1001 Belgesel Film Festivalinden ‘Sistem Hatası’

Türk Sineması
15. Uluslararası 1001 Belgesel Film Festivali’nin bu yılki teması ‘Sistem Hatası’. Festivalin komite başkanı Mustafa Ünlü, belgeselin didaktik bir tür olmadığını söylüyor. Mevcut bel...
EMOJİLE

15. Uluslararası 1001 Belgesel Film Festivali’nin bu yılki teması ‘Sistem Hatası’. Festivalin komite başkanı Mustafa Ünlü, belgeselin didaktik bir tür olmadığını söylüyor. Mevcut belgesel algısını değiştirmeye çalıştıklarını belirten Ünlü, "Belge üretme konusunda geçmişte olduğu gibi günümüzde de sıkıntılar var. Bu da toplumsal, kültürel ve siyasal alanda belleksizleşmemize yol açıyor." diyor.

Belgesel Sinemacılar Birliği’nin (BSB) düzenlediği ve bu yıl 15’incisi gerçekleştirilecek Uluslararası 1001 Belgesel Film Festivali, 27 Eylül Perşembe gününden itibaren dünyanın dört bir yanından gelen belgeselleri sinemaseverlerle buluşturacak. Bu yılki teması ‘Sistem Hatası’ olarak belirlenen festivalin komite başkanlığını yönetmen Mustafa Ünlü yapıyor. Ünlü, Anadolu’nun, dünyanın en sıcak ve tarihi noktalarından biri olması nedeniyle belgesel sinema üretimi için son derece elverişli bir ortam olduğunu, festivalin ise tüm dünyadan belgeselcilerin, filmleri aracılığıyla söz söyleyebilecekleri bir alan haline geldiğini belirtiyor.

Geçen yıl 12 bin izleyicinin katıldığı festivale başvuru da her geçen yıl artıyor. Film gösterimleri ise 8 ayrı rengin temsil ettiği 8 ayrı dalda gerçekleşiyor. Bu yıl kendilerine gelen 400 belgesel arasından 16 yerli, 50 yabancı ve 10 ilk film olmak üzere toplam 76 belgeseli festival programına aldıklarını söyleyen Mustafa Ünlü, izleyicinin ve yönetmenlerin ilgisine rağmen belgesel türünün yerli sinemada üvey evlat muamelesi görmesinden şikayetçi. Belgesel filmlere maddi destek alamadıklarını belirten Ünlü, "Bir yerde de çuvaldızı kendimize batırmamız gerek. İzleyici geçmişte belgeselden soğutuldu. Biz de bu festivalle mevcut belgesel algısını değiştirmeye çalışıyoruz. Sinemasal değerleri olmayan görüntüler üzerine verilmiş konuşmayı belgesel sanıyoruz hâlâ. Belgesel, sanıldığı gibi didaktik bir tür değildir." diyor.

Mustafa Ünlü’ye göre bu yanlış algının yanı sıra belgesel sinemanın bir diğer sorunu belge sıkıntısı. "Belge üretme konusunda geçmişte olduğu gibi günümüzde de sıkıntılar var. Bu da toplumsal, kültürel ve siyasal alanda belleksizleşmemize yol açıyor. Bu yılki temayı bu nedenle ‘Sistem Hatası’ olarak belirledik." diyen Ünlü, ülke olarak karşılaştığımız toplumsal sorunların çoğunun, bellekle bağlantının kopmuş olmasından kaynaklandığına dikkat çekiyor. Belleğin yalnızca geçmişi hatırlamakla ilgili olmadığını ifade eden yönetmen, toplum olarak şimdiyi kaydetme, bilgiyi ve belgeyi doğru yere koyma ve gerektiğinde de doğru biçimde kullanma noktasında da sıkıntılar yaşandığını söylüyor.

Avrupa Birliği’nin oluşum sürecinde Almanya ve Fransa’nın bir araya gelmesinde her iki ülkenin dilinde yayın yapan belgesel kanalı Arte’nin rolüne dikkat çeken Ünlü, "Bu kanalla iki toplumu birbirine yaklaştırıp birbirlerini anlamalarını sağladılar. Tarafların birbirlerinin düşünce sistemini, olaylara bakışını anlamalarında bu iyi bir örnektir. Ötekiyle empati kurabilme anlamında Türki-ye’nin de bu tip projelere ihtiyacı olduğunu düşünüyorum." diyor.

‘Yabancılar kafalarında sabit imajla geliyorlar’

Mustafa Ünlü’nün özellikle vurguladığı gibi, Türkiye belgesel açısından derdi, öyküsü ve çeşitliliği bol bir ülke. Bu zenginliği dolayısıyla da yabancı belgeselcilere çokça kaynaklık ediyor. Ancak Ünlü, yabancı belgeselcilerin kafalarında birtakım imajlarla bu topraklara geldiğini ve o görüntüleri alıp gittiğini söylüyor. Türkiye imajının tüm yabancı belgesellerde benzeştiğine dikkat çeken yönetmen, "Bu toprakları tanıyacak kadar burada kalmıyor bile çoğu. Türkiye’yi anlama ve anlatma konusunda da yapılan işlerin bir faydası olmuyor. 21’inci yüzyılda hâlâ yüzeysel bilgilerle yaşıyor insanlar. Bu yönüyle de belgesel sinemaya ağırlık vermenin zamanı geldi." diyor.

 http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=1349755&title=mevcut-belgesel-algisini-degistirmeye-calisiyoruz