Sinemacı Giovanni Scognamillo’ya saygı programı

Türk Sineması
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür Müdürlüğü, 14 Kasım Türk Sineması Günü 2014 yılında kutlanacak olan Türk Sineması’nın 100. Yılı’na hazırlık mahiyetindeki etkinlikler kapsamında, Sinema Tarihçisi...
EMOJİLE

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür Müdürlüğü, 14 Kasım Türk Sineması Günü 2014 yılında kutlanacak olan Türk Sineması’nın 100. Yılı’na hazırlık mahiyetindeki etkinlikler kapsamında, Sinema Tarihçisi Yazar Giovanni Scognamillo’ya saygı programı düzenliyor.

13 Kasım Çarşamba günü Fatih Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilecek paneli, Sinema Yazarı İhsan Kabil yönetecek. Panele konuşmacı olarak Barış Saydam, Kaya Özkaracalar ve Burçak Evren katılacak.

Halka açık ve ücretsiz olarak gerçekleştirilecek olan program, saat 18.00’de başlayacak.

Giovanni Scognamillo

Çevirmen, Eleştirmen, Yazar, Sinema Tarihçisi Giovanni Scognamillo, 1929 yılında İstanbul’da doğdu. İstanbul doğumlu Rum bir anneyle İtalyan asıllı bir babanın tek çocuğudur. “Ben, doğduğum anda kendimi sinemanın içinde buldum” demesi, boşuna değildir. Babası, Elhamra Sineması’nın, eniştesi de Kadıköy’deki Süreyya Sineması’nın müdürüdür. Henüz 4 yaşındayken ilk filmi babasının sinemasında seyreder. Daha doğrusu, seyredemez; çünkü yıllar sonra korku filmi literatürüne önemli katkılar sağlayacak olan Giovanni Scognamillo’nun salondan çıkması için çok önemli bir gerekçesi vardır: Scognamillo, “Sadece bir sahnesini seyredebildim. Korktum ve salondan kaçtım” diyor. O gün, Giovanni Scognamillo’nun sinemayla gerçek anlamda ilk tanıştığı gündür. Filmler, hayatının ayrılmaz bir parçası hâline gelirler. Her çocuğun sokakta oynadığı yaşlarda onun hayatını dolduran tek şey vardır: Sinema… Scognamillo, sinemaya olan ilgisini, “İlkokuldayken meselâ, okuldan çıkıp eve gitmezdim. Elhamra Sineması’na gider, bazı filmleri defalarca seyrederdim. Sinemacı ve filmci çocuğu olduğum için, Beyoğlu’ndaki bütün sinemalar benim için ücretsizdi” diyerek özetliyor.

İtalyan Lisesi’ni bitirdikten sonra, o yıllardaki her genç gibi onun da bir meslek seçimi yapması gerekir. Giovanni Scognamillo, bir yazarlığı düşünmüş, bir de sinemayı. Babası, “Git, konuş” diyerek onu Atlas Sineması’nın sahibinin yanına gönderir. Sinemanın sahibi de ona, “Seni ses mühendisi yapalım; çünkü çok iyi bir meslektir” tavsiyesinde bulununca Scognamillo, “Peki ne kadar maaş vereceksiniz?” diye sorar. Sinemanın sahibi ise “Maaş mı? Ne maaşı? Biz sana bir meslek öğreteceğiz, bir de maaş mı istiyorsun?!” diyerek karşılık verir. Böylece, onun yanında çalışma teşebbüsü hayata geçmez.

Bunun üzerine, yabancı basın kuruluşlarında sinema yazıları yazmaya başlar. İlgi alanları o kadar geniştir ki, kendisi bile saymakta zorlanır. Çizgi roman, bilim kurgu, sinema tarihi, bunlardan sadece birkaçıdır. Ancak korku filmlerine olan ilgisi, bu konuda yazdığı kitap ve yazıların koskoca bir literatür oluşturmasından da bellidir. Bu türe ilgi duyan pek çok kimse gibi onun da idolü, gerilim filmlerinin ünlü ustası Alfred Hitchcock’tur. Giovanni Scognamillo, bu konuda şunları söylüyor:

“Hitchcock, o işin sihirbazıydı. Yani matematik bir şekilde bir gerilimi baştan yaratır ve sürdürür, sonunda da bazen büyük bir sürprizle çözümler. Tabi, ‘korku filmi’ derken, bugün çok revaçta olan ‘dehşet sineması’ ile karıştırmamak gerekiyor. Bugün artık ‘seyircileri korkutmak’ değil, ‘rahatsız etmek’ diye bir amaç var.”

1961’de Akşam gazetesinde sinema eleştirileri yazmaya başlar. Kariyeri boyunca 40’ın üzerinde kitaba imza atan Scognamillo’nun, onlarca kitabın Türkçe’ye çevrilmesinde de emeği geçer. 60 yıldır sinema, fantastik edebiyat, bilim kurgu, korku edebiyatı ve okkültizm üzerine kitaplar ve yazılar yazan Scognamillo, ilerleyen yaşına rağmen sinemayla ilgisini hâlâ sürdürmekte ve Türk Sineması dersleri de vermektedir.

Öğrencilerine ‘Ne olmak istiyorsunuz?’ diye sorduğunda “Yönetmen” cevabını aldığını belirten Scognamillo, bu anlayışa tepkisini şöyle dile getiriyor:

“Sinemada sadece yönetmenlik yok. Yönetmen olursun, kurgucu olursun, yapımcı olursun, sanat yönetmeni olursun… Bütün bu branşlar da var. ‘Hayır! Yönetmenlik’. Niye? ‘Kendimi ifade etmek için’.  Peki, ifade edeceğin bir şey var mı acaba? Onu düşündün mü?”

Sinemanın kitabını yazan adam, 1996’da Uluslararası Ankara Film Festivali Yaşam Boyu Katkı Ödülü, 2000 yılında da İstanbul Film Festivali Sinema Onur Ödülü ile onurlandırılır.

(TRT Türk “Notlar” programından)