İki Arada Bir Derede: Alamanya’ya Hoşgeldiniz

Filmler
Yaşadığı köyün dışındaki hayattan bîhaberken kendilerini dev sarışın adamların, sıra sıra dizilmiş binaların arasında bulurlar. Bütün amaç ekmek parası kazanmak, çocuklarına düzgün bir hayat yaş...
EMOJİLE

Yaşadığı köyün dışındaki hayattan bîhaberken kendilerini dev sarışın adamların, sıra sıra dizilmiş binaların arasında bulurlar. Bütün amaç ekmek parası kazanmak, çocuklarına düzgün bir hayat yaşatabilmektir. Bu 50 yıllık serüven şimdilerde bir bayram edasıyla kutlanıyor. Birçok etkinlik düzenleniyor, geçen yarım yüz yılın analizi yapılıyor. Yapılan tahliller, tartışmalar bir tarafa bu süreci anlayabilmek için en doğru adres Almanya’da yıllardır yaşayan ailelere yakından bakmak, onları anlamaya çalışmaktan geçiyor. Yasemin Samdereli, yönetmenliğini yaptığı Almanya’ya Hoş geldiniz’de (Almanya: Willkommen in Deutschland), içeriden bir bakışla bunu yapmayı deniyor. Almanya’ya göç eden 1.000.001’inci misafir işçi Hüseyin Yılmaz ve ailesinin hikâyesine odaklanıyor. Torunları, çocukları ile iç içe yaşayan büyük bir aile var karşımızda. Dede, çocukları ve torunlarının yaşadıkları, sorunlar/sorular üzerinden bir dönemin panoraması renkli bir üslupla aktarılıyor. Aileyi hep beraber büyük bir sofranın etrafında görüyoruz ilk önce. Aynı daire etrafında toplansalar da akılları başka yerde. Hepsinin kendine göre ‘basit’ problemleri var, lâkin hangi derdi kazısak altından ‘kimlik’ meselesi çıkıyor. Babası Türk, annesi Alman küçük torun Cenk’in kafası karışık: "Neyiz biz, Türk mü Alman mı?" diye soruyor. Cenk için şimdilik kimlik probleminin ürettiği çıkmaz Türk takımında mı yoksa Alman takımında mı oynayacağını kestirememesi. Canan ise hamile, hem de İngiliz erkek arkadaşından. Dedenin bir sürprizi var: Memlekette bir ev satın almış ve yazın hep birlikte köye gidip evi onarmalarını istemekte. İtirazların hiçbiri kabul edilmeyince aile yaz tatilinde hep birlikte köye doğru yola çıkar.
 
Canan, ilk defa Cenk’e Yılmaz ailesinin Almanya’ya nasıl geldiğini sofrada anlatmaya başlar, hikâye yol boyunca da devam eder. Böylelikle ailenin yıllar sonra memleketine dönüşüne paralel, ilk defa Almanya’ya gittiklerinde yaşadıklarını izleriz. Yönetmen sıcak renk tonları, hareketli müzikler hatta zaman zaman abartılı oyunculuklarla izleyiciyi keyiflendirmeyi kafasına koymuş görünüyor. Senaryoda incelikli detaylar var; üç kuşağın kimlik algısının birbirinden farkını bu ayrıntılar üzerinden okumak mümkün fakat ‘abartılı’ üslubun senaryoya da sirayet ettiği bölümler yok değil. Yılmaz dedenin tek derdi kendi kimliğini muhafaza etmek, özüne dönmek iken üçüncü kuşakta bu soru ‘Biz kimiz?’e evriliyor. Lâkin dedenin ölümüyle birlikte ivedi ve pek de gerçekçi olmayan bir şekilde çözülüyor tüm karakterler, sorular ve dahi sorunlar. Dedenin memleketinde evi onarma projesinin ise esasında öze dönme projesi olduğu filmin nihayetinde belirginleşiyor.

ALMANYA’YA HOŞGELDİNİZ

Yönetmen: Yasemin Samdereli

Oynayanlar: Vedat Erincin, Fahri Yardım, Demet Gül
 

Zaman