“Hollywood’un Tam Tersini Yapıyorum”

Türk Sineması
ABD’deki genç sinemacıların girişimleriyle bu yıl ilki yapılan Los Angeles Türk Film Festivali’nin son gününde, Türk sinemasının önemli ustaları ağırlandı. Yönetmen Kaplanoğlu’nun, ü...
EMOJİLE

ABD’deki genç sinemacıların girişimleriyle bu yıl ilki yapılan Los Angeles Türk Film Festivali’nin son gününde, Türk sinemasının önemli ustaları ağırlandı.

Yönetmen Kaplanoğlu’nun, üçlemesinin son filmi olan ”Bal”, Amerikalı ve ABD’de yaşayan Türklerin yoğun ilgisini çekti.

Kaplanoğlu da gösterim sonrasında seyircilerle buluştu, filmine dair sorularını yanıtladı.

Soru-cevap bölümünü yöneten, Los Angeles’ın en büyük bağımsız film organizasyonu olan Filmmakers Alliance Başkanı Jacques Thelemaque, Kaplanoğlu’nun sinemasına hayranlığını gizlemeyerek, seyircilere eğer Türk filmlerini izlemeye ”Bal” filmiyle başlamışlarsa çok şanslı olduklarını söyledi.

Gösterim sonrası bazı Amerikalılar da filmin konusu, sinematografik yönünden çok etkilendiklerini söylediler.

‘Burada bir tohum atıldı aslında’

Yönetmen Kaplanoğlu, festivale ve Türk sinemasına yönelik AA muhabirine de değerlendirmelerde bulundu.

Festival ile Los Angeles’ta Türk sineması açısından ”çok önemli bir adım atıldığını” belirten Kaplanoğlu, şunları kaydetti:

”Özellikle Los Angeles’ta sinema okumaya gelmiş ve burada sadece eğitimle yetinmeyip bir yandan da Türk filmlerini Los Angeles’ta Amerikalılarla buluşturmak ve bu sayede de aslında Türk film sektörüyle Hollywood’u bir şekilde ilişkilendirme çabası içine girmiş öğrenciler bu adımı attı. Bu çok önemli ve değerli bir çaba. Burada bir tohum atıldı aslında bu yıl, umarım istikrarlı bir şekilde devam eder. Her yeni nesil, öğrenciler geldikçe, belki daha profesyonel bir ekip kurarak bu işi sürdürecekler.

Türk filmleriyle ilgili hep tartışıyoruz, Oscar’da niçin bir etkinlik olmuyor diye. Aslında sanırım bu tür etkinlikler bizim sinemamızın ABD’de çok daha fazla, hak ettiği şekilde tanınmasını sağlayacaktır.”

‘Daha yolun başındayız’

Kaplanoğlu, bir soru üzerine, Türkiye’nin ”birçok zincirinden kurtulmaya başladığını” ifade ederek, şöyle devam etti:

”Türkiye’de birçok tabu vardı, son yıllarda bu tabulardan kurtulduğumuzu veya kurtulma çabası içerisinde olduğumuzu görüyorum ve bir özgürlük ortamı var aslında. Bu özgürlük ortamının dile getirilişi, meselelerin, daha önce konuşmadığımız şeylerin konuşulması açısından önemli.

Genç sinemacılar kendi dillerinde, kendi üsluplarıyla söylemeye başladıklarında çok daha iyi şeyler olacak. Daha yolun başında olduğumuzu düşünüyorum. Önümüzdeki dönemlerde çok daha farklı, kuvvetli, güçlü bir sinema olarak Türk sineması hak ettiği şekilde yerini bulacaktır. Yani çok öykümüz var, anlatacağımız şey çok fazla, çok fazla birikmiş. Bunları en güzel şekilde dile getireceğimizi ve bunu sadece Türklerle sınırlı değil, tüm dünyaya yayacağımızı görüyorum. Bu tür etkinlikler aslında bu ilişkileri kurmanın, dile getirme yollarını aramanın da bir yolu.”

‘Hollywood’un tam tersini yapıyorum’

Kaplanoğlu, başka bir soru üzerine, festivalde filmine yönelik tepkiler ve gelen sorulardan çok memnun kaldığını söyledi.

Nitekim, Kaplanoğlu, gösterim sonrasında, sinemasında kamera hareketlerini çok fazla kullanmaması ve ”Bal” filminde mekanların kendi sesleri hariç, hiç müzik kullanmaması gibi Hollywood sinemasından tamamen farklı çizgisine yönelik ilginç sorular da aldı.

Kaplanoğlu, bunlarla ilgili şunları söyledi: ”Şu anda ticari sinemasının ana vatanındayız. Amerikan sineması belli kalıplar kullanıyor ve çok şaşalı bir sektör var burada. Benim filmim ise tam bunların tersini yapmaya çalışan bir film. Yani bütün o gürültüden ve şatafattan sonra altta ne var ona bakmaya çalışıyorum ben. O yüzden burada seyircilerden o yönde sorular almak da ilginç geldi bana.”

Sinemada müziğe karşı olmadığını ama genelde müziğin filmlerde çok kötü kullanıldığını dile getiren Kaplanoğlu, ”Seyirci daha korkmadan korkacağını haber veren, romantik sahne daha başlamadan seyirciyi ona hazırlayan, sanki ‘siz bunu anlamazsınız, biz gösteriyoruz’ der gibi duyguyu önceden veren, önceden hazırlayan bir müzik kullanımı var” dedi. Kaplanoğlu, filmlerinde mekanların kendi seslerini kullanmayı tercih ettiğini söyledi.

Kaplanoğlu, ayrıca, ”ancak bir şeye uzun uzun bakıldığında ayrıntıların görülmeye ve o ana dahil olunmaya başlandığına” dikkati çekerek, bu nedenle sinemasında geniş ve sabit kamera açısı kullanmayı benimsediğini ifade etti.

Filmlerini çok katmanlı oluşturmaya çalıştığını ve senaryolarında kendisini motive eden konulardan birinin kutsal metinler olduğunu da anlatan Kaplanoğlu, sinemasıyla insanlarda, bir şiirin yarattığı etkiyi yaratmayı istediğini anlattı.

Kaplanoğlu, yeni projeleriyle ilgili soru üzerine, bir yolculuk hikayesi üzerine çalışma yürüttüğünü sözlerine ekledi.

AA