M.Ali Aydınlar’ın istifasının ardından yeni başkanını arayan Türk futbolu henüz bir isim etrafında birleşemedi. Şike soruşturması sebebiyle el yakan başkanlık koltuğuna oturmak biraz cesaret istiyor, aday adayları şimdilik nabız yoklamakla yetiniyor. En çok merak edilen, 27 Şubat’taki seçimin ardından yeni başkanın, süreci nasıl yöneteceği.
Türk futbolu, tarihinin en ateşli süreçlerinden birini yaşıyor. 3 Temmuz’da başlatılan şike soruşturması sebebiyle kısa ama oldukça sıkıntılı bir başkanlık dönemi geçiren M.Ali Aydınlar’dan sonra Türkiye Futbol Federasyonu başkanlığı için aday adayları sadece nabız yoklamakla yetiniyor.
F.Bahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım’ın, geçtiğimiz gün Metris Cezaevi’nden yaptığı, "Bu ortamda kimse aday olmaz, destekle birisini koltuğa oturturlar ama o da uzun ömürlü olmaz." açıklaması da sürecin ne kadar zor olduğunu gözler önüne seriyor.
Yeni federasyonu çok zorlu bir dönem bekliyor. Başkanın ismi kadar ekibi ve icraatları da merak konusu. Yeni yönetimin, şike soruşturmasındaki tavrı ve hukuk kurullarıyla ilgili alacağı karar çok önemli. Yeni federasyon, UEFA’nın hukuki takvimini aksatmamak için hukuk kurullarını değiştirmeme yoluna gidebilir. Bu durumda şike soruşturmasıyla ilgili karar play-off öncesi yani nisanın başında verilebilir. Eğer kurullar değişirse bu takvimde küçük de olsa sapma yaşanabilir. Ama bu tamamen yeni başkanın tavrına bağlı.
27 Şubat’ta yapılacak seçim için İbrahim Hacıosmanoğlu dışında resmi bir aday çıkmazken, Beşiktaş Başkanı Yıldırım Demirören, eski Gençlik ve Spor Müdürü ve halihazırdaki Basın İlan Kurumu Başkanı Mehmet Atalay, TFF Vekil Başkanı Hüsnü Güreli, TFF eski yöneticisi Lütfi Arıboğan, Beşiktaş’ın eski yöneticisi Murat Aksu’nun isimleri kulislerde konuşuluyor. Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç ise siyasetin bir arayış içinde olmadığını, futbol dünyasının ortak bir aday çıkarması gerektiğini açıklayarak topu yeşil sahaya yuvarladı.
26 Ocak’taki genel kuruldan sonra etkinliği tartışmaya açılsa da Kulüpler Birliği’nin önceki gün yaptığı toplantıdan sonra, daha önceden başkanlık yapmamış birinin işaret edilmesi, Şenes Erzik, Haluk Ulusoy, Levent Bıçakcı ve M.Ali Aydınlar’ın tekrar dönme ihtimalini zayıflatıyor. Toplantıda, aynı zamanda Kulüpler Birliği Başkanı olan Yıldırım Demirören’in F.Bahçe’nin isteğiyle TFF başkanlığına aday olmasının konuşulduğu bilgisi sızsa da Sarı-Lacivertli kulüp dün resmî internet sitesinden bunu yalanladı. Ama Yıldırım Demirören’in de TFF başkanlığı için niyetli olduğu ve bunu yakın çevresiyle paylaştığı biliniyor. Ama Demirören her kesimin desteğini almadan ortaya çıkma taraftarı değil. Çünkü bu süreçte hangi aday ortaya çıkarsa ismi 27 Şubat’a kadar mutlaka yıpratılacaktır. Zira adayların son güne kadar süreleri var. Hatırlanacağı üzere son seçimlerde, M.Ali Aydınlar son hafta adaylığını açıklayarak seçime girmişti.
TFF başkanlığı için eski Gençlik ve Spor Genel Müdürü Mehmet Atalay’ın da ismi sıkça geçiyor. Herhangi bir kulübe angaje olmaması, isminin temiz kalması ve Dünya Fair Play Ödülü sahibi olması Atalay’ın en önemli artıları olarak dikkat çekiyor. Atalay’ın aday olması için kulüplerin ona çağrıda bulunması gerekiyor.
Şu anda TFF’ye vekaleten başkanlık eden Hüsnü Güreli 15 Şubat’a kadar bekleyecek, Murat Aksu ise futbolun akil isimleriyle bir toplantı yaptıktan sonra yol haritası çizecek.
Normal süreçte adayın bol olduğu TFF başkanlık koltuğu için şimdilik Hacıosmanoğlu dışında net bir isim çıkmadı ama bu hiç çıkmayacağı anlamına gelmiyor. Zira başkanlık koltuğu, içinde bulunulan süreç sebebiyle el yaksa da albenisi her zaman yüksektir. Genel kurul tarihine kadar köprünün altından çok sular akacağına şüphe yok. Aydınlar’ın haziranda yaşadığı süreç gibi son düzlükte bir isim netleşir ve futbol dünyasının desteğiyle koltuğa oturur.
Zaman