Beşiktaş 3. Lig’e düşebilirdi

Futbol
Engin Dinç’in röportajı UEFA’nın Beşiktaş, Bursaspor ve Gaziantepspor’a mali yapılarından dolayı Avrupa kupalarından 1 yıl men etmesi futbol gündemine bomba gibi düştü. Biz de bu cez...
EMOJİLE

Engin Dinç’in röportajı

UEFA’nın Beşiktaş, Bursaspor ve Gaziantepspor’a mali yapılarından dolayı Avrupa kupalarından 1 yıl men etmesi futbol gündemine bomba gibi düştü. Biz de bu cezaların nedenini, futbolu nasıl etkileyeceğini, TFF Başkanı Yıldırım Demirören’in bu konudaki sorumluluğunu ve bu kararın şike konusundaki kararı nasıl etkileyeceğini Zaman yazarı Ahmet Çakır’la konuştuk.

BEŞİKTAŞ 3. LİG’E DÜŞEBİLİRDİ

Malumunuz Beşiktaş, Bursaspor ve Gaziantepspor’a UEFA 1 yıl Avrupa kupalarında oynama yasağı getirdi. Bu kararı adaletli buluyor musunuz?
Şimdi, adaletli bulup bulmamak için çok şey bilmemiz lazım. Biliyorsunuz daha henüz sisler arkasında, sadece genel değerlendirme yapabiliyoruz. Adaletli bulmuyorum diye şu açıdan söylenebilir, bu cezaların çok daha ağır olması ve çok daha geniş kulüpleri kapsaması gerekirdi. O açıdan adaletli değil diyebilirim. Çünkü artık yalanlarla yaşamaktan vazgeçmemiz gerekiyor, kendimizi aldatmaktan vazgeçmemiz gerekiyor. Bizim bu konulardaki kusurlarımız, suçlarımız, “UEFA da kimmiş, neymiş” gibi dayılanmalarımız bitmez tükenmez noktalara varmış durumda. Beşiktaş olayının gerçeğinin ne halde olduğunu bizzat kendi yöneticileri söylüyorlar. Yani kendi yöneticilerinin ifadelerine göre finansal açıdan Beşiktaş’ın bırakın bir yıl cezalandırmayı; 3., 4., 5. lige düşürülmesine yol açabilecek kadar karışık ve sıkıntılı durumları var. Sadece Bursaspor’un olayında bir tereddüt hissediliyor. İşte Sayın Başkan İbrahim Yazıcı, “işte ödüyorduk, zaten dava devam ediyordu” diyor. Haliyle öyle bir süreçte dava devam ederken nasıl ceza veriliyor diye düşünülebilir. Ama onun dışında adaletsizlik cezaların az olmasında ve az takımı kapsamasındadır. Hemen hemen her takımımız bu tür cezaları hak edebilecek dünya kadar yanlışlık yapıyor ve bunu önemsemiyorlar. Çünkü aslında bu futbolu aşan bir mesele… Gerek yurt içinde gerekse uluslararası meselelerde ‘bir şey olmaz abi’ diye yaşıyoruz. Yani en kanlı olayların içine bile rahatlıkla girebiliyoruz. Kırmızı ışıkta geçebiliyoruz, yüzme bilmeden denize atlayabiliyoruz. Hepsinin de sebebi, dayanağı ‘bir şey olmaz abi’ anlayışı. Bu dünyada ‘bir şey olmaz abi’ diye yaşayamazsın, olay budur.

