Entel-köylü Karşı Kraşıya

Filmler
Sibel Oral Önceki gün sabah saatlerinde Bodrum Milas’ın Pınarcık köyü meydanına vardığımızda bizi karşılayan davul zurna eşliğinde zeybek oynayan köylüleri yakında beyazperdede göreceğimizi düşü...
EMOJİLE

Sibel Oral

Önceki gün sabah saatlerinde Bodrum Milas’ın Pınarcık köyü meydanına vardığımızda bizi karşılayan davul zurna eşliğinde zeybek oynayan köylüleri yakında beyazperdede göreceğimizi düşündükçe heyecanlandığımızı itiraf edelim.

Karşılama komitesinde aynı zamanda Yüksel Aksu, Memet Ali Alabora, Şahin Irmak, Ayşe Bosse, Ümit Olcay, Hamit Demir, Nejat Yavaşoğulları ve yerel yönetim de vardı tabii. Bizim ziyaretimizin nedeni ise Dondurmam Gaymak filminden sonra Aksu’nun ikinci uzun metraj filmi olan Entelköy-Efeköy filminin setinin ‘motor’ diyecek olması. “Ünlüyle ünsüz, Avrupalıyla köylü biraraya gelerek içeriği doğru olan bir sinema filmi yapabilir” diyen yönetmen Aksu’ya göre film, köy halkının da katılımıyla gerçekleşen bir deneyim olacak.
 
Gerekirse harakiri yaparız

Profesyonel oyuncuların dışında bu filmde de yine yöre halkı var. Köy meydanında bizi davul zurna ve zeybeklerle karşılayan köy halkıyla sohbet ediyor ve onlara filmle ilgili ne düşündüklerini soruyoruz. Elbette hepsi öncelikle kendi köyleri seçildiği için çok mutlu olduklarını söylüyorlar. Aslında biraz da keşfediklerini düşünüyorlar. Emekli matematik öğretmeni ve filmde rolü de olan Bünyamin Ergin “Biz zaten her yıl Cumhuriyet bayramında burada şenlik yapıyor, kendi aramızda oynuyorduk. Yüksel Aksu’nun bizi seçmesi bizim köyümüzü seçmesinden dolayı çok mutlu olduk. Ömrümüzde görmediğimiz kalabalığı bugün burada gördük” diyor ve sözlerini şöyle bitiriyor: “Doğanın dengesi değişti, biz insanlar yaptı bunu. Termik santral istemeyiz, termik santrale hoş geldin diyemeyiz, gerekirse harakiri bile yaparız.”

Köy halkı da katılıyor Ergin’in söylediklerine, Halise Eğerci’ye “Termik santral nedir biliyor musunuz” diye soruyoruz. Yanıtı şöyle: “Valla bize dediler ki termik santral yaparlarsa bacasından kötü duman çıkacak. Yok yok istemeyiz biz kötü duman…”

Termik santral aslında filmde de çok önemli. Çünkü film, şehirden bunalmış bir grup ‘entel’, ekolojik tarıma merak sarmış aktivistin, Ege köyüne yerleşerek, orada kurulması gündemde olan termik santrali engelleme çabalarını ve bu çabalar sırasında köylülerle aralarında geçen komik olayları anlatıyor. Tabii film bizim seti ziyaret ettiğimiz gün motor dediği için başka bir detay bilmiyoruz, oyuncular da ser verip sır vermiyorlar ama yine de rolleri ve filmin meselesi ile ilgili konuşmadan da edemiyoruz.
 
Entellerle köylülerin çatışması

Entellerden Berk karakterini canlandıran Hamit Demir filmin çok ciddi sözleri olduğunu, her şeyin, en küçük bir objenin bile metaforik anlamı olduğunu söylüyor ve şöyle devam ediyor; “Biz dört enteliz bu köyde. Ben eski devrimci bir adamı canlandırıyorum. Çok ciddi sözleri olan bir film ama asıl soru ‘Peki, ama ne yapacağız’ sorusu. Film buna alternatif bir şey sunuyor. Doğanın içinde bir hayat sürme çabası içinde köye gelen insanların orada yaşayan ama giderek kendi özünden koparak yozlaşan insanlarla buluşması ve çatışmasını konu alıyor. Çok ciddi bir komedya var. Filmin entelektüel okuması da bana göre çok sağlam.”

Bulutsuzluk Özlemi grubundan Nejat Yavaşoğulları da köyün entellerinden Nejat. Yavaşoğlulları’nın ve grubunun aktivist kimliğini biliyoruz elbette. “Ölmeden önce bir sinema filminde oynayayım dedim ve oynadım” diyen Yavaşoğlulları, Yüksel Aksu’nun hayatı yorumlamasını sevdiğini söylüyor ve filmin de konusu olan termik santral yapımıyla ilgili düşüncelerini şöyle özetliyor: “Ben teknolojinin insanlık yararına kullanılmasını isterim. İnsanlık yararına kullanılmayacaksa ben o teknolojiyi ne yapayım? Santral yerine güneş enerjisi rüzgâr enerjisi gibi şeylerden elektrik elde edilemez mi? Avrupa’nın vazgeçtiği bir şeyi Türkiye’ye getirmenin ne âlemi var?”
 
‘Tango da yaparız zeybek de oynarız’

90’lı yıllarda biz de bir komün köyü kurmak istiyorduk, hayalimizdi ama olmadı. Biz de filmini yapıyoruz. Entelköy-Efeköy bir komedi filmi ve çok ağır ve ciddi bir iştir komedi filmi, çünkü komedi gerçekten bir öç alma biçimidir. Türkiye’de komedi filmleri çok basit ve sığ.

Entelköy-Efeköy’de yerelden ulusala, evrensellikten milliyetçiliğe, her şeyi görebileceksiniz. Ege’de yerellikle evrensellik yan yana… Boşnak, Kürt, Türkmen hepsi yan yana fena olmayan bir hayat sürüyor. Öğlen zeybek oynar, akşam tango yaparız. Her şeyi yerelden görmeyeceksiniz. Bu film entelin de adam olduğunu gösterecek. Köylünün fikri değişecek, ters köşe olacak. Entel dantel kavramı 12 Eylül taarruzu enstrümanlarından biri. İki üç kitap okuyan, farklı müzik dinleyen, toplumun yaşayış biçiminden biraz farklı yaşayan insanlara yönelik taarruzdu. Benim filmimdeki enteller öyle “entel dantel” değil, adam gibi adamlar.
 
Filmin konusu

Metropolde yaşamanın yarattığı keşmekeşten kurtulup hep hayalini kurdukları doğayla başbaşa bir yaşam sürmek isteyen bir grup ekolojist, Ege’de bir köye yerleşirler. Kentli ekolojistlerin köylerine yerleşmelerinden dolayı çok memnun olan köy halkı artık hiçbir işe yaramayan kıraç tarlalarını ve eski evlerini değerinden fazla fiyata aldıkları için aktivistleri büyük bir sevgi ile karşılar. Her şey yolundadır, ta ki bölgeye kurulması gündemde olan termik santral kararı onaylanana kadar. Termik santral ile birlikte eski köylüler ile köyün yeni sakinleri aktivistler arasında ilginç bir süreç başlar, olaylar karşılıklı protesto ile tam bir komediye dönüşür.

Filmde Şahin Irmak-Muhtar Ali, Ayşe Bosse -Katrin, Emin Gürsoy- Aşırı Mustafa, Recep Yener- İmam Adem, Ayla Arslancan- Kocana, Ümit Olcay- Enes, Hamit Demir-Berk, Engin Akın- Gülnihal, Nejat Yavaşoğulları-Nejat rolünü canlandıracak. [Taraf]