Güneşi Başkası mı Gördü?

Filmler
Mahsun Kırmızıgül, başrolünü oynadığı ‘Güneşi Gördüm’ isimli sinema filminin senaryosunun ‘çalıntı’ olduğu iddiasıyla mahkemeye verildi. Eşini ve yeni doğan çocuğunu Kuzey Irak...
EMOJİLE

Mahsun Kırmızıgül, başrolünü oynadığı ‘Güneşi Gördüm’ isimli sinema filminin senaryosunun ‘çalıntı’ olduğu iddiasıyla mahkemeye verildi.

Eşini ve yeni doğan çocuğunu Kuzey Irak’ta bırakıp, Türkiye’ye oradan da Hollanda’ya giden bir Kürt gencinin yaşadıklarını konu alan ‘Çalınan Hayatlar – Mülteci’ isimli romanın yazarı Ayhan Özcimbit (40), ‘Güneşi Gördüm’ün senaryosunun kitabından alınmış olabileceğini öne sürerek, Mahsun Kırmızıgül’ün yanı sıra yapımcı firma Boyut Film ve yapımcı Murat Tokat aleyhine İstanbul 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi‘ne 11.08.2009 tarihinde tespit davası açtı.

Yeminli tercüman Ayhan Özcimbit, 2005’te yayınlanan kitabını, aralarında Mahsun Kırmızıgül, yönetmen Sinan Çetin, gazeteci yazarlar Hıncal Uluç ve Sunay Akın‘ın da bulunduğu birçok ünlüye gönderdiğini, hassas konuları işlediği kitaba destek aradığını belirterek, "Filmin fragmanını görünce, kitabımdan yola çıkıldığını anladım. Filmde, çoklu karakter kullanılmış. Yani kitaptaki bir karakterin yaşadığı olaylar, filmde birkaç karaktere dağıtılarak verilmiş. Filmin gösterime girmesinden üç gün önce 9 Mart’ta Beyoğlu Noteri‘nden, benden izin alınmadığı takdirde yasal yollara başvuracağımı belirterek ihtar çektim. Ancak, ihtar işe yaramadı. 11 Ağustos’ta da avukatım Nadir Arısoy aracılığıyla, hakların saklı tutulması koşuluyla, Mahsun Kırmızıgül, Boyut Film ve Murat Tokat aleyhine, İstanbul’da tespit davası açtım. Mahkeme, filmin senaryosunun, kitabımdan çalıntı olduğu tespitinde bulunursa, 200 bin TL’lik tazminat davası açacağım." diye konuştu.

Marmaris’te yaşayan Ayhan Özcimbit, davanın görüşülmesine önümüzdeki günlerde başlanacağını sözlerine ekledi.

KİTABIN BAZI SATIRLARI:

"Aslında Ali, Orta Doğu kültürünün etkisi ile bir oğlu olsun istiyordu, onların kültüründe soyun, erkek evlattan geçeceğine inanılırdı,"

"Ali’nin kişisel olarak tek arzusu Irak’taki karısı ve kızını (Hollanda’ya) getirmekti. Bunu başarabilecek miydi? Yoksa onlar hala Orta Doğu’nun bir türlü doğmayan güneşinin yüzünden karanlıkta mı kalacaklardı?"

"Bu savaşlar, silahların en fazla üretildiği ülkelerce kışkırtılıyor ve işte bu masum, hayatları çalınan insanlar yurtlarından Batının ateş kusan silahlarından Batı’ya kaçınca da ‘niye geldiniz?’ diye sorulabiliyor. Hatta göçün önüne geçilmeye çalışılıyordu."

"Kadın ki insanın ilk öğretmenidir ve evin direğidir kadın. Eğer kadın cahil olursa toplum cahil olur ve gelişemez,"

" Her karanlık gece aydınlık sabaha, her hamilelik mutlu bir doğuma müjde değil miydi?"

"Yolculuk çekilir gibi değildi. Bir sürü insan vardı temizlik, tuvalet en büyük sorunlardandı. Bu yolculuklarda en çok küçük çocuklar ve kadınlar zorluk çekiyordu. Yolculuktan bunalan ve sahil güvenlik korkusuyla dışarı çıkamayan, ambarda kalmak zorunda kalan insanlar ve küçük çocuklar çatlayacak gibi oluyor, çocuklar ağlıyorlardı."

"(Ali) Mektubu gece yazdı ve sabah postaya attı. Gerçekten Kraliçe mektubu okumuş ve gerekenin yapılması talimatını vermişti. O bir Kraliçe (Devlet Ana) olmasına rağmen asla kendini beğenmiş olmayan halkına ve insanlığa karşı saygılı ve kendini sorumlu hisseden bir kadındı. Hollanda’nın monarşisi birçok ülkenin Cumhuriyetinden daha iyiydi aslında"

"Mücadele edilmesi gerekende her türlü ırksal, dinsel, şoven, ekonomik ve cinsel ayrımcılıklardır."