin lira vergi kaçırıldı. Raporun savcılığa yollanarak suç duyurusunda bulunulmasının ardından 18 Mart 2012’de Yıldırım Demirören ve diğer eski Beşiktaş yöneticileri hakkında vergi kaçakçılığı yaptıkları gerekçesiyle dava açıldı.
Savcılık Demirören ve dönemin yöneticileri için 18 aydan 3 yıla kadar hapis cezası istedi. Davanın ilk duruşması 24 Mayıs’ta Çağlayan Adliyesi’nde görülecek. Hüküm giymesi durumunda Demirören’in TFF Başkanlık koltuğu da tehlikeye girecek. Eğer ceza alırsa hazirandaki TFF Genel Kurul’unda Demirören aday olma hakkını yitirme riskiyle karşı karşıya. TFF Statüsü’nün 38. maddesinin D fıkrasına, ‘sahtecilik, görevi kötüye kullanma ve kaçakçılık’ suçlarından mahkum olanlar başkanlığa aday olamıyor.
Beşiktaş : Hata ve personel eksikliği
Hesap Uzmanları Kurulu’nun düzenlediği raporda Beşiktaş Kulübü’nün verdiği savunma da yer aldı. Kulübün yaptığı resmi açıklamasında şöyle denildi: “Belirtmiş olduğunuz faturalarda yer alan hesapladığımız KDV tutarlarını yasal deftere kaydederken hataen hesaplanan KDV hesabını hiç kullanmamış ya da bu hesaba kayıt yapılırken rakam hatası yapılmıştır. Bu durum tamamen personel yetersizliği ve muhasebe kayıtları için kullandığımız proğramın yetersizliğinden meydana gelmiştir. Yoksa bizim Beşiktaş Camiası olarak vergi kaçırmak gibi bir kastımız yoktur.”
Hesap Kurulu’nun, Baş Hesap Uzmanı aracılığıyla ise açıklamaya şöyle karşılık verdiği öğrenildi: “Hiçbir işletme ve hiçbir şirket yetkilisi bu matrah farkını (51.933.095,33TL) hataen yapılan bir düzensizlik olarak açıklayamaz. Ayrıca hiçbir şirket yetkilisi bu oranda ve tutarda oluşan düzensizlikten haberdar olmadığını iddia edemez.”
55 bin ceza davası bulunuyor
Vergi Konseyi üyesi ve Vergi Uzmanı Bumin Doğrusöz Vergi Barışı’ndan yararlansa dahi mükelleflere ceza davası açılmasını şöyle değerlendirdi: Vergi kaçakçılığı teşkil eden fiillerde iki tür ceza kesiliyor. Biri idari para cezası, diğeri ceza mahkemelerinde yargılanarak hürriyeti bağlayıcı cezalar. 6111 sayılı Vergi Barışı kanunu sadece idari para cezaları yönünden af getirdi. Dolayısıyla hürriyeti bağlayıcı cezalarda bir af maddesi getirilmedi. Bu haliyle dava düşmez, vergi kaçıran biri hüküm giyebilir. Bu kanun çıkarken de çok eleştirildi. Kanun eksik çıkarıldı. Daha önceki afta 4811 sayılı kanunla para ve hürriyeti bağlayıcı cezalar da affedildi. Ancak 6111 sayılı kanunda bu yapılmadı. Devlet tam barışmadı. Bu eksikliğin de bir kanunla giderilmesi gerekiyor. Şu anda vergi usul kanunlarına muhalefetten ceza mahkemelerinde görülen 55 bin civarında dava var.
‘Vergi kaçakçılığı hata değil’
Maliye Bakanlığı’na bağlı hesap uzmanları, Beşiktaş Kulübü’nün hata olarak değerlendirdiği kayıtların hata olmadığını şu tespitlerle iddia etti:
110 milyon liralık kaydın yüzde 46’sına denk gelen 52 milyon liranın hatası olamazdı.
Raporda 51 adet faturaya ilişkin 2005-2007 arasında 41 kere düzenli olarak yevmiye defterine kayıt yapıldığı, düzenli olarak üst üste 41 kere aynı hatanın yapılmasının mantıklı bir izahı olamazdı.
Yevmiye defterlerinde de doğru kayıtlar yeşil renkli fosforlu kalemle, yanlış ve hileli kayıtlar ise turuncu renkli fosforlu kalemlerle işaretlenmiştir. Bundan da açık olarak görülüyor ki mükellef kurum aynı günlerde yaptığı kayıtların bir kısmını doğru yapmakta, bir kısmını ise vergi ziyaına sebebiyet verecek şekilde bilerek ve isteyerek yanlış ve hileli olarak kaydetmektedir.
Dava 2005-2007 yıllarını kapsıyor
27 Aralık 2010 tarihinde hazırlanan rapora göre, Beşiktaş Kulübü 2005 ile 2007 yılları arasında yaklaşık
52 milyon lirayı beyan etmedi ve 9.4 milyon liralk vergiyi ise ödemedi. Beşiktaş Kulübü 9.4 milyon lirayı daha sonra 6111 sayılı Vergi Barışı Kanunu’ndan yararlanarak ödedi. İlgili dava 24 Mayıs’ta Çağlayan Adliyesi’nde görülecek.
Radikal