Türkiye’nin adayı Faruk Şara kimdir?

Şehirler
Türkiye Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu hafta sonunda Suriye’de 1,5 yılı aşkın süredir devam eden krizin sonuçlandırılması için "geçiş hükümeti" formülü uygulanabileceğini ve Suriye D...
EMOJİLE

Türkiye Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu hafta sonunda Suriye’de 1,5 yılı aşkın süredir devam eden krizin sonuçlandırılması için "geçiş hükümeti" formülü uygulanabileceğini ve Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın bu çerçevede görev ve yetkilerini yardımcısı Faruk Şara’ya devredebileceğini söyledi.

Davutoğlu ”Faruk Şara gayet akıllı ve vicdanlı bir tutumla bu son olaylarda, katliamların içinde yer almadı. Ama sistemi herhalde Faruk Şara’dan daha iyi bilen yok.” dedi.

Suriye bu açıklamaya sert tepki gösterirken, Özgür Suriye Ordusu’nun da teklife sıcak baktığı bildiriliyor.

Anadolu Ajansı’nın Kahire mahreçli haberine göre ÖSO’nun Siyasi Danışmanı Bessam Dade "Davutoğlu’nun önerisi Beşar’dan kurtulmanın en iyi yolu, bu nedenle tüm muhalif kesimlerin bu öneriyi kabul edeceğini düşünüyorum." dedi.

Şara’nın görevi Beşar Esad’dan devralması önerisi ilk olarak 23 Ocak 2012’de yapılan Arap Birliği Dışişleri Bakanları toplantısında gündeme getirilmişti.

Toplantıdan Suriye’de bir ulusal birlik hükümeti kurulması, Esad’ın görev ve yetkilerini yardımcısına devretmesi kararı çıkmıştı.

Ancak Suriye yönetimi bu formülü "içişlerine ağır müdahale" olarak değerlendirdi ve formül uygulanamadı.

Temel direklerden

Esad sonrası geçiş hükümeti için adı geçen Faruk Şara, 40 yıldan fazladır Suriye yönetim sistemi içinde farklı görevler üstlendi.

1938’de Dera kentinde Sünni bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Şara, 1976-1980 yılları arasında Suriye’nin İtalya Büyükelçiliği’nde diplomat olarak görev yaptı.

1980 yılında dışişleri bakan yardımcılığına getirilen Şara, 1984 yılında dışişleri bakanı oldu.
2000 yılında iktidar Hafız Esad’dan oğlu Beşar’a geçtiğinde koltuğunu koruyan Şara, Suriye’nin eski Cumhurbaşkanı Yardımcısı Abdulhalim Haddam’ın 2006 yılında ülke dışına çıkması ile birlikte Haddam’ın görevini devraldı.

Diplomatik krizlerden, İsrail-Suriye görüşmelerine kadar birçok sürecin içinde yeralan Faruk Şara, Hafız Esad öncülüğündeki Baas "demir yumruk" döneminin temel direklerinden biri oldu.
Aynı dönemde Suriye’deki yönetim sisteminin içindeki en önemli isimler olarak Rıfat Esad, Abdulhalim Haddam, Ali Duba ve Mustafa Tlass öne çıktı.

Faruk Şara dışında, bu isimlerin hepsi bugün ya emekli ya da muhalif sıfatları ile sistemin dışında.
Uzun yıllar boyunca Hafız Esad’ın "sağ kolu" konumunu koruyan Faruk Şara, Beşar Esad iktidara geldikten sonra da aynı konumunu sürdürdü.

Devlet yönetimi içindeki "karar verici mekanizmada" yer alan Şara, Hafız Esad döneminib politik ve diplomatik geleneklerini koruması ile biliniyor.
Faruk Şara, "ülke yönetiminde perde arkasında duran, sistemi ve sırlarını çok iyi bilen ve bu nedenle de Beşar Esad yönetiminin de en önemli isimlerinden biri" olarak tanımlanıyor.

İsyan sürecinde Şara

Faruk Şara ülkede isyanla başlayan yeni süreçte de aktif görev üstlendi. Şara’nın adı ilk olarak "Ulusal Diyalog" girişimleri çerçevesinde gündeme geldi.

Ülkede krizin başlamasının ardından, her kesimden muhalifin görüşlerini ifade edebileceği toplantılar düzenlenmesi için başlatılan süreci koordine eden Şara, muhaliflerin yeterli ilgiyi göstermemesi nedeniyle girişim başarıya ulaşmamış olsa da ulusal diyalogun sağlanması çabalarını sürdürdü.

Ülkede krizin başladığı günlerde yayılan "Faruk Şara yönetimden ayrılabilir" yorumlarına karşın, diyalog sürecinin koordinasyonunu üstlenerek "sistemin içinde kalacağını" gösterdi.
Ancak Hafız Esad döneminin "soğuk ve sessiz devlet adamı" geleneğini sürdüren Şara, kriz süresince çok az açıklama yaptı ve görüntü verdi.

Ulusal Güvenlik binasında meydana gelen ve Savunma Bakanı Davud Racea dahil yönetimin önemli isimlerinin hayatını kaybettiği patlamanın ardından cenaze töreninde görüntülenen Şara, birkaç ay sonra İran heyetini kabulü sırasında görüldü.

Suriye yönetiminin ve Faruk Şara’nın ketum olmaları ve çok az açıklama yapmaları, yapılan açıklamaların da iddiaları ortaya atan çevrelerce tatmin edici bulunmaması yeni iddia ve söylentileri doğurdu.

İddialar: Suikast, hastalık, firar

Kriz sürecinde Faruk Şara’ya ilişkin birçok iddia da ortaya atıldı.
Bu süreçte "Şara’ya suikast girişiminde bulunulduğu, Şara’nın yaralandığı" iddia edildi ancak bu iddialar hiçbir zaman için doğrulanamadı.

Şara’nın fiziksel olarak ağır hastalıklarla mücadele ettiği de Şam’da sıkça dile getiriliyor ancak sağlık durumu ve hastalıklarına ilişkin bile net bilgi ya da açıklama bulunmuyor.
Şara’ya ilişkin geçtiğimiz aylar içinde de "yönetimden ayrıldığı, yurt dışına çıkmak üzere Dera’ya gittiği, Ürdün’e geçtiği" gibi iddialar dünya basınında yer buldu.

Bu iddialar karşısında "Şara’nın ofisinden yapıldığı" söylenen bir açıklamada, "Şara’nın hiçbir zaman için yurtdışına çıkmayı düşünmediği" ifadelerine yer verildi.
Ancak bu açıklama Şara bir İran heyetini kabulünde görüntü verene kadar spekülasyonları dindirmeye yetmedi.

Şara’nın İran heyeti ile yaptığı görüşme sırasında verdiği görüntünün ardından da yönetimden ayrılmak istediği, ev hapsinde tutulduğu, o görüntüyü de zorla verdiği yolunda yeni iddialar dile getirildi.
Bugün adı tekrar gündemde ancak Hafız Esad döneminin "soğuk figürü" Faruk Şara, sistemin halen görevdeki en kıdemli adamı olarak sessizliğini koruyor.

Suriye’den tepki

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun Faruk Şara’yı Esad sonrası dönem için gündeme getirmesine Suriye yönetimi tepki gösterdi.
Enformasyon Bakanı Ümran Zobi, Davutoğlu’nun sözlerini "siyasi kafa karışıklığı ve gaf" olarak değerlendirdi.

Zobi, "Türkiye, Osmanlı Sultanlığı değil; Şam’da, Mekke’de, Kahire’de ya da Kudüs’teki valileri de Türk Dışişleri Bakanlığı atamıyor" dedi.
Türk hükümetinin görevi Türk halkının kabul ettiği ve ülke yararına çalışacak kişilere bırakması gerektiğini söyleyen Zobi, hükümetin halkın geleceğini tahrip etmeyi bırakması gerektiğini ve Türkiye’nin bu iktidarla birlikte ağırlığını kaybettiğini de iddia etti.

BBC Türkçe