Türk erkeği bıyıklıdır, Türk kadını dayak yer

Film Eleştiri
Alman medyasının Türklere bakışını belgeselleştiren Semra Güzel Korver, göçün 50. yılında gelinen noktayı özetliyor: Başarılı Türklere ‘entegre olanlar’, başarısızlara ise ‘Türk kala...
EMOJİLE

Alman medyasının Türklere bakışını belgeselleştiren Semra Güzel Korver, göçün 50. yılında gelinen noktayı özetliyor: Başarılı Türklere ‘entegre olanlar’, başarısızlara ise ‘Türk kalanlar’ gözüyle bakılıyor
TÜRKİYE ile Almanya arasında “işçi göçü” anlaşmasının 50’nci yılı anısına dörtleme olarak hazırlanan “Almanya’da Yarım Asır” belgesellerinin ikincisi “Multikulti Haberler” adıyla TRT tarafından çekildi. Yapımcılığını ve yönetmenliğini Semra Güzel Korver’in üstlendiği belgesel, Alman medyasının 50 yılda Türklere bakışını ele alıyor.  4 Mayıs’ta TRT Belgesel ve sonrasında da TRT’nin tüm kanallarında gösterilecek yapım, Avrupa’daki çok kültürlü toplumlarda medyanın rolü üzerine odaklanıyor. Korver ile belgesel sürecini ve Almanlar’ın Türkler’e bakışını konuştuk.

– “Multikulti Haberler’’ belgeselinin ismi nereden geliyor?

Göç alan bazı Batılı ülkelerin göçmenlerin entegrasyonu için benimsediği “çok kültürlülük” politikasını tanımlayan ‘Multikulti’ aynı zamanda Almanya’daki bir radyonun ismiydi. Radyo Multikulti 1994 yılında kuruldu. Aralarında Türkçenin de bulunduğu 18 dilde yayın yapıyordu. 2008 yılında kapatılan radyo, Almanya’nın göç politikasındaki değişimin simgelerinden biri oldu.

– Göç ve medya üzerine belgesel yapma fikri nasıl oluştu?

Avrupa Yayın Birliği Kültürel Çeşitlilik Grubu Başkanıyım. Almanya’ya Göç’ün 50. yılı anısına yapılacak program için yola çıktığımızda, projeyi oluşturan ana başlıklar arasında medyayı da değerlendirdim. Araştırmalar sırasında gördük ki bu benim düşündüğümden de önemli bir konuymuş.

– Belgesel hangi konuları ele alıyor?

Türkiye kökenli ve Alman gazetecilerin ve Alman medyasının önemli kuruluşlarının, yöneticilerinin bakış açısından göç, göçmenlik, medya ve entegrasyon, İslamofobi değerlendirmeleri; 1964 yılında kurulan ve bir fenomene dönüşen ilk Türkçe radyolardan Köln Radyosu’nun öyküsü, Radyo Multikulti, Türkçe yayınların Almanca öğrenilmesine etkisi ele alınıyor.

– Belgesel neyi amaçlıyor?

Filmde yarım asırlık göçün ardından Almanya’da Türkiyeli göçmenler  medyada nasıl algılanıyor, haberlere nasıl yansıyor, nasıl yorumlanıyor? Almanya’daki göçmenlerle ilgili önyargılarda medyanın rolü nedir? 11 Eylül’ün ardından katlanarak artan  islamofobinin etkileri medyada nasıl devam ediyor sorularına yanıt aradık.

– Belgeselin dikkat çekici yönü nedir?

Bence, çok kültürlü toplumlarda medyanın etkisinin altını çizmesi… Eğer siz çok kültürlü bir toplumda yaşıyorsanız, kültürünüz, kimliğiniz, inançlarınızla ilgili her gün olumsuz, klişe ve yanlış bilgilerle dolu haber ve yayınlarla karşılaşırsanız, kendinizi nasıl o toplumun bir parçası, o topluma ait görebilirsiniz ki…

– Çok kültürlü toplumlarda bireysel sorumluluklar da artıyor…

Elbette ve bu konuda toplumun her kesimine görev düşüyor ama biz medya profesyonellerine de çok büyük sorumluluklar düşüyor. Meslek eğitimi alan gençlerin özellikle bu konuda bilinçlendirilmeleri gerektiğine inanıyorum. Hatta çocukluktan itibaren tolerans değil de saygı ve kabul kavramlarını öğrenmeli ve öğretmeliyiz diye düşünüyorum.

TÜRK ERKEĞİ BIYIKLIDIR TÜRK KADINI DAYAK YER!

– Almanların Türklere bakışında 50 yılda ne değişti?

Alman medyasında Türkler, ilk başlarda misafir ve çalışkan işçiler olarak  gösteriliyor. Alman ekonomisine yapacakları katkılar anlatılıyor. Bugün gelinen noktada, entegrasyon süreci içinde, 7 yıldır bir ‘Medya ve Entegrasyon Planı’ söz konusu. Bu plan dahilinde göçmenlerin Alman medyasında çalışabilmesi, onlarla ilgili haberler yapılması, özellikle TV ve radyolarda göçmen kökenli, sunucu, muhabir ve bilir kişilere yer verilmesi tavsiye ediliyor ve bir takım çalışmalar yapılıyor. Ancak işin gerçeğine baktığımızda Almanya nüfusunun yüzde 20’si göçmen ve ancak bunun yüzde 3’ü medyada çalışabiliyor. Öte yandan göçmenlerin çalıştıkları alanlar kısıtlı. Türklerin imajına baktığımızda Araştırmacı gazeteci Ferda Ataman’ın yaptığı araştırmaya göre ‘iyi haber haber değildir’ bakışı ve buna bilgisizlik-yeterince araştırmamak da eklenince klişe haberler ortaya çıkıyor. En çok rastlanan kavramlar ise, bıyık, Anadolu ve başörtüsü. ‘Türk kadını dayak yer, çok çocuk yapar, eğitimsizdir, erkekler maçodur, şiddetle sorunları çözer’ gibi yaklaşımlara rastlanmış. Bu medya ve entegrasyon planı dahilinde biraz düzelme olmuş. Başarılı Türkler de yer almaya başlamış ama başarılı olduklarında bu kez Alman ve entegre olmuş olarak olarak kabul görmüşler medyada. Başarısız oldukların da ‘Türk’ olmuşlar.
 

Stargazete.com