Tesadüfen Başladılar, Şampiyon Oldular

Dövüş Sporları
Sırbistan’ın başkenti Belgrad’da düzenlenen Avrupa Şampiyonası’nda Türkiye’ye altın madalya kazandıran Taha Akgül ve Rıza Kayaalp’in güreşe başlama hikayeleri oldukça ilg...
EMOJİLE

Sırbistan’ın başkenti Belgrad’da düzenlenen Avrupa Şampiyonası’nda Türkiye’ye altın madalya kazandıran Taha Akgül ve Rıza Kayaalp’in güreşe başlama hikayeleri oldukça ilginç.

Avrupa Şampiyonası’nda serbest stil 120 kiloda altın madalyayı boynuna takan Taha Akgül, küçükken çok iyi futbol oynadığını ve gönlünden futbolcu olmaktan geçtiğini, ancak aile içinde güreşe ilginin ağırlık kazanmasıyla bu spor dalına yöneldiğini söyledi.

Akgül, ”Güreşe başlamam babamın sayesinde oldu diyebilirim. Babam da güreşçi ve güreş antrenörü olduğu için bu spora yöneldim. Güreşe başlamadan önce ağabeyimle mahallede futbol oynardık. Babam da güreşçi olduğu için evde ağabeyimle beni güreştiriyordu. Küçükken de akrabalarımız para karşılığında bizi güreştirirlerdi. Bu spora başladığım için hiç pişman olmadım. Normalde futbolu daha çok seviyorum, futbolcu da olabilirdim. Güreşe başladım ve başarılarımı gördükçe devamı geldi” dedi.

”Güreşi bırakmayı düşündüm”

8 yıllık güreş hayatı olduğunu vurgulayan Akgül, ilk yıllarda derece yapamadığı için derslerine ağırlık verdiğini, hatta güreşi bırakmayı düşündüğünü dile getirdi. Derslerinde başarılı olmasından dolayı annesinin güreşe gitmesini pek istemediğini belirten Akgül, şöyle devam etti:

”Hep taktir, teşekkür belgesi alırdım. Sadece bir dönem boş geçtim. Sonra üniversite sınavlarına girdim. Sözel 2’de Sivas 6’ncısı ve Türkiye 539’uncusu oldum. Türkçe öğretmenliği bölümünü kazandım. İzmir 9 Eylül Üniversitesi’ni tercih ettim. Güreşi bırakmış gibi olmuştum. Yani üniversiteyi bitirip üniversitede kalmayı ve akademik kariyer yapmayı istiyordum. 9 Eylül Üniversitesi’nde 1. sınıfım çok güzel geçti, sadece okula odaklandığım için.”

”Geldiğim noktaya inanamıyorum”

Başarılı sporcu, üniversite yıllarında İzmir’de tekrar güreşe başladığını ardında da Türkiye Gençler Şampiyonası’nda 3’üncü olduğuna işaret ederek, ”Benim için yeniden doğuş başladı. Ondan sonra da derece üstüne dereceler almaya başladım. Son 3 yılda ise geldiğim noktaya kendim bile inanamıyorum. Çünkü 3 senede gençler Türkiye şampiyonluğu, gençler dünya ikinciliği, gençler Avrupa beşinciliği, büyükler Türkiye ikinciliği ve şampiyonluğu ve en sonunda Avrupa şampiyonluğu gibi derecelere ulaştım” diye konuştu.

Taha Akgül, ASKİ Spor Kulübü’nde mutlu olduğunu belirterek, başarılarında emeği geçen herkese teşekkür etti. Akgül, hedefinin Türkiye’yi olimpiyatlarda temsil etmek olduğunu ifade etti.

”Ailem ”ne güreşi” diye tepki gösterdi”

120 kilo grekoromen stilde Türkiye’ye altın madalya kazandıran Rıza Kayaalp’in içindeki güreş tutkusu ise ilkokul yıllarına dayanıyor.

İlkokul yıllarında öğretmenlerinin sürekli kendisini güreştirdiğini, yaşıtlarını yenmesinin ise kendisini mutlu ettiğini söyledi. Kayaalp, ”O zaman güreşçi olmayı kafama koymuştum. Okula gelen öğretmenler ne olmak istediğimizi sorduğunda, arkadaşlarım doktor, mühendis, avukat olmak istediklerini söylerdi. Ben ise güreşçi olmak istediğimi söylerdim. O zamanlar ilkokul 3’üncü sınıftaydım. Bunu ailemle paylaştığımda ‘ne güreşi’ diye tepki gösterdiler. Bunun üzerine oturup güreşçi olacağım diye ağladım, çok ısrar ettim. Onlar da benim bu halime dayanamadılar” dedi.

Güreşe, Yozgat Güreş Eğitim Merkezi’nin seçmelerini kazanarak başladığına dikkati çeken Kayaalp, ”5-10 dakikalık ağlamam sayesinde Avrupa ve dünya şampiyonu oldum” diye konuştu.

”Rövanşı aldım”

Geçen yıl Almanya’da düzenlenen Avrupa Şampiyonası’nda yenildiği Rus rakibi Khasan Baroev’den bu yıl rövanşı aldığı için mutlu olduğunu ifade eden Kayaalp, ”Rakibim finalden sonra yaptığı açıklamada Londra Olimpiyatları’nda benden rövanş almak istediğini belirtmiş. Ben ondan daha gencim. Kendimi her zaman geliştirdiğim için bundan sonra hiç bir rakibime hiç bir şekilde kaybetmek istemiyorum ve 2012 Londra Olimpiyatları’nda Türkiye’ye altın madalyayı getirmeyi istiyorum” ifadesini kullandı.

ASKİ’nin bir diğer başarılı sporcusu Fatih Üçüncü ise Avrupa Şampiyonası’nda hedefinin Türkiye’ye altın madalya kazandırmak olduğunu, ancak bronz madalya kazandırabildiğini dile getirdi.

Üçüncü, ”Bir zamanlar ASKİ Spor Kulübü’nün sporcusu olan Azeri Elcin Aliyev’e yarı finalde yenildim. Hedefim olimpiyatlarda ülkemi en iyi şekilde temsil etmek. Avrupa’nın devamı inşallah olimpiyatlar olur. Türkiye uzun yıllar 55 kiloda zorluk çekiyordu. En son sıklet antrenörüm Bayram Özdemir madalya almıştı. İnşallah bu boşluğu ben dolduracağım” diye konuştu.

”Madalyalar tesadüflere bağlı”

Grekoromen Güreş Milli Takımı’nın ve ASKİ Spor’un Teknik Direktörlüğünü yapan Mehmet Akif Pirim de başarılı bir çok sporcunun tesadüfen spora başladığına işaret ederek, şunları kaydetti:

”Türkiye’nin uzun vadeli bir spor politikası yok. Bunun için uzun vadeli çalışmaların yapılması lazım. Bunun dışında bu ülkeye şampiyonluklar yaşattım. Fakat böyle sporcular yetiştirip ülkeme armağan etmek benim için ayrı bir gurur vesilesi. Bu kardeşlerim Avrupa ve dünya şampiyonu oldu, bu duyguyu bana ve ülkeme yaşattı. Yetiştirdiğim hiç olimpiyat şampiyonu olmadı. Olimpiyat şampiyonu olmalarını ve o duyguyu bana yaşatmalarını istiyorum.”

AA