‘Otele Gidip Çalıştığım Oldu’

Diziler
Bahar Çuhadar Saran, ‘Ezber çalışırken çevremde hiç kimseyi istemiyorum’ diyor. Bu köşede hangi çalışmalar yürür? Genelde yazışmalar. Bilgisayarla işim biraz arttı son zamanlarda. Çünkü so...
EMOJİLE

Bahar Çuhadar

Saran, ‘Ezber çalışırken çevremde hiç kimseyi istemiyorum’ diyor.

Bu köşede hangi çalışmalar yürür?

Genelde yazışmalar. Bilgisayarla işim biraz arttı son zamanlarda. Çünkü son oyunu hazırlarken, hızlı bir biçimde haberleşmek gerekiyordu. Aynı anda bilgisayarın başında metin üzerinde düzeltme yapabilmek için bu sene, bu odada çok vakit geçirdik. Hatta bir kaç kişi birden çalıştık. Onun dışında kitaplarımın çoğu, metinlerim burada. Ama okuma köşem ayrıdır. Burası bilgisayar nedeniyle, masa başı işler için zaman geçirdiğim yer.

Çalışma notlarınızı saklar mısınız?

Oyunla ilgili her şeyimi saklarım. Genellikle defterdir onlar, her oyunun bir defteri olur. Onları saklarım. Ama evrak, yahut oyunla ilgili çıkmış yazılar gibi bir envanter yapmayı yeni yeni öğreniyorum. Çok sevdiğim bir arkadaşım bana zorla bir internet sitesi yaptı. Hiçbir işe yardımcı olmama rağmen hem de… Soruyor, “Oyun CD’si var mı?”, “Yok…”, “Fotoğraf?”, “Bilmiyorum, belki vardır…” Gazetede çıkan haberleri soruyor, “Hiç, saklamadım!” Bana rağmen yaptı siteyi. En son geçen sene, “Anladım, sen yapmayacaksın. Odana geleyim, hem derleyeyim, toplayayım” dedi. Ben hala eski oyunlarla ilgili doğru dürüst bir derleme toplama yapmadım. Bu biz Türklerin göçebe ruhunun uzantısı diye düşünüyorum.

Kütüphanenizden kitap ödünç verir misiniz?
 
Son sekiz yıldır, alıp okuduğum kitapları, özellikle romanları çok sevdiğim öğrencilerime, genç arkadaşlarıma, henüz o kitabı okumamış olanlara veriyorum. Ya da biriktirip yollanacak bir yer varsa yolluyorum. Çünkü artık yerim yok, öyle yaşamak istemediğime karar verdim. Ama bu odadakilerin hiçbiri verilmez. Ödünç olarak isteyene de veririm. O yüzden bir gün dehşet içerisinde kaldım. Bir şeye bakacağım, aradım, ‘Hamlet’ yok. “Bunu asla kimseye söyleyemem” dedim. Benim evimde Hamlet yok! O günden beri de yok! Tabii ki birine vermişim. Öyle gidip de geri gelmeyen çok kitabım var. Bazılarının kimde olduğunu biliyorum (gülüyor). Bazılarını unuttum, “Bazıları bir biçimde geri döner” diyorum. Ama ben de kendimde arkadaşlarımdan aldığım kitaplara rastlıyorum.

Çalışırken ortam nasıl olmalı?

Çok dağınığımdır ama dağınık yerde asla çalışamam. Evi toplamaya başlarım. Hiç alakası yoktur ama mutfaktan başlarım toplamaya. Yatak odasını falan da toplar en sonunda çalışma odasına gelirim. O sırada da akşam olmuş olur. “Boşver, burayı da sabaha bırakırım” derim. Toplu olması da gerekmiyordur ama o bir ritüel. O olmadan çalışamam. Gerçekten bir şey yetiştirmem gerekiyorsa, çok çaresiz kalmışsam, dağınıklığı görmeyeceğim bir alanda çalışırım.

Müzik dinler misiniz çalışırken?

Asla ve asla sözlü bir şey dinleyemem. Öncesinde evet. Evi toplayabilmem için müzik şart, o ancak öyle katlanabileceğim bir şey. Ama çalışırken tam tersi. Klasik müzik dinlerim çalışırken. Evde yürüyen, konuşan falan da istemem.

Kedileriniz rahatsız etmiyor mu?

Yok, onlar rahatsız etmez. Bilgisayarın üstüne falan çıkarlar, rahatsız olmam. Ama onun dışında, hele oyun sırasında, evdekilere “Siz buradaysanız ben içeri gideceğim. Yatak odasında çalışacağım” derim. Kapıları falan kapatıp çalışırım. Gerçekten delirebilirim, mektup falan yazamam yani, o kadar beceremem.

Dışarıda çalışabilir misiniz?

Yoğun konsantre olmamı gerektirecek şeyler değilse çalışabilirim. Ama bir ezberin falan üzerinden geçiyorsam… Yüzerken ya da yürüyüş yaparken ezber yapardım. O sırada bedenimi meşgul edip onu yapabilirim. Ama sıfırdan bir şey çalışıyorsam olmaz. Korkunç, çekilmez bir noktaya geliyorum. O sırada ben de benden hoşlanmıyorum. Otele gidip çalıştığım oldu. O kadar kimseyi istemiyorum ki kendime ait bir şey de görmek istemiyorum. Öyle bir imkânım vardı, denk gelmişti otele gittim.

Bir fikri ilk kimle paylaşırsınız?

Oyunculuk çok başka, oyunculukla ilgili hiçbir şeyi paylaşmam. O sahnede deneninceye kadar geçerliliği olmayan bir şeydir. Fikir, tiyatroda hiçbir işe yaramaz. Tıpkı yemek gibi. Deneyip de başkalarına sunmadan iyi olup olmadığını anlamazsınız. Sadece kendime not alırım, kimseyle paylaşma gibi bir alışkanlığım yok. Ama öncesindeki çalışmalarda, bir fikre ulaşabilmek istediğim sırada çok insanla konuşurum. Yakınlarımla konuşurum. Genellikle oyun ya da oyunculukla ilgili olmayan işlerdir bunlar. Tüm metinlerimi okuttuğum çok yakın bir arkadaşım var. Ama provaya başlamamışımdır, o ön ön hazırlıktır. Analitik bir okuma yaparız onunla.

Sürekli çalışsanız da bıkmayacağınız bir oyun var mıdır?
 
Çehov oyunları.

Mesleğiniz dışında herhangi bir işten para kazandınız mı?
 
Türkiye’de ilk İslam Konferansı yapılıyordu. Öğrenciydim, yabancı dil bilen insanlar aranıyordu. Çok sıkı güvenlikten geçtik. Önce Intercontinental Otel’de Information Desk’te çalıştım. Sonra da Sheraton’da Merkez Bankası toplantısı vardı. Bellboy ile tek tek odaları dolaşıp Merkez Bankası’nın hediyesini sunmak gerekiyordu.

Radikal Gazetesi