Avrupa’dan uzak kalmak ceza alan kulüplerimizi olumsuz yönde etkiler mi?
Tabi ki etkiler ama bir yıllık durum bir şey değil. Çünkü bir yıl zaten katılmayı hak edememiş de olabilirsiniz, o yanı da var. Bu yıl ligde 5., 6. olursun, geçen yıl nasıl Galatasaray 8. oldu ve gidemedi. Bir yıllık meselenin büyütülecek bir tarafı yok. Asıl olay o değil. Asıl olay kulübün finansal açıdan karmakarışık ve UEFA kriterlerine asla uymayan bir noktada oluşu. Futbolcu alacakları ve öteki konularla ilgili olarak öteki soruya da karşılık olarak söylediğim ‘bir şey olmaz abi’ düzeninde yürütmeye çalışmak işleri. Artık onlardan vazgeçmek gerekiyor. Ve bu yeni bir şey değil. UEFA kriterleri aslında 2007’den beri uygulanıyor. Biz 2007 yılından bu yana ‘bir şey olmaz abi’ düzeninde yaşamaya devam ediyoruz.

YILDIRIM DEMİRÖREN GÖREVDEN UZAKLAŞTIRILMALI

Beşiktaş’ın bugünkü durumunun sorumlusu Yıldırım Demirören, şu anda Türkiye’nin futbolunu yönetiyor. Demirören’in TFF Başkanı olması Türkiye’de futbol için bir zaaf değil mi?
Efendim zaafın çok ötesinde, nezaket gösteriyorsunuz. Teşekkür ediyorum, ben de göstermek zorundayım tabi. Bırakın zaafı maafı burada çok acil müdahaleyle, çok şiddetli şeyler yapma gereği ortada. Ne yazık ki biz böyle yaşıyoruz memleket olarak. “Ya boşver, bir şey olmaz işte” falan… CAS’a başvurulur, birazı düşürülür ceza, unutulur, gider falan filan diye bakıyoruz. Yoksa elbette ki söylediğiniz gibi derhal ya istifa ya görevden alma ve sonrasında da gerekli cezalandırmalar şeklinde sürecin işlemesi lazım. Ama ne yazık ki burası öyle bir ülke değil. O yüzden de hiçbir şey olmayacak gözüyle bakılıyor.

F. BAHÇE’NİN CAS’TAKİ DAVAYI GERİ ÇEKMESİ MİDE BULANDIRICI

UEFA’nın verdiği bu cezalar, şike soruşturmasında adı geçen takımlara da ceza  gelebileceğinin işareti olarak yorumlanıyor. Siz buna katılıyor musunuz?
Şimdi ilk anda öyle görünüyor ama biliyorsunuz ki, ikisi birbirinden ayrı konular. Sadece bizim “UEFA bir şey yapamaz, UEFA da kim oluyormuş” tarzındaki aptalca gevezelikler konusunda uyanmamızı sağlayabilir. O meselede de tabi ki çok şiddetli cezalar bekleniyor. Çünkü Avrupa’daki başka örnekler bize bunu düşündürüyor. Biliyorsunuz UEFA’nın merkezi İsviçre’de, UEFA bu son dönemde en şiddetli şekilde İsviçre takımlarını doğradı, Sion olsun, Servette olsun, Neuchatel Xamax olsun… Dolayısıyla bize karşı bir sempatiyle bakması, yahut işte bize karşı aynı sert müeyyideleri uygulamaması kendi tutarlılığı açısından çok şiddetli bir sorun yaratır. Dolayısıyla UEFA’nın kendi saygınlığına gölge düşürecek, aman bu kadar şiddetli olmasın, şöyle olmasın gibi durumlara girebileceğini pek aklım kesmiyor.

Arada mide bulandırıcı bir mesele var. Fenerbahçe’nin CAS davasını çekmesi… 45 milyon Euro’luk bir davanın geri çekilmesi haliyle insana bir şeyler düşündürüyor. Ve biliyorsunuz Fenerbahçe’nin çok değerli yöneticileri bunu ülke menfaati açısından yaptıklarını söylediler. Sanki onlara kimse sormayacaktı, “bu davayı açarken niye düşünmediniz ülke menfaatini” diye… Oralarda epeyce karışıklıklar var ve onlardan nasıl bir durum doğar, onu kestirebilmek kolay değil. Ama son söz olarak maalesef her açıdan çok fazla korkmamız yerinde olacaktır. Şike davasıyla da ilgili olarak Türkiye’ye ve takımlara çok şiddetli cezalar gelebilir.

on5yirmi5