Dolunayda Beliren Korku: Kurt Adam

Filmler
Hazırlayan: Hatice Özgiden Belki de her dolunaydaki uluma sesi, bir efsanenin başlangıcıdır. Küçükken izlediğimiz o filmlerden hangimiz korkmazdı? Sonra yanımızda annemiz ya da babamız olmadan od...
EMOJİLE

Hazırlayan: Hatice Özgiden

Belki de her dolunaydaki uluma sesi, bir efsanenin başlangıcıdır.

Küçükken izlediğimiz o filmlerden hangimiz korkmazdı? Sonra yanımızda annemiz ya da babamız olmadan odadan çıkamazdık. Biraz daha cesaretlilerimizse, tek başına odadan çıkar; ancak sürekli arkasını, sağını, solunu kollardı. Dönüş yolunda ise koşarak odanın kapısında biter; ama odaya giderken sakin görünmeye çalışarak girerdi.

Dolunay çıktığında, kulakları sivrilen, yüzündeki, ellerindeki tüyler uzamaya başlayan insanoğlu bambaşka bir varlığa dönüşür. Çoğu, bu durumdan hoşnut değildir; ancak bu durumla yaşamasını öğrenir.

BİR EFSANE KURT ADAM
Eski Yunanlılar ve Karadeniz’in kuzey kıyılarına yerleşmiş İskitler, bölge yerlileri Neurianları sihirbaz olarak kabul ediyorlardı. Bu büyücülerin her yıl birkaç gün için kurda dönüştüklerine inanıyorlardı.

Bir görüşe göre yüzyıllar önce, insanlığın erken tarihlerinde kurt adam doğal olmayan bir istekle insan etine açlık duyan bir canlı türü olarak kabul edilirdi. Bu insan, çeşitli büyülerin yardımıyla dilediğinde yırtıcı bir kurda dönüşmenin bir yolunu bulmuştu. Eskilerin söylediğine göre, kurda dönüşen kişi insan sesini ve insan gözlerini muhafaza eder. Ancak vahşi dört ayaklı kurdun kuvvet ve kurnazlığını taşırdı. Kurt adamın kim olduğunu ses ve gözlerinden tanımak mümkündü.

Eski Yunan ve Roma geleneğinde bir insanın kurda dönüşmesi, bir ceza olarak simgeleniyordu. Böyle bir olayı M.S. 64-113 yıllarında yaşamış olan Plinius şöyle anlatıyordu: "Tanrılara insan kurban etme törenlerinden birinde kurban gölün kıyısından alındı; ancak kurban kaçarak karşı kıyıya yüzdü. Karaya çıktığında kurda dönüşmüştü. Bundan sonraki dokuz yıl boyunca yanında bir grup insanla kırlarda dolaştı. Eğer bu süre içinde insan etine yaklaşmazsa yeniden insan olacaktı. Nitekim kurtuldu ama hayatının dokuz yılını kurt olarak yaşadı”.

15. ve 16. yüzyıllarda kurt adama dönüşme inancı, tüm Avrupa’da büyücülük ve cadılıkla aynı kefeye konuyordu. Özellikle Fransa ve Almanya’da kurt adam olduğundan şüphe edilen biri, acımadan yakılır ya da asılırdı.

Dört yüz yıl önce katiller, Avrupa’yı dolaşıp kurbanlarını hayvani bir hırsla öldürürlerdi. O zamanlar onlara “Psikopat” ya da “Cani manyak” veya “Şehvet katili” denmezdi. Onlara Likantrofi denirdi. Bu ifade, iki Yunanca kelimenin, Lykos (Kurt ) ve Antropos (Adam) birleşmesinden oluşmuştu. Modern psikiyatri, ortaçağın kurt adamlığı yerine, bize “Anti sosyal kişilik bozukluğu” gibi kavramlar sunmuştur.

KURT ADAMLARIN ÖZELLİKLERİ
Avrupa’da, 1520-1630 yılları arasında kayıtlara geçmiş 30 bin kurt adam vakası vardır. İnanışa göre kuduz bir kurt ya da kurt adam tarafından ısırılan bir insan, kurt adam olmaktadır. Dolunay altında açıkta uyumak, kurtların içtiği sulardan içmek de tehlikeliydi. İsviçreli filozof doktor Paracelsus’a göre kurt adamlar, öteki dünyada ruhu huzura kavuşamayan kimselerdi. Geceleri şiddet duygularını doyurmak isteyen kişilerin de büyü ile kurt adam olabileceğine inanılıyordu. İnanışa göre kurt adamlar kıllı postlarını, insan biçiminde iken derilerinin altına gizlerler. Dolunaylı gecelerde kurda dönüşür ve insanları gırtlaklarından ısırarak öldürürler.

Başka bir inanca göre de kurt adam tesadüfi olarak ya da kendi isteği ile kurda dönüşür. Kurt biçimine giren bir kişi yalnızca gözlerinden ve sesinden tanınabilir. Çünkü sadece bu özellikleri değişime uğramaz. Kurt adamı yakalamak için giysileri saklanır; çünkü o zaman kurt adam insana dönüşemez. Bir kurt adam olağan silahlarla ölmez; kurt adamı öldürebilmek için gümüş kurşun ya da gümüş kılıç gerekir. Yaralanan ya da ölen kurt adam, hemen insana dönüşür. İnsan şekline döndüğünde, eğer yaralı ise, yaraları da iyileşir. Kurt adama üç kez adı ile seslenmek de onu insana çevirebilir.

GELMİŞ GEÇMİŞ EN ÖNEMLİ KURT ADAM FİLMLERİ
Bu türdeki filmlerde kurt adam genellikle burjuvazi mensubudur. Gotik, korkunç görünümlü köşklerin içinde, dolunaydaki ulumayla başlayan ürkütücü olaylar dizisini izleriz. Kurt adam, bazen işlediği bir suçun diyetini ödemek için kurt adam olur ve bu durumdan kurtulmaya çalışır. Bazen de kendisiyle birlikte başka bir insanı da kurt adam/kadına dönüştürür.

İlk kurt adam filmi 1913 tarihli kısa metrajlı The Werewolf’dur. Onu takip eden zamanda, uzun metrajlı ilk kurt adam filmi olan Werewolf of London (1935) çekilir.

Bu iki film öncü gibi görünse de kült haline gelmiş olan kurt adam filmi The Wolf Man (1941)’dir. Bu film, hikayesi, mitik öğeleriyle öncü niteliğindedir. Filmde, kurt adam sadece bir canavar olarak değil insani yönüyle de gösterilir. Bir medyumun kendisini ısırmasıyla birlikte kurt adama dönüşen bir aristokratın öyküsü anlatılır.

1941’den sonra I Was A Teenage Werewolf (1957), The Curse of the Werewolf (1961), The Werewolf Of Washıngton (1973) gibi filmler çekilir; ancak adlarından söz ettirmezler.
1980’lere gelindiğindeyse kurt adam filmlerinde artış söz konusudur; bu dönemde yapılan çoğu film birçok yönden eleştirilse de türün devamı adına birer başarı olarak kabul edilebilir. The Night of the Werewolf (1981), filmin orijinal ismi “El Retorno Del Hombre-Lobo” ismini taşıyor. İspanya yapımı olan film, bu on yılda yapılan filmler arasında başarılı olanlarından biridir. Wolfen (1981), Kızılderililer’in hep bilinen mücadelelerinin “Kızılderili Kurt Adam” biçimiyle anlatımıdır. An American Werewolf in London (1981), filminde kurt adam, ilk kez şehir hayatına taşınır. The Howling (1981), film kurt adamları, seri katiller olarak resmeden en iyi filmdir. The Company of Wolves (1984), Kırmızı Başlıklı Kız hikayesinden yola çıkarak bir kurt adam hikayesi oluşturur. Silver Bullet (1985), Stephen King uyarlamalarının en kötüsü olarak anılır.

Ve… 1994’e geldiğimizde, Jack Nicholson’ın adı geçtiğinde, çoğumuzun zihninde beliren resmin sahibi film: Wolf. Bu filmle kurt adam aristokrasiden çıkarak orta sınıfa mensup bir canlı haline gelir. Kurt adam patronunun kızına aşık olur. Film kapitalizme karşı duruşuyla da dikkat çeker.
Günümüzde, 2000’lerde yapılan kurt adam filmleriyse daha çok kurt adam vampir buluşması şeklinde. Modern hayatın içinde “normal” insanlar gibi yaşayan canlılar. Bunlara örnek, Underworld (Karanlıklar Ülkesi, 2003-2006-2008) serisi ve Twilight (Alacakaranlık, 2008-2009) serisi.

Yeryüzünün son kurt adam filmiyse bu hafta vizyona girecek olan The Wolf Man (Kurt Adam). Film, 1941 yapımı The Wolf Man’in yeniden çevirimi. Filmin yönetmeni, Joe Johnston. Başrollerdeyse Anthony Hopkins (Sir John Talbot), Benicio Del Toro (Lawrence Talbot), Hugo Weaving (Det. Aberline), Emily Blunt (Gwen Conliffe) yer alıyor. Film, aslına sadık; ancak ufak değişikliklere sahip. Uzun zamandır izleyemediğim, çocukluğumun “özlediğim” film türü, diyorsanız bu filmi de mutlaka izlemelisiniz.