İki Ülke, Bir Top

Basketbol
Aile, 15 yaşındaki oğulları Kristijan’ın Galatasaray basketbol takımı tarafından keşfedilmesi üzerine Makedonya’daki hayatlarını ve akrabalarını bırakarak Türkiye’ye yerleşti. Üsteli...
EMOJİLE

Aile, 15 yaşındaki oğulları Kristijan’ın Galatasaray basketbol takımı tarafından keşfedilmesi üzerine Makedonya’daki hayatlarını ve akrabalarını bırakarak Türkiye’ye yerleşti. Üstelik, oğullarının ileride millî takımda oynayabilmesi için Türk vatandaşlığına başvurdu.

Kristijan Nikolov, Burç Spor Koleji-‘nde 11. sınıf öğrencisi. 15 yaşında. Galatasaray’ın basketbol takımında oynayabilmek için ailesi ile birlikte Türkiye’ye yerleşmiş. Bir yıldır İstanbul Ataköy’de oturuyor. Spor kariyeri uğruna çocuk yaşta değiştirdiği hayatını farklı kılan ise bu serüvende ailesini de arkasında sürüklemesi.

Makedonya basketbol liginde gelecek vaat eden yıldızlar arasında gösterilen Kristijan, bundan bir yıl önce Galatasaray altyapı hocalarından Sinan Ömeroğlu tarafından keşfedilir ve Galatasaray basketbol takımında oynaması için teklif götürülür. Ataköy’deki evlerinde bizleri misafir eden Nikolov ailesini, oğullarını Kristijan’ın peşinde Türk vatandaşı olmaya kadar götürecek hikâye de böylece başlamış olur.

Basketbolu hayatının merkezine koyan Kristijan için Galatasaray’dan gelen teklif önemlidir. Çünkü Makedonya’nın en iyi koçu ödülüne defalarca layık görülmüş babasına göre, komşu ülke Türkiye, Avrupa basket liginde en iyilerindendir.

Ve eğer, bu yaşlarda Türkiye kulüplerinden birinde oynamaya başlarsa, Kristijan’ın kariyeri NBA’e kadar uzanabilecektir. Ama ortada bir sorun vardır; sebep her ne olursa olsun Kristijan, bir ülkeden başka bir ülkeye göç edecek yaşta değildir. Nikolov ailesinin ve tabii ki küçük yaşta büyük bir karar vermek zorunda olacak Kristijan için bu yüzden zorlu bir süreç başlar.

İyi düşünmek zorundadır. Tabii bir de çocuk denecek kadar küçük yaşta başka bir ülkeye yerleşmenin zorluğu kurcalar zihnini. Öyle ya, daha 14 yaşında, dilini bilmediği ve hiç görmediği bir ülkede tek başına nasıl yaşar, hayatın üstesinden nasıl gelir? Kristijan, bu sıralar hissettiklerini şu cümlelerle dile getiriyor:

"Anne-babam olmadan başka bir yere gitmek istemiyordum. Bu yüzden başarısız bile olabilirdim. Bu da dünya çapında yeni başlayacak kariyerimi başlamadan bitirebilirdi. Onun için hemen ‘evet’ demek istediğim halde diyemedim!"

Neyse ki, onu içine düştüğü kararsızlıktan kurtaracak bir gelişme yaşanır. Kendisine teklif yapan Ömer Sinanoğlu’na karasızlığını anlatırken Sinanoğlu, "Zaten Türkiye’ye tek başına değil; ailenle birlikte gelmen gerekiyor. Resmi olarak oynayabilmen için sen ve ailen Türk vatandaşı olmalı." der.

Yüreğine su serpilir Kristijan’ın. Sadece Kristijan’ın değil, anne-babasının da içi rahatlar. Baba Zoran Nikolov, "Eğer, bizim de oğlumuzla birlikte gelmemiz söz konusu olmasaydı, hayallerimiz boşa çıkabilirdi." diyor.

Ve hiç düşünmeden oğulları için Türkiye’ye yerleşmeyi hatta Türk vatandaşı olmayı kabul eder Nikolov ailesi. Buranın komşu ülke olması da avantajdır. Dinleri farklı olsa da ortak geçmişleri, ortak kültürleri vardır. Tabii baba Zoran Nikolov için Türkiye’ye gelmekten çekinmemelerinin, vatandaşlık mevzusunu kabul etmelerinin başka bir nedeni daha var:

Türkiye sevgisi. Anne Biljana Nikolov ve baba Zoran Nikolov, "Türkiye, Makedonya’ya çok yakın bir ülke. Kardeş gibiler adeta. O yüzden memleketimizin vatandaşlığından çıkacak olmak pek üzmedi bizi. Korkutmadı da. Biz yine oralıydık, Makedonyalıydık sonuçta." diyorlar.

Buraya yerleştikten sonra hiç zorluk yaşamamışlar. Oturdukları çevreye, belki daha uzun yıllar yaşayacakları bu ülkeye alışmakta hiç sıkıntı çekmemişler. Hem de Türkçe bilmemelerine rağmen. Türk vatandaşlığı başvuruları daha kabul edilmemiş ama onlar, yaşantılarıyla Türk olmuşlar bile.

Anne Biljana Nikolov, ev hanımı ve boş vakitlerde komşularla gezmeye gidiyor, günler yapıyor. Baba ise eski basketbolcu olmasından dolayı hafta sonlarını basket maçlarına giderek geçiriyor. Maçlardan sonra baklava yemeye bayılıyor. Nikolov ailesi, akşamları Türk dizilerini izliyor. Zora Nikolav, "Kurtlar Vadisi ve Polat Alemdar favorim." diyor. Biljana Nikolov’sa, Öyle Bir Geçer Zaman ki dizisini hiç kaçırmadığını söylüyor.

Türkiye’de yaşamaktan ailede en çok memnun olan ise Kristijan’ın 11 yaşındaki kız kardeşi Martina Nikolov. Martina, Burç Koleji’nde okuyor; İngilizce ve Türkçeyi eşzamanlı öğreniyor. Farklı ırktan arkadaşları olması hoşuna gidiyor. "Hem oturduğumuz yerde hem de okulda çok Türk arkadaşım var. Çok iyi anlaşıyoruz. Türkiye’de olmak güzel!" diye özetliyor hissettiklerini…

Ailesini buralara kadar getiren Kristijan ise geleceğini düşünüyor sürekli. "15 yaşındayım ve Avrupa’nın basketbolda en iyi ülkesindeyim. Bundan sonra Barcelona’da da oynayabilirim, NBA’de de." diyor. Basketbol peşinde Türkiye’ye yerleşen ailenin memleketlerine geri dönme planları da şimdilik yok.

Babamdan etkilendim, basketbola başladım

Yıldızı küçük yaşta parlayan Kristijan’ın basketteki başarısı babasına dayanıyor. Baba Zoran Nikolov, Makedonya’nın en iyi takımı Rabodniçk’te oynamış uzun yıllar. Oldukça ünlüymüş. Kristijan da babasına bakarak başlamış oynamaya. Daha 7 yaşındaymış o zaman. Yeteneği fark edilince babasının takımında altyapıya alınmış. Oynadığı maçlarda hep ‘pointguards’ adı verilen ikinci koç statüsünde olmuş. Şimdi ise bu statüyü Galatasaray’da koruyor. Resmi olarak maçlara çıkmamış daha. Ama antrenmandan antrenmana koşarak Galatasaray için ‘basket’ yapacağı günlere hazırlanıyor.

Zaman