Gerilla Usulü Çekilen Film

Filmler
Nazan Özcan’ın haberi Yönetmen Ali Vatanser, oyuncuları Cansu Dere, Wilma Elles, Sarp Akkaya, Sercan Badur ve Salih Kalyon’la mutlu mesut çalışıyor. Kasabalı iki kadın “Çekimler var ...
EMOJİLE

Nazan Özcan’ın haberi

Yönetmen Ali Vatanser, oyuncuları Cansu Dere, Wilma Elles, Sarp Akkaya, Sercan Badur ve Salih Kalyon’la mutlu mesut çalışıyor.

Kasabalı iki kadın “Çekimler var mı hala?” diye soruyor. Rejiden biri “Evet” diyor. “E biz de bakalım mı?” diyorlar. “Tabii ama sessiz olun”. Kadınları alıp set ekibinin deyişiyle “Harap eve” doğru gidiyorlar. “Harap ev”, ismiyle müsemma. Tahta merdivenler çöktü çökecek, her yerden toz kalkıyor, yerde çöpler. Cansu Dere, tahta bir sedirin üzerinden kalkıyor. Yeni sahneyi hazırlayacaklar. Sanıyorsunuz ki, hummalı bir çalışma başladı diyeceğiz, di mi? Yok öyle bir şey! Herkes sakin ve işini tıkır tıkır yapıyor. Bağırış çağırış yok, dinginlik hakim ortalığa. Bir de toz! Çünkü yeni sahne için duvarlara zımpara yapıyorlar, yüzlerinde maske! Yönetmen maske bile takmadan, eline zımparayı alıyor. Zaten yapımcıların söylediğine göre herkes ‘gerilla’ gibi çalışıyormuş. Ne de olsa bağımsız bir yapım ‘El Yazısı’. Belli ki yönetmenin naifliği ve sakinliği, Göynük’ün huzuru bütün herkese sirayet etmiş, mutlu mesut ‘El Yazısı’nın çekimlerinin üçüncü haftasındalar. Bir hafta sonra da bitirecekler.

Kasabada hayat

‘El Yazısı’, 81 doğumlu genç yönetmen Ali Vatanser’in ilk filmi. “2008’de Altın Portakal’a senaryoyla başvurduk. Senaryo Geliştirme ödülü veriyorlardı. Ödül kazandık. O destekle İtalyan senaryo doktorlarıyla senaryonun yüklerini ata ata son haline getirdik” diye anlatıyor. “Benim için rüyaydı” diyor. “Hem filmi çekmek, hem de kadro” diye devam ediyor. Kadro da kadro hani! Cansu Dere, Wilma Elles, Sarp Akaya, Sercan Badur, Salih Kalyon, Kenan Bal, Baran Akbulut, Bahtiyar Engin ve Ayşe Selen! Yönetmen o kadar naif ki, “Ben de heyecanla bekliyorum” diyor. “Benim yazdığım şeye, oyuncular can üflüyor. Hepsini inandırmak bana büyük bir stres yüklüyor ve bir yandan da müthiş keyif veriyor” diye anlatıyor. Vatansever “Çocuklarla ilgili bölümde biraz küçüklüğümden beslendim” diye anlatıyor. Bu durumda başrol karakterlerinden biri de 8 yaşındaki Deniz Ali oluyor. Deniz Ali ya da filmindeki adıyla Ragıp, çok sevdiği eczacı Zeynep’in yazdığı aşk mektubunun peşinde. Deniz Ali, yönetmenin kucağında demecini veriyor: “Benim aklıma bir şey gelmiyor söyleyecek”!

Artistik yok

‘El Yazısı’ bir gün içinde geçiyor. O gün kasaba ilk yabancı öğretmenini karşılayacak. Fakat kasabaya şans eseri gelen turist Julia’yı öğretmen sanıyorlar, kasabadaki taşlar yerinden zıplıyor. Taşların oynattığı üç hikaye başlıyor. Sevdiği kızı kaçırma hazırlıkları yapan ama Julia ile ilgilenmek zorunda kalan Ahmet; şehirden kaçıp kasabaya yerleşen ve köyün öğretmeniyle evlenmek üzere olan eczacı Zeynep, onun şehirden gelen arkadaşı ilaç mümessili Volkan ve tabii ki mini minnacık Ragıp. Tabii bir de Kenan Bal’la yakın arkadaş ve yakın düşman olan Salih Kalyoncu’nun oynadığı Tuzsuz var. “Çocukluğunda aynı kıza aşık olan iki arkadaştan birini oynuyorum. Ve ulaşamıyorlar her ikisi de. Fazla ipucu vermeyeyim” diyor.

Mümessil Volkan’ı oynayan Sarp Akkaya “Bir oyuncu için bir filmde olma sebebi, senaryodan geçiyor en çok. Senaryoyu okuduğumda çok gerçek ve naif buldum. Oyunculukla ilgili başa koyduğum prensip gerçek olmaları, samimi olmaları. Bu karakter de öyle. Bir artistik yok yani!” diye anlatıyor.

Cansu Dere söze giriyor: “Burada herkes cep telefonlarını çıkarıp hadi fotoğraf demiyor. Selam var burada” diyor, “Yemekleri de güzel” diye bitiriyor.

Yönetmen alıyor sözü. “Meydana kıraathane yaptık, insanlar gelip bizden çay istemeye başladılar.”

Sercan Batur’un ise sete ilk geldiğinde aşırı oksijenden burnu kanamış ama dert bile etmemiş: “Senaryoyu okuduğumda sonunu ellerim ağzımda bitirdim. Çok korkularım vardı, heyecanlıydım. O korkularla, Ali abiyle görüşmeye gittiğimde o korkuyu onda da görmek beni bir nebze rahatlattı” diyor. O rahatlık hepsine pek iyi gelmiş, filme de gelecek gibi.

Cansu Dere/Eczacı Zeynep

Senaryodan etkilendim. Çok samimiydi. Karakter beni heyecanlandırdı. Burada yaşamayı seçmiş ama bu seçiminin arkasında ne kadar duracak veya gerçeklerle nasıl yüzleşecek, bunların zorluklarını çeken bir karakter. İlk tanıştığımızda Ali’nin heyecanı beni çok etkiledi. Öyle bir anlatıyordu ki, olmak istiyorsun içinde. Oyuncunun yönetmene inanması çok önemli.

Wilma Elles/Gezgin Julia

Senaryoyu okudum, her sayfada küçük küçük parçalar gördüm ve en son sayfa da resmi gördüm. Senaryo gerçekten hayatın bütün dramını anlatıyor, sen bir aşk hissediyorsun ve belki mümkün değil, çok  yolculuk yapman gerekiyor ve bu acı seni bırakmıyor. Burada insanlar çok samimi, ne zaman biz çekiyoruz, onlar çay getiriyorlar, ikram ediyorlar. Belki filmin sonunda herkes aşk mektubu yazmak istiyor!

Radikal Gazetesi