Tanrısever: Protestolar Azmimi Arttırdı

Filmler
Haber:Arzu Erdoğral Fotoğraf: Hüseyin Güneş Yapımcılığını ve yönetmenliğini Mehmet Tanrısever ‘in üstlendiği “Hür Adam-Bediüzzaman Said Nursi” filminin galası dün Türker İnanoğlu Gös...
EMOJİLE

Haber:Arzu Erdoğral

Fotoğraf: Hüseyin Güneş

Yapımcılığını ve yönetmenliğini Mehmet Tanrısever ‘in üstlendiği “Hür Adam-Bediüzzaman Said Nursi” filminin galası dün Türker İnanoğlu Gösteri Merkezi’nde gerçekleşti.
 

Said Nursi’nin hayatının anlatıldığı ve Atatürk ile ilgili sahneleriyle tartışmalara konu olan "Hür Adam" filminin galasına filmin yönetmeni ve oyuncularının yanı sıra çok sayıda sanat ve siyaset dünyasından isimde katıldı.

GALADAN KARELER İÇİN TIKLAYIN!..

Filminde Said Nursi’yi Mürşid Ağa Bağ canlandırırken başlıca rollerde Ahmet Yenilmez, Tarık Tanrısever, Engin Yüksel ve Mesut Çakarlı yer alıyor. 

 7 Ocak 2011’de Türkiye’de vizyona girecek olan film, 13 Ocak 2011’de de Almanya, Hollanda, Avusturya, Belçika, İsviçre, Fransa, İngiltere ve Danimarka’da sinema izleyicisiyle buluşacak.

Öte yandan, Türk-Kürt kardeşliğinin anlatıldığı  film galasının gerçekleştiği saatlerde, Maslak TİM Show Center’ın önünde toplanan Ulusal Parti üyesi bir grup, filmi dışarıda protesto ederken,  içeriye girmeyi başaran bir kız bir erkek iki protestocu salonda konuşma yapıldığı sırada slogan attı. Kısa sürede etkisiz hale getirilen protestocular daha sonra gözaltına alındı.

GALADAKİ PROTESTO KARELERİ İÇİN TIKLAYIN!..

Protesto ile ilgili on5yir5’e konuşan filmin yapımcısı ve yönetmeni Mehmet Tanrısever, “demek ki güzel bir iş yapmışız. Bazı insanlar da görüşlerini protesto ederek gösterdi. Ben çok mutlu oldum. İyi ki protesto etmişler. Bundan sonra daha çok çalışacağım ve daha çok protesto edilen filmler çekeceğim” dedi. Film ile ilgili eleştirilere de değinen Tanrısever, seneryo tarihi belgelere dayanıyor, biyografili bir film yapıyorsun, tarihi belgelere dayanmayan bir filmi neden yapayım ki?” ifadelerini de kullandı.
 

Film ile ilgili görüşlerini aldığımız isimlerse şunları söyledi:

Dünya Tiyatro Konseyi Başkan Yardımcısı Emre Erdem

Filmle ilgili bir sinema eleştirmeninin ilginç bir yazısı dikkatimi çekti. Bu filmleri propaganda filmleri olarak nitelendirip maalesef "bu film ne işe yarar" diye zavallı bir yazı yazmıştı. Bu olay bağlamında yaşananları değerlendirdiğimizde, "büyük film şirketlerinin paralarını alıp, kokteyllerine katılıp kalemşörlük yapan" sinema yazarlarının, başta Türk sinemasına ve ülkemize zarar verdiğini düşünüyorum. Bunun ile birlikte Müslüman oldukları için değerleri gereği gibi bilinmeyen iki önemli sinema yazarımızın isminin de altını çizmek istiyorum. Biri İhsan Kabil diğeri de Ali Murat Güven. İkisi de oldukça donanımlıdır. Onlar herhangi bir lobi çalışması yapmadığı ve belli grupların içinde bulunmadığı için kendi işlerini dürüstçe yaparlar.  Tekrar filme dönecek olursak yapılan eleştiriler tüylerimi diken diken etti. Bu film Said Nursi Hazretleri ile ilgili yapılmış çok büyük kapsamlı olan ilk prodüksiyon… Filmi izlediğimde bütüncül anlamda yeni şeyler öğrendiğimi söyleyebilirim. Filmin estetik ve sanatsal yapısı dışında önemli olan o dönemin nasıl anlatıldığıydı. Çünkü Nur Risalesine baktığınız zaman, “çok büyük bir külliyat ve bu külliyatı okumak için hem itikat hem de donanım” gerekir. Anlatılan öğretiler doğru bir şekilde “hiç bilmeyen bir insana bile ulaşır mı acaba?” diye düşündüm. Bu filmin çok iyi bir dublaj ile (İngilizce, Almanca ya da Japonca) hedefe ulaşacağını ve Türkiye’nin durumunu çok iyi yansıtacağını söyleyebilirim. Biz demokrat ve Müslüman insanlar olarak şu dönemde, kültür ve sanata çok önem vermemiz gerekiyor. Azerbaycanlı büyük bir filozofun söylediği gibi “hiçbir şekilde silahla değil ama kültür kültürdür medeniyet savaşını kazanmak için”! Bu anlamda büyük bir atılımdır bir İslam Âliminin önemli bir şekilde perdeye aktarılması. Örneğin ABD Başkanı yaptığı gezilerde heyetine mutlaka Hollywood temsilcisini de alır. Çünkü kültürel sunuştur bu global dünya içerisinde… Kültürünü pazarlar ve bundan da para kazanır. Bu anlamda kalp gözü kapalı olanlara o perdenin açılması hele de sinema alanında oldukça önemli.
Farklı inançtan insanların Said Nursi Hazretlerinin felsefesine, bakışına ve öğretisine yakın olabileceğini ve bundan sonra da yeni filmler yapılarak dokümantasyon veya Nur risalesinin farklı yorumları çok daha sağlam değerlendirilebilecek. Nur risalesinin opera versiyonu bile düşünülebilinir. Yeter ki bu açılımın bilgi ve kültür donanımı doğru ve bilinçli insanlarla yapılsın. Bunun dışında tabii ki eleştiriler olacaktır ama bakıp da göremeyen bir gözle değil.O anlamda bizim kendi kendimizi değerlendirmemiz ve yolumuza devam etmemiz gerektiğini düşünüyorum.
 

Turkuaz Hareket Lideri Ali Müfit Gürtuna

Filme büyük bir emek verildiği gözüküyor. İyi kurgulanmış, belgesel bilgilendirmesinde ama drama tadında güzel bir yapım. Bir işi başarmak kolay değil. Başarmanın zorluğunu bilen biri olarak elde edilen bu sonucu ortaya çıkaran yapımcı, oyuncu ve emeği geçen herkesi kutluyorum. Bu tarz filmler aynı zamanda Türkiye’nin fikir tarihinin, siyasi tarihinin yansımalarıdır. O nedenle yeni nesillere çok şey anlatacağını düşünüyorum. Film ortamındaki heyecanı da takdir ettim. Bir sahiplenme duygusu var.  Bütün olarak ele aldığımızda çekilen emeğe değer nitelikte, içerikte bir film. Ümit ederim iyi bir gişe sezonu da yaşar. Dilerim bu emeklerin devamı gelir.
 

İlahiyatçı Prof Dr Abdülaziz Bayındır

Oldukça güzel. Yanlış mesajlardan arındırılmış bir film. Mesajlar oldukça iyi ve güçlü. Başarılı bir çalışma olduğunu söyleyebilirim